Hyperion / Hyperion Kantoları 1. Kitap

HUGO EN İYİ ROMAN ÖDÜLÜ
LOCUS EN İYİ BİLİMKURGU ROMANI ÖDÜLÜ

“İnsanı hayretler içinde bırakan bir kitap.” — Iain M. Banks

“Shrike Hac Yolculuğu’nun bir üyesı olarak Hyperion’a dönmek için seçildiniz.”

Dan Simmons korku, fantazi ve bilimkurgu eserleriyle üç türü de derinden etkileyen, spekülatif kurgunun yaşayan en önemli isimlerinden biri.
“Uzayda geçen Canterbury Hikâyeleri” olarak yorumlanan Hyperion Kantoları’nın ilk kitabı Hyperion ise sıklıkla Dune ve Yüzüklerin Efendisi’yle karşılaştırılan bir şaheser.

29. yüzyıl. İnsanlığın Hegemonyası’nın evreni tehdit altında. Atılmışlar’ın istilası yaklaşıyor ve ayrılıkçı yapay zekâ TeknoÇekirdek’in gizemli planları kaosu daha da yakınlaştırıyor.

Galaktik yasaların erişemediği Hyperion adlı dünyada, Shrike adında bir yaratık bekliyor. Ona tapanlar var. Ondan korkanlar var. Ve onu yok etmeye ant içmiş olanlar var.

Tüm galaksi savaştayken, yedi hacı Hyperion’daki efsanevi Zaman Kabirleri’ne, güçleri zamanın ve uzayın sınırlarını aşan, yarı tanrı yarı ölüm makinesi ölümcül bir yaratık olan Shrike’ın evine doğru son bir yolculuğa çıkıyor. Her biri zayıf bir umut ve korkunç bir sır taşıyan hacılardan biri insanlığın kaderini ellerinde tutuyor olabilir…

Hyperion, bilimkurgunun felsefe taşı.

Çevirmen: N. Can Kantarcı

Yengeç Konserveleme Gemisi

“Evlerinde tencere kaynasın diye çoğu kişi birbiri ardına baba ocağından uzaklara dağıldı, şehirlere geldi. Hepsi de para biriktirip memleketine geri dönmeyi düşünüyordu. Oysa çalışıp da karaya ayak basınca moçi’ye yapışıp kurtulamayan küçük kuşlarmışçasına Hakodate ve Otaru gibi şehirlere mahkûm oluyorlardı.”

Yirminci yüzyıl Japon edebiyatının en önemli toplumsal eleştiri yazarlarından biri olan Takici Kobayaşi, eserlerinde kapitalizmin acımasızlığını, işçi sınıfının mücadelesini ve toplumsal eşitsizlikleri gözler önüne serer. Genç yaşta polis nezarethanesinde hayatını kaybeden yazarın Yengeç Konserveleme Gemisi kitabı ise Japon proletarya edebiyatının en güçlü örneklerinden biri kabul edilir.

Soğuk, fırtınalı denizlerde sefalet içinde çalışan işçilerin hikâyesini anlatan Yengeç Konserveleme Gemisi, bir grup balıkçının zorbalık, açlık ve sömürü karşısında verdiği mücadeleyi konu alır. Ağır çalışma koşulları altında
ezilen bu işçiler, sadece hayatta kalmak için değil, insanlık onurlarını korumak için de savaşmak zorundadır. Kobayaşi, kapitalizmin en acımasız
yüzünü açığa çıkarırken, aynı zamanda kolektif direnişin kaçınılmazlığını da gözler önüne serer.

Çevirmen: Zeynep Ebru Okyar

Cenaze Oyunları

“Onca büyük adam… İskender hayattayken savaş arabasını çeken
adamlar gibi hep birden asılmışlar ellerindekine. İskender ölünce de sürücüsü düşüveren at arabasının askerleri gibi dört bir yana saçılmışlar.
Üstelik atlar gibi harap olmuşlar.”

Cenaze Oyunları, Büyük İskender’in ölümüyle açılıyor; ardında tahta vâris iki doğmamış çocuk ve bir ucube kardeş kalınca bilinen dünyanın en büyük imparatorluğu, büyük muktedirin arkasından saraylıları, eşleri ve iktidar talibi komutanlarının hırsla girişecekleri muazzam bir iktidar mücadelesinin eşiğine geliyor. Bu yeni iktidar oyunları duygusallığa yer bırakmayan, aklını ve entrikanın maharetini en iyi kullananın ayakta kalacağı, kalanların perişan ve yok olacağı bir tarihe açılıyor. Otuz üç yaşında öldüğünde, arkasında tarihin en büyük imparatorluğunu bırakan bir antik kahramanın, ölümün Büyük İskender’inin yok olan hayallerini her yönüyle gözler önüne seriyor.

Büyük İskender Üçlemesi, ünlü tarihi roman yazarı Mary Renault’nun, çarpıcı yeteneğiyle antik dünyanın gerçek kahramanlarını canlandırdığı, kanları ve terleriyle, tüm tutkuları ve vahşetleriyle, gizli yönleri ve dünyevi hırslarıyla kurguladığı başyapıtı.

“Renault’nun şimdiye kadarki en iyi tarihi romanı… Her ayrıntı çok sağlam tarihi kanıtlara dayanıyor.” – New York Review of Books

“Mary Renault hem tarihi romancılara hem de okurlarına yol gösteren bir ışıktır. Geçmiş şimdiymiş gibi yapmaz ya da antik Yunanların bizim insanlarımıza benzediğini iddia etmez. Bize garipliklerini gösterir; anlayışla, sağlam basarak, değerlerimizi tartıya vurarak, merakımızı uyandırarak bizi etkileyen ve büyüleyen yabancı bir diyardan geçirir.” – Hilary Mantel

Çevirmen: Çağla Taşkın

Ceza Sömürgesi

“Kâbusların yazarı.” — JORGE LUIS BORGES

Franz Kafka, modern edebiyatın en etkileyici ve rahatsız edici yazarlarından biri. Onun eserleri, bireyin bürokrasi, otorite ve akıl almaz düzenler karşısındaki çaresizliğini gözler önüne serer. Ceza Sömürgesi ise adaletin yozlaşması ve mekanikleşen bir düzenin insanı nasıl yok ettiğini anlatan karanlık bir eser.

Issız bir sömürgede, mahkûmların suçlarını vücutlarına kazıyarak onları infaz eden korkunç bir makine ve ona körü körüne bağlı bir subay, yabancı bir gezgine sistemin “kusursuzluğunu” anlatmaya çalışır. Ancak bu düzen artık çökmeye başlamıştır ve eskiyle yeni arasındaki gerilim kaçınılmaz bir sona doğru ilerler.

Kafka’nın tüyler ürperten anlatımıyla şekillenen bu distopik hikâye, insanın adalet anlayışını, otoriteye itaati ve sistemlerin zalimliğini sorgulatıyor.

Çevirmen: Yonca Kocadağ

HaftaninFilmi.com’dan Filmler

Gösterimdekiler (21. hafta):
Üç Arkadaş (2025) Gecenin Gündüzü (2025) Stelios - Bekledim de Gelmedin - Stelios (2025) Kefenler - The Shrouds (2025) Lilo ve Stiç - Lilo & Stitch (2025) Örümcek-Adam 3 - Spider-Man 3 (2025) Mission: Impossible - Son Hesaplaşma - Mission: Impossible - The Final Reckoning (2025)
Arşivden Seçkiler:
Kral İçin Hologram - A Hologram for the King (2016) Doraemon: Buz Devri Macerası - Eiga Doraemon: Nobita No Nankyoku Kachikochi Daibouken (2017) Tabu - Towelhead (2009) Aşkın İzleri - To The Wonder (2013) Sakin Batı - Slow West (2015) Lanetli Ev - The House on Pine Street (2016)