Galateia: Bir Öykü

Ben, Kirke ve Akhilleus’un Şarkısı’nın yazarı Madeline Miller’dan mitolojik bir öykü…

Ben eskiden taştım. Güzeldim güzel olmasına ama mutluluğu, kaçışı elinden alınmış bir güzellik neye yarar? Tek arzum biraz dışarı çıkıp güneşin altında yürümekti… kızımla beraber. “Muhtaçsın,” derdi bana yaratıcım, “utanman da yok üstelik, yüzün bile kızarmıyor…

Heykeltıraşı ve sonra da kocası Pygmalion’un elinde hayat bulan Galateia esaretine alışmıştır âdeta. Ama kızı Paphos’un da aynı kadere sürüklendiğini fark edince özgürlüğüne bir an evvel ulaşmak adına başka bir ihtimalin peşine düşmeye karar verir.
Edebiyattan sinemaya birçok esere ilham veren, kadının baştan yaratılması üzerine temel bir anlatı olan Galateia efsanesi bu defa bir kadının elinde yeniden hayat buluyor.

“Bir öykülüğüne de olsa Madeline Miller’ın mitolojik anlatılara dönüşünü görmek harika.” — Library Journal

Ambra Garlaschelli’nin illüstrasyonlarıyla.
Çevirmen: Elif Ersavcı

Psikoz Hikayeleri

Bazısı size yakın, bazısı size yabancı, kimi zaman aynı kanıda olacağınız veya tam tersi, karşısında duracağınız, bazen zekice bulup alkışlarken bazen de garip bulup şaşıracağınız 61 çizgi öykü ile Psikoz Hikayeleri.

Bu kitaptaki hiçbir çizgi öyküyü ciddiye almak zorunda değilsiniz. Sırlarınız, korkularınızla karşılaşıp kapağını kapatıp arkanıza bile bakmadan gitmekte de özgürsünüz. Hatta çizeri bir akıl hastası olarak yaftalamanız da inanın ona hiç koymaz. Çünkü beden gibi zihnin de hiç kimse için tam olarak mükemmel olamayacağını iddia eden bu kaçık zat, hiç üşenmeden bu düşüncelerini bir sanat eseri gibi resimlendirip kitap olarak yayımlatmakta da mahsur görmeyen uçuk bir deli olmayı kabul etmektedir.

Ve Sinem 1. Cilt

Ve Sinem raflara dönüyor!

Hızlı ve kalburüstü yaşam tarzının yanı sıra yüksek bir özgüvene sahip Sinem, vücut geliştirme takıntılı sevgilisi Alper, evlilik hayalleriyle yaşayan ablası Ebru, ayrılık hayalleriyle yaşayan eniştesi Engin, Engin’in işe yaramaz kardeşi Utku ve onun daha da işe yaramaz arkadaşları… Bir yandan İstanbul’un renkli ve zengin ortamları, diğer yandan iflah olmaz varoşları… Hepsi Ve Sinem çizgi öykülerinde.

“Ve Sinem, ilginç ve başarılı bir çizgi roman, yarın da hatırlanacak.
Orta sınıflara, metropole, şimdiki zamana bu kadar yakından bakan yerli bir çalışma konuşulmayı hak ediyor.” – Levent Cantek

Kristal: Lanetli Kan

Ensesinden yediği kurşun, İlhan’ı ölmekten beter hâle getirmiştir. Bir yıldan fazladır gördüğü tedaviyle her ne kadar yavaş yavaş ayaklanıyorsa da artık eskisi gibi “kullanışlı” olmadığını, kimsenin işine yaramayacağını düşünür.
Ta ki Nihat Başkomiser gelip onu cinayet büroya davet edene kadar…

Eski özel harekâtçı-yeni cinayetçi İlhan, kendisine neden böylesi bir şansın verildiğini öğrenmek ister ama öncelikle cevaplanması gereken başka önemli sorular vardır. Bir seri katil, kurbanlarını öldürme yöntemiyle, kollarına kazıdığı şekillerle bir şeyler anlatmaya çalışıyordur; ama ne?

“Beni görmüyorlar…
Yanlarından geçip gidiyorum.
Beni duymuyorlar…
Bazı insanlar böyledir. Yoldaki tümsek, kırık bir kaldırım taşı bile daha fazla dikkat çeker bu insanlardan.
Bunun, eskiden bir lanet olduğuna inanırdım. İblis’le karşılaşmadan, Melek beni bulmadan önce…”

Kendilerini giderek kişiselleşen bir kovalamacanın içinde bulan İlhan, Nihat Başkomiser, cinayet büro ekibi ve “sinir bozucu” Kristal… Lanetli Kan, nefes nefese bir polisiye!

Nardugan:
Kayıp Şehrin Masalı

“Nardugan…. Kulaktan kulağa anlatılagelen hikâyeye göre, asırlar önce kurulmuş bu kadim yerleşim yerinde, patlayarak kasabayı yerle yeksan eden yanardağ felaketinden sonra hayatta kalan bir avuç insan, Dilge’nin önderliğinde kasabayı elleriyle şekillendirmişti. Sıfır noktasındaki tahribatın ardından doğanın iyileşmesini beklemişler, bu sırada da kendi yaşamlarını inşa etmişlerdi. Kasabanın bitiminde, kızıl Aswan granitinden cam piramitli kule yönüne Doğu Kapısı, sönmüş yanardağa bakan tarafa da Batı Kapısı deniyordu. Yeni dünyaya kayalıkların ardından hükmeden Dilge’nin yazılı olmayan yasaları, kasabayı güven, sadakat ve iyi ahlak temelleri üzerinde yükselmeye itmişti. Zengin bitki örtüsüyle toprak, toplam beş yüze yakın haneyi cömertçe besliyordu.”

Sakince başlayan ama hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığının usul usul hissedildiği bir hikâye anlatıyor Nardugan, bir masal fısıldıyor. Türler arasında gezinen, zaman katmanlarının kesiştiği, üst üste bindiği, labirenti andıran bir anlatı…

“Aslında yaşamıyoruz. Tüm bu olanlar… Geçmiş, şimdi, gelecek; hepsi illüzyondan ibaret!”

Kusura Ayna

Patatesten bir tanrı, çantadan bir arkadaş, çocuk ellerinden bir silah, ayakkabı topuklarından bir kalkan, ağızdan bir kusur, rimel kutusundan bir eş, kötü kalpli kurttan bir âşık, kuyruktan bir ayıp…

Öyküleri çeşitli dergilerde ve edebiyat platformlarında yer alan, “Gökten Yağanlar” başlıklı öyküsü The Poet House tarafından slow book şeklinde yayımlanan Didem Kazan Sol, kuytuların kadınlarını, eşyalarını ve karabasanlarını anlatıyor Kusura Ayna’da. Kitabı oluşturan on iki öyküde, nesnelerin çağrışım gücünü kullanarak, bugünün kâbuslarını dünün hatıraları üzerine inşa ediyor.

“Babamlar güçlüymüş. Ellerinde silah gibi kullandıkları kalemleri varmış. Evet, o gazeteciydi ve gazetecilik bir zamanlar önemli bir meslekti. Şimdilerde sadece bazı gazeteciler kıymetli. Kuralları açıklayanlar, övenler, hükümdarın ağzından çıkanları sorgulamayanlar… Sadece bunlar da değil üstelik; saç kesimini, kıyafetini, ayakkabısının bağcığını, parmağındaki yüzükleri, eşinin makyajını, her şeyini öven gazeteciler kıymetli. Onların kalemleri silah değil, bir buket çiçek. Rengârenk ama kokusuz. Hiç solmayan yapay çiçekler. Babamların kalemlerini tek seferde kırdılar. Meydan, eriyen cansız çiçeklere kaldı. Ne diyeyim, babam da silahının kırıldığı yerden çiçek yeşertseydi. Kendisi için olmasa da bizim için. Olmadı. Ne kalemini ne bizi ne de evimizi yeşertti.”

Karanlıktır

bu sanatlara bu kitaplara bu fotoğraflara bakmak çok
daha çok neyi öğrenmek istiyorum ki ben
hangi tereddüdün hangi varmanın kaygısı bu
şiiri de bağışlanmış bir biyoloji kitabından kaptım zaten
üstüme o zamanlar büyük gelen.

HaftaninFilmi.com’dan Filmler

Gösterimdekiler (17. hafta):
Zah-Har 'Cin Ahalisi' (2024) Oyun Gecesi - Katala (2024) Arınma - Immaculate (2024) Küçük Don Kişot'un Maceraları - Giants of la Mancha (2024) Boy Kills World (2024) Cadı (2024) Rekabet - Challengers (2024) Siyah Çay - Black Tea (2024) Dublör Filmi (2024)
Arşivden Seçkiler:
 (2015) Kampüste Çıplak Ayaklar    (2009) Dunkirk (2017) Tepki - Firestarter (2022) Koralin ve Gizli Dünya - Coraline  (2009) Komplo - The Contractor (2022)