Sanal dünyanın en kapsamlı sinema dergisi Cinedergi 27. sayısıyla yayında! Cinederginin bu sayısında yine öne çıkan konulara el atıyor, dosya ve röportajlarıyla dikkat çekiyor.
İşte bu ayın öne çıkan başlıkları… ‘Ben vefalı bir insanım, hatta arabama karşı bile böyleyim. Mesela bir arabayı çalıştığı sürece 20 sene kullanırım’ diyen iranlı büyük yönetmen Abbas Kiarostami, ‘sezonluk şöhretler gördüm’ diyen Nur Sürer, insanların ruhsal çöküşüne tanık olduğunu söyleyen Erdem Akakçe, 17 yaşında görünmekten hoşlanmayan Türkü Turan ve festivallerin teknik adamı Oktay Bulgay…
Abbas Kiarostami Altın Palmiye alan Kirazın Tadın’dan sonra hayatında nelerin değiştiğini şöyle anlatıyor… ‘Elbette değiştirdi. Ülkemdeki hükümet o zaman bana çok şüpheyle baktı, özellikle filmlerimin İran’da gösterilmesi konusunda kuşkucu bir yaklaşım içerisindeydiler, çünkü en başta fimimi beğenmemişlerdi. Onlar, “Nasıl oluyor da bunun gibi bir film, Altın Palmiye alabiliyor?” sorgusuna düştüler. Bu olayın, benim ve batılı ülkler arasında bir nevi komplo tarzı birşey olduğunu düşündüler. Bu ülkemdeki tek taraflı bir şeydi. Şimdilerde ise filmlerimin Altın Palmiye sonrası daha iyi anlaşılabildiğine inanıyorum.’

Nur Sürer; ise sinemada kadın ve star olmanın nasıl külfet olduğunu söylüyor tabii o yıllarda. ‘O dörtlü kadın star sistemine baktığımızda kadın hikayeleri çekilmemiş doğru dürüst. Hep edilgen kadınlar. O zaman onların yanına takılan erkek oyuncularda star olmuştur. Hep ezilen kadın kendi haklılığını gösteremiyor, sonradan erkek onu affettiği zaman hemen barışılıyor. Nefret ediyordum böyle filmlerden, neden kafa tutulmuyor diye düşünüyordum. Sonradan değişen istekler, nüfusun çoğalması, teknolojinin hayatımıza girmesi, sol akımın büyümesi derken sinemanın da kendi elbisesi artık kendine dar gelmeye başlamıştı. 79’dan sonra sinema kendini değiştirmeye başladı. O zamanki genç yönetmenler, hep beraber onların da anlatmak istedikleri şeyler vardı.

Mesleğin cilvelerini ya popülist olacaksın ya da idealist olarak değerlendiren Erdem Akakçe de zor olanın peşinde… Evet, mesleğim adına deniyorum. Oyuncu olarak kendimi ve tepkilerimi nasıl geliştirebilirim. Daha ne kadar yaşanmışlık katabilirim. Ben bunlara takılıyorum. İşin çok artistik yönündeyim. Parasal yönüyle ilgilenmemişim.Ama bu yöne kafayı çevirmek gün geçtikçe zorlaşıyor. Üzerine gelen gerçekler gün geçtikçe netleşiyor, karanlıklaşıyor ve senin de hakketen bir yere yaslanasın geliyor bir yerden sonra…’
Kosmos’un çığırtkan kızı Türkü Turan, Reha Erdem’le tanışma deneyimini bakın nasıl anlatıyor? ‘Oyuncular için yönetmenlerle tanışmak çok önemli bir şeydir ama ilerde yönetmen olmak isteyen sinemasever biri için Türkiye’deki en önemli yönetmenle tanışmak çok farklı, yani bu duyguların hepsi birbirine karışık. Büyük bir heyecan oldu benim için. Zaten hiçbir şey sormadan söyleyemeden sadece bakıyordum. Ama o kadar tatlı ve şeker bir insan ki hemen rahatlattı beni çok sıcak çok güzel bir ortam oldu.’

Festivallerin teknik adamı Oktay Bulgay ise salonlara dalıp bakın bize neler anlattı? ‘Dolby sistem, objektifi, perdesi… Bizim altyazı yapacağımız açı var mı gibi ön kontrol yaparız. Aslına bakılırsa çoğu salon altyazı yapmaya uygun değil. Ciddi sıkıntılarını yaşıyoruz. Mesela Beyoğlu sineması. Orada yapılacak hiçbir şey yok. En fazla zaman zaman çok tercih etmiyoruz ama üst yazıyı deniyoruz. Eskişehir’de falan yapıyoruz zaman zaman ama çirkin oluyor. Direkt kadrajın üstüne geliyor.’

Bu sayının önemli dosyaları… Seksi ve şiddeti birarada barındıran filmler, süper kahraman olmanın yolları ve intikama adanmış filmler… Oyuncu  Alfred Molina ve Cameron Diaz bu sayının portre konukları… Görsele dayanan ‘işte o an’, belgesel sinemanın farklı bakışı ‘Zamanın Ruhu’, Türk sinemasının nabzını tutan Sindrella, oyuncuları rolleriyle yorumlayan Rolleriyle Yaşayanlar, DVD’ye adanmış ayrıntılı bir  DVD köşesi ve senaryolar üzerinde çalışan bir Teşrifatçı…
Eleştiri, vizyon, pek yakında, albümler, kitaplar, festivaller… Hepsi ücretsiz sinema dergisi Cinedergi’nin yeni sayısında. www.cinedergi.com, her ayın 25’inde bir sonraki ayın içeriğiyle bir tık ötenizde!

www.cinedergi.com

HaftaninFilmi.com’dan Filmler

Gösterimdekiler (18. hafta):
Umudunu Kaybetme - The Old Oak (2024) Grabuna (2024) Üç Günlük Dünya (2024) SOBE: Sakallı Bebek (2024) Hanna ve Minik Canavarlar - Hanna And The Monsters (2024) Çocuk Kalbi (2024) Tarot - Horrorscope (2024) Tereddüt Çizgisi (2024) Bakkal Amca: Mahmut Tuncer (2024) Sinemada İtiraz Ediyorum (2024) Şahsi Meselemiz Merkez Üssü Hatay (2024) Küçük Prens Karlar Ülkesi - The Swiss Adventure (2024) Back to Black (2024)
Arşivden Seçkiler:
Paramparça - In the Fade (2018) 360 (2012) Sur'da Devran (2023) Melanet (2023) Ölümcül Makineler - Mortal Engines (2018) Sadık Bir Adam - A Faithful Man (2019)

Leave a comment