Alper Özyurtlu ve Caner Özyurtlu’nun yazarak, yönetmen koltuğunda da oturduğu ‘EV’ geçtiğimiz hafta sinemaseverlerle buluştu.

2000’li yılların başında ‘Biri Bizi Gözetliyor’ adlı yarışmayı izlemeyen var mıdır bilmiyorum. Yayınlandığı döneme damgasını vuran bu ‘reality şov’, bir dönemin en çok izlenen aynı zamanda en çok tartışılan programıydı. Dünyada bu program ‘Big Brother’ adı altında birçok ülkede yayınlandı. Gösterildiği kanalın reytinglerini tavana fırlatan programın merkezi röntgenciliğe dayanıyordu. Bu yarışma programıyla yapımcılar, farklı kültürlerde, farklı yaşlarda bir grup insanı aynı evde toplayarak  seyircinin ilgisini çekmeye, yarışmacılar ise büyük ödülü kazanmaya çalıştı. O dönem yarışmayı izlediğimizde neredeyse cımbızla seçilmiş karakterler vardı. Yarışma aynı zamanda kendi kahramanlarını da yaratıyordu. İzleyenler hatırlayacaktır. BBG yarışmaları müzik piyasasına da isimler kazandırmıştır. Tabi bu isimler balon isimler oldu orası ayrı! Birinci sezon yarışmacıları Tarık ve Melih, ikinci sezon yarışmacısı Hacer ve üçüncü sezon yarışmacısı Azizcan yarışmadan ayrıldıktan sonra albüm yapmıştı. Yine eve ‘kapatılan’ yarışmacılardan delikanlı ve bilge tavırları olan, evin ‘afeti’ kıvamında dolaşan yarışmacıları da vardı ki bunlar çok puan kazandırıyordu. Arkalarına birçok halk desteği alıyorlardı. Yarışmadaki sivri karakterler kimi zaman izleyicileri sevindirirken kimi zaman da kızdırıyordu. Yarışma bitene kadar 01, 02, 03… gibi kendilerine kod ismi verilen yarışmacılarla yatıp kalkıyor, ertesi gün onlarla ilgili okulda ev toplantılarında yorumlar yapılıyordu. Deyim yerindeyse toplumca cinnet geçiriyorduk. Bu yarışma programı, Türk televizyonu için kimilerine göre milat kimilerine göre ise yüz karasıydı.

Yine ‘Biri Bizi Gözetliyor’ yarışması bittikten sonra peş peşe bu tarz yarışma programları hayatımıza girdi. Sanırım toplumumuz bilinçlenmediği, eğitim seviyemiz yükselmediği sürece daha bu tarz programlarla sıklıkla karşılaşacağız.
En son örneğini ise,  Show TV’de yayınlanan ‘Evcilik Oyunu’ isimli yarışma programında görüyoruz. Yine bu program da röntgencilik esasına dayanan bir program olarak karşımıza çıkıyor.

İşte tam bu noktada iki kardeş olan genç sinemacılar Caner ve Alper Özyurtlu, “Biri Bizi Gözetliyor” (BBG) yarışma
formatını ve zihniyetini ele alarak ‘Ev’ adlı ilk uzun metrajlı filmlerinde bir gerilim sineması örneğine soyunuyorlar.
Satır arasında bu tür reality show yapımlara bir eleştiri niteliğinde olan Ev, gerilim türü film boşluğunu dolduracak ve sinemaseverler için Haziran ayında iyi bir alternatif olacak.

4 Haziran 2010’da Pinema’nın dağıtımı ile vizyona giren, farklı üslubu ve şiddet içeren sahneleriyle merak uyandıran
gerilim türündeki film için, gerçek bir ev inşa edildi. Çekim mantığı, dekorasyonu ve kurgusu ile gerçek bir televizyon programı havası yaratılan yapımda 1.5 saat içinde yaşananlar seyirciye aktarılıyor.

Ev konusu itibariyle, orijinal değil. Daha önce de bu tarz filmler görmüştük. Ev, bir dönem TV’de de gösterilen “Ölüm Bizi Gözetliyor” adlı filmle sıkı bir benzerlik taşıyor. “Ölüm Bizi Gözetliyor”da da; “Charlie, Danny, Emma, Matt ve Rex bir internet şirketinin düzenlediği yarışmaya katılırlar. Kurallar kısa; yarışma basittir ama ödül 1 milyon dolar olunca işler biraz değişir. Yarışmanın kurallarına göre 6 ay boyunca yarışmacılar bir evde beraber kalacak ve tüm yaptıkları bir kamera ile internetten yayınlanacaktır. Fakat yarışmacılardan biri bile ayrılsa hepsi ödülü kaybedecektir. Başlarda iyi giden işler bir süre sonra karışmaya başlar. Öte yandan evde garip olaylarla karşılaşmaları işleri ciddileştirir. Kimine göre bu yarışmayı düzenleyen şirketin bir oyunudur, fakat ya içeride bir yerlerde bir sapığımız varsa?… Biri bizi Gözetliyor kültürünün devamı gibi görünen film aynı bu yarışmadaki gibi final haftasında ivmesini arttırıyor.”

Bizim ‘EV’ filminin konusuna gelirsek; ‘Biri Bizi Gözetliyor’ yarışması benzeri evlerden birinde yarışmacılar, hayallerine kavuşmak ve beklentilerini karşılamak amacıyla 100 gün bir evde yaşamayı kabul ederler. ‘EV’ yarışmacıları için sürprizlerle dolu bu süreç, hayatları boyunca unutamayacakları bir tecrübeye dönüşecektir.
Canlı yayın yolunda devam ederken, birdenbire Ev’e silahlı bir adam girer ve yarışmacıları rehin alır. Saldırganın
amacı oyunun kurallarını değiştirmektir. “Ev” adlı yarışmanın final gecesinde birinci olan yarışmacı elemek istediği kişiyi öldürecek ve tüm olanlar canlı yayında ekrana gelecektir. Yarışmacılar içeride ecel terleri dökerken aynı
zamanda tüm Türkiye de bu gerilim dolu saatlere canlı canlı tanık olacaktır.

‘Ev’ filmini izlediğim ilk 15-20 dakika kendimi gerçekten ‘Biri Bizi Gözetliyor’ yarışmasını izliyormuş gibi bir hisse kapıldım. ‘Ev’ filmindeki karakterler de aynı ‘Biri Bizi Gözetliyor’daki yarışmacı karakterleriyle örtüşüyordu. Filmde bıçkın bir delikanlı, müzikle ilgilenen her daim kendini göstermek için şarkı söyleyen bir genç kız, sözü dinlenen bir ağabey, ev babası, filozofluk taslayan bir kişi, olgun güzel bir kadın, duygusal bir çocuk… Bu karakterleri biz daha önce ‘Biri Bizi Gözetliyor’ yarışmasında görmüştük, ‘Ev’ filminde de görüyoruz. Filmde bu tipler çerçevesinde Türk toplumunun bir panoraması ortaya çıkartılıyor.

Filmin ikinci kısmında psikopat bir karakter ortaya çıkıyor. Ve evdekileri rehin alıyor. Tam bu noktada da olay başlıyor. Psikopat eylemci, ODTÜ mezunu, yüksek lisansını Amerika’da yapmış, yani okumuş yazmış, içinde yaşadığımız çağı ve bu çağdaki televizyon anlayışını her zeki insan gibi kavramış, yapımcıların bizi soktukları duruma olan tepkisini de eline silahı alarak göstermeye çalışan biri. Hem evin içindekilere, hem de ekran başındakilere, “Madem aradığınız şey eğlence, heyecan, aksiyon ve reyting” diyor ve kendince bu yolda bir katkıya soyunuyor… Filmi izlerken eylemci karakteri ‘psikopat’ olarak tanıttık ama aslında azınlıkta da olsa aklı selim kişileri bile
televizyonun nasıl çileden çıkardığına tanık oluyoruz. Bu film ile birlikte kendimize ‘Acaba psikopat kim?’ diye
sormadan da edemiyoruz.

Filmdeki oyunculuklar gerçekten yerindeydi. Eylemci rolündeki Deniz Celiloğlu, Ahmet Saraçoğlu, Gülçin Santırcıoğlu, Ece Çeşmioğlu, Şükran Ovalı, Alican Yücesoy, Atalay Atalan, Melda Gür, Levent Ünsal akılda kalıcı performansıyla Aşkın Şenol son derece başarılıydılar. Melda Gür bazı yerlerde özellikle filmin sonlarında bana yapay geldi. Oyuncuların tiyatro kökenli olması performanslarında etkili olduğunu düşünüyorum.
BBG formatını çok sıkmadan karakterler üzerinden ince ince işlemesi filmin dikkat çekici bir diğer tarafı… ‘Ev’, ‘Biri Bizi Gözetliyor’ yarışma histerisini, son derece sağlam bir film ve toplumsal eleştiri dozajı yüksek bir bakış açısıyla yeniden Türk toplumuna hatırlatıyor. Eski günlere yeniden dönmemek dileğiyle… Geçtiğimiz hafta vizyona giren ‘Ev’ filmi Türk sinemasını izlemeyi sevenler için alternatif olacaktır. Son dönemde komedi filmlerinin revaçta olduğunu düşünürsek ‘Ev’ filmi gerilim sevenlere tavsiye edilir.
EV
Tür : Gerilim
Yönetmen : Caner Özyurtlu Alper Özyurtlu
Senaryo : Caner Özyurtlu , Alper Özyurtlu , Volkan Keleş
Görüntü Yönetmeni : Aras Demiray
Müzik : Deniz Güngören , Yunus Emre Değer
Yapım : 2010, Türkiye , 95 dk.

İyi seyirler…

HaftaninFilmi.com’dan Filmler

Gösterimdekiler (18. hafta):
Umudunu Kaybetme - The Old Oak (2024) Grabuna (2024) Üç Günlük Dünya (2024) SOBE: Sakallı Bebek (2024) Hanna ve Minik Canavarlar - Hanna And The Monsters (2024) Çocuk Kalbi (2024) Tarot - Horrorscope (2024) Tereddüt Çizgisi (2024) Bakkal Amca: Mahmut Tuncer (2024) Sinemada İtiraz Ediyorum (2024) Şahsi Meselemiz Merkez Üssü Hatay (2024) Küçük Prens Karlar Ülkesi - The Swiss Adventure (2024) Back to Black (2024)
Arşivden Seçkiler:
Başlat: Ready Player One - Ready Player One (2018) Örümcek Adam: Eve Dönüş - Spider-Man: Homecoming (2017) Babil - Babylon (2023) Melanet (2023) Ezan (2015) Ah Yalan Dünyada: Neşet Ertaş (2016)

Leave a comment