Yeni Bir Güne Şarkı
NEBULA EN İYİ ROMAN ÖDÜLÜ KAZANANI
LOCUS EN İYİ İLK ROMAN ÖDÜLÜ ADAYI
ABD’de terör olayları ve ölümcül virüslerin sebep olduğu salgın bir anda patlak verince hükümet sokağa çıkma yasaklarıyla halkı “evde kalmaya” çağırır.
Artık insanlar evlerinden sanal gerçekliğe bağlanarak yeni normallerini yaşar.
Eğitim, toplantılar, konserler hatta bar buluşmaları bile “ser-âlem” adlı sanal dünyada gerçekleşir.
Luce bir rock gitaristidir ve son halka açık konseri de o verir. Bir süre kendini yeni normale alıştırmaya çalışsa da müzik ağır basar. Yasaklar nedeniyle yeraltı kulüplerinde çok az kişinin bildiği konserler düzenlenmektedir.
Rosemary ise bu gizli konserleri veren grupları StageHolo isimli müzik şirketi için keşfetmekle görevlidir. Rosemary ve Luce’un yolları rock ’n’ roll ruhuna sadık bir şekilde kesişecektir.
Yeni Bir Güne Şarkı, hayatı pandemiyle altüst olan bir müzisyenin dünyayı değiştirme hikâyesi.
“Sadece bir kişi bile sesini çıkardığında neler olabileceğini gösteren muhteşem bir roman.” – Kirkus
“En karanlık günlerin ortasında dahi toplumun, müziğin ve hayatın nasıl ayakta kaldığına dair doludizgin ve umut dolu bir eser.” – Kelly Link
“Pinsker müzik, topluluk ve bizi insan yapan şeylerin yeniden keşfi üzerine muazzam bir epik yazmış.” – Charlie Jane Anders
“Bu kitap, her zaman ihtiyaç duyduğumuz o lirik protest şarkının ta kendisi.”
– Ken Liu
Çevirmen: Sevda Ertaş
Mevki Uygarlığı
“Bilimkurgunun ortaya koyduğu en büyük komedyen.” – J.G. Ballard
“Robert Sheckley, önemli mizah yazarlarından biri.” – Douglas Adams
“EMİNİM Kİ ÇÖKÜŞE GİREN TÜM TOPLUMLAR YANILTICI ŞEKİLDE KENDİLERİNİ KALICI GÖSTERMİŞTİR.”
Elli senelik kariyerine onlarca kitap, yüzlerce öykü sığdıran, bilimkurguya absürdist bir bakış açısıyla yaklaşan Robert Sheckley, bilimkurgunun meşhur mizah yazarlarından biri. Sheckley’nin en başarılı eserlerinden biri olan
Mevki Uygarlığı ise iyiliğin hor görüldüğü, suçun kanun sayıldığı etkili bir hiciv.
Ranzasında uyanan adam, kim ve nerede olduğunu bilmiyor. Kapısına gelen korumanın dediğine göre ismi 402. Sandığı gibi bir hastane odasında da değil. Sonradan öğrendiğine göre adı Will Barrent, cinayetten suçlu bulunduğu için Omega gezegenine sürgün edilmiş. Ve Dünya’dan sürülmeden önce, tüm suçlulara yapıldığı gibi hafızası silinmiş.
Suçluların kontrolü altındaki, yeni gelenlerin ortalama hayatta kalma süresinin üç yıl olduğu vahşet dolu ceza gezegeni Omega’da ölmemenin tek yolu
ise öldürmekten geçiyor.
Mutlak hukukun hüküm sürdüğü ancak söz konusu kanunların alt sınıflardan gizli tutulduğu, yeni sürgünlerin hayatlarına hiyerarşinin en dibinde başladıkları bu acımasız gezegende tutunmak için Will Barrent’ın da elini kana bulamaktan başka çaresi olmayacak.
Mevki Uygarlığı, kafasını ilerlemeyle bozmuş bir Dünya’nın karanlık yansıması.
Çevirmen: Mert Doğruer
Caz Çağı Öyküleri
“Fitzgerald çok az yazarın sahip olabildiği o niteliği, tarihin içinde yaşama algısını asla kaybetmedi.” – Malcolm Cowley
Ölümünden sonra New York Times tarafından “farkında olduğundan çok daha iyiydi çünkü hem gerçekte hem de edebi anlamda bir nesli icat etmişti…” diye tanımlanan F. Scott Fitzgerald’ın 1922’de yayımlanan ikinci öykü kitabı
Caz Çağı Öyküleri’nde yazarın belki de en az Muhteşem Gatsby’si kadar bilinen ve yine en az o eseri kadar Amerika ve dünya edebiyatı üzerine etkisi olan öyküleri bir araya geliyor.
“Son Uçarı Kızlar”, “Fanteziler” ve “Sınıflandırılmamış Başyapıtlar” olarak üç kısma ayrılan Caz Çağı Öyküleri’ndeki on bir öykünün arasında, bir dans çağrısıyla sınıf atlamayı ve aşkı bulmayı hayal eden Jöleli Şeker’le, Ritz-Carlton Oteli kadar büyük bir elmasla, hayata ihtiyar bir adam olarak başlayıp yaşı ilerledikçe gençleşen Benjamin Button’la karşılaşacak, Fitzgerald’ın Princeton’da öğrenciyken kaleme aldığı bir skeç senaryosu ve öyküsünü okuyabilecek, ayrıca yazarın kitaptaki tüm öykülerinin yazılışına dair notlarına danışabilme şansını da bulacaksınız.
Yaşadığı zamanı “tüm savaşların yapıldığı, insana inancın kalmadığı” sözleriyle tanımlayan F. Scott Fitzgerald’ın Caz Çağı Öyküleri, kariyerinin başlarındaki bir yazardan içinde bulunduğu kayıp nesle dair tarihi öneme sahip bir klasik.
Ülker İnce’nin çevirisi ve önsözüyle
Uçarı Kızlar ve Filozoflar
“Trajik bir kahraman değilsin. Ben de değilim. Bizler yazarlarız sadece ve yapmamız gereken şey de yazmak.”
– Ernest Hemingway, F. Scott Fitzgerald’a bir mektubundan
Ölümünden sonra New York Times tarafından “farkında olduğundan çok daha iyiydi çünkü hem gerçekte hem de edebi anlamda bir nesli icat etmişti…” diye tanımlanan F. Scott Fitzgerald’ın ilk romanından hemen sonra, 1920 yılında yayımladığı ilk öykü kitabı Uçarı Kızlar ve Filozoflar, bir sonraki eseri Muhteşem Gatsby ile adını edebiyat tarihine kazıyacak yazarın kabiliyetlerini açıkça ortaya koyan bir eser.
Fitzgerald bu kitabındaki öykülerden “Açık Deniz Korsanı”nda teknesini ele geçiren korsana âşık olan bir kadını, “Buz Sarayı”nda rutini bozma, hayatı daha coşkulu yaşama arzusunu, “Kristal Kâse”de bir evliliğin kaderini, “Baş ve Omuzlar”da bir filozof ile aktristin ilişkisini, “Bernice Saçlarını Kısa Kestiriyor”da topluma uyum sağlamanın yollarını, “Kutsama”da dininden uzaklaşanları, “Dalyrimple Hata Yapıyor”da Birinci Dünya Savaşı sonrasında iş hayatına dönmeye çalışan bir eski askeri, “Dört Yumruk”ta ise bir adamın karakterinin yediği dört yumrukla nasıl değiştiğini anlatıyor.
1920’ler Amerika’sının bir panoraması da sayılabilecek Uçarı Kızlar ve Filozoflar, Amerikan edebiyatının genlerine işleyen yazar F. Scott Fitzgerald’ın öykücülüğünün de romancılığı kadar kıymetli olduğunun önemli bir nişanesi.
Ülker İnce’nin çevirisi ve önsözüyle
Jüpiterin Mirası cilt 4
Süperkahramanlar dünyayı kontrol altına aldı. İnsanları kurtarmak
ise kötülerin elinde.
Askerlerden kılpayı kurtulan Chloe, Hutch ve Jason, Amerika’yı yöneten Brandon ile Zihin Dalgası onların yerlerini öğrenince, saklanmayı bırakıp karşı saldırıya geçmeye karar vermişlerdi. Üçlü, Hutch’ın süper güçleri olan suçlu eski dostlarını bir araya toplayıp Amerika’yı eski hâline getirmek ve Ütopyacı’nın intikamını almak niyetindeydi. Yardımlarına ise sürpriz bir isim daha gelecekti. Zamanının bir kahramanı ve tarihin en çok aranan süper suçlusu, Göktilkisi.
KICK-ASS ve MARVEL/İÇ SAVAŞ’ın yaratıcısı Mark Millar’ın yazdığı ve
Frank Quitely’nin (3ÜZ, ALL-STAR SUPERMAN) çizdiği Jüpiter’in Mirası Cilt 4, süperkahramanların gizli kapaklı, problemli yaşamlarına yakından bakan, Watchmen ve The Boys sevenlerin bayılacağı bir çizgi roman.
“Sapasağlam, oldukça özgün bir süperkahraman hikâyesi.”
– PATRICK ROTHFUSS
Çevirmen: Ömer Ezer