Rom Günlükleri

Amerikan gazeteciliğinin ve edebiyatının yirminci yüzyıldaki en tartışmalı figürlerinden Hunter S. Thompson, döneminin en büyük akımlarından “Gonzo gazeteciliği”nin kurucusu olmasının yanı sıra önemli bir altkültür ve siyaset figürü. Thompson’ın 1959’da, henüz yirmi iki yaşındayken kaleme almaya başladığı ancak yayımlanması 1998’i bulan Rom Günlükleri, onun bir kurmaca yazarı olarak nasıl bir yol takip ettiğini gösteren, kendine has acayip dünyasının kapılarını açan, bir nevi anahtar roman.

Gazeteci Paul Kemp, New York’tan kalkıp Porto Riko’ya gelir ve Daily News’ta çalışmaya başlar. Hayata pek de tutunamayan gazetecilerin uğrak mekânlarında vakit öldürüp bol bol kadeh yuvarlayan, sık sık belaya bulaşıp oradan oraya savrulan Kemp, kendini neredeyse her şeyin mübah sayıldığı küçük ama tekinsiz bir dünyada bulur.

Tıpkı Las Vegas’ta Korku ve Nefret’teki gibi yine Johnny Depp’in başrolde olduğu bir sinema uyarlaması bulunan Rom Günlükleri ihtiras yüklü bir Amerikan klasiği.

“Bir yatı yüzdürecek bollukta alkol ve onu batıracak ölçüde korku ve nefret.”
– New York Daily News

“Duygusal derinliklerini yavaş yavaş ortaya çıkaran, usul usul ve sevgiyle işlenmiş bir kitap.” – Salon
Çevirmen: Kıvanç Güney

O Öyle Olmadı

“Hikâyesi uzun olan, cümleleri kısa tutar.”

Zihin bir kara kutu mudur? Yazarın zihni hep uyanık mıdır? Gerçekle kurmaca ne kadar birdir? Sır denilen, bir gün açığa çıkan mıdır? Ercan y Yılmaz, soruları bir bir yanıtlıyor romanında. Yaşam ve yazma eylemi arasındaki sınırı kaldırırken, hafızayı da sorguya çekiyor. Unutmak ve hatırlamak istememek; ikisi aynı olamaz.

O Öyle Olmadı, bütün renklerin beyaz olduğu bir coğrafyada, yitirişin değil, hiç sahip olamayışın romanı; Bünyamin’in, Meçhul’ün Asal’ın ve Ercan’ın, dostlukla tamamlanma hikâyesi. Anlatılanlar ne kadarı doğru bilinmez. Belki de o öyle olmadı.

“İnsan isterse bir öyküye dahil olabilir, şiirde yaşlanabilir ya da bir romanda susabilir ama hiçbir zaman masalının dışına çıkamaz.

Denersin. Yüksek bir yere çıkarsın, ‘Burada masal yok,’ dersin, bulutlar seni yanıltır. İnersin derin bir mağaraya. Serinlik, buradayım der; seni yanıltır. Yüzersin. Kaçamazsın. İnsan masalından kaçamaz, bir de topraktan…”

Neptün Müzakereleri

“Belki de evrende yüz binlerce, hatta milyonlarca akıllı bilgisayar geziyordu.”

İnsanlık uzaydan ve o uzak diyarlardan gelecek akıllı varlıklara olan inancından hiç şüphe duymadı. Ancak çoğunlukla Mars’a çevirdi yüzünü ya da Satürn’ün halkalarından alamadı gözünü. Oysa Dünya’nın biraz daha uzağındaki Neptün pek önemsenmemiş, hikâyelere pek konu olmamış, güzellikleri pek ön plana çıkarılmamıştı. En azından, şimdiye kadar…

Dünya’nın üç büyük devleti arasında yıllardır süren savaşın tam ortasında, Neptün’ün yörüngesinde bir anda ortaya çıkan simsiyah bir cisim, Dünya dışı akıllı varlıklara ilişkin tüm soruları cevaplayabilecek midir?

Dünya ölçeğindeki ekonomik dertlerin, siyasi çalkantıların, çevresel sorunların tarihte belki de hiç olmadığı kadar insanları kendi kabuğuna kıstırdığı, dar görüşlülüğe sürüklediği bir dönemde bakışları yeniden göklere, uzayın genişliğine çevirmeye davet eden bir anlatı Neptün Müzakereleri. Kuşağının açmazlarını dile getiren genç bir kalemin, Türkiye’de ender rastlanan “uzay operası” türüne de göz kırpan ilk romanı.

Olesya

“Aleksandr Kuprin, Rusya’nın Kipling’idir.” – Vladimir Nabokov

Çehov, Gorki ve Bunin’le birlikte Rus öykücülüğünün en önemli isimlerinden sayılan, insan ruhuna dair derinlemesine tasvirleriyle güncelliğini bir nebze olsun yitirmeyen, 20. yüzyıl Rusya’sının en çok okunan yazarlarından biri olan Aleksandr Kuprin, otobiyografik kısa romanı Olesya’da dinlenmek için
gittiği köyde Olesya ismindeki bir cadıyla tanışan İvan Timofeyeviç’in
hikâyesini anlatır.

Günlerini avlanarak ve büyük bir can sıkıntısıyla geçiren İvan Timofeyeviç, köyü çevreleyen ormanda bir cadının yaşadığını duyduğunda merakına yenik düşer. Bir gün ormanda yolunu yitirmesiyle tanışacağı bu cadıyla başlayan arkadaşlığı zamanla büyük bir aşka evrilecektir. Ancak Olesya’nın görüleri hiç de mutlu bir geleceğe işaret etmemektedir.
Çevirmen: Hazal Yalın

HaftaninFilmi.com’dan Filmler

Gösterimdekiler (17. hafta):
Zah-Har 'Cin Ahalisi' (2024) Oyun Gecesi - Katala (2024) Arınma - Immaculate (2024) Küçük Don Kişot'un Maceraları - Giants of la Mancha (2024) Boy Kills World (2024) Cadı (2024) Rekabet - Challengers (2024) Siyah Çay - Black Tea (2024) Dublör Filmi (2024)
Arşivden Seçkiler:
İkimize Bir Dünya (2016) CM101MMXI Fundamentals (2013) Teksas Katliamı - The Texas Chain Saw Massacre (2015) THE BATMAN (2022) Toz (2017) Bobi: Dikenlerin Gücü Adına - Bobby The Hedgehog (2018)