Sanal dünyanın en kapsamlı sinema dergisi Cinedergi 24. sayısıyla yayında! Cinedergi bu sayısında yine öne çıkan konulara el atıyor, dosya ve röportajlarıyla öne çıkıyor!

İşte bu ayın öne çıkan başlıkları… Kosmos’la Reha Erdem, Büyük Oyun’la Selen Uçer, Min Dit’in yönetmeni Miraz Bezar ve Saç’la Ayberk Pekcan…

Reha Erdem kafasının karışık olmasını bu tarz filmler çekmeye bağlıyor. Filmlerinin kendisine benzediğini söylüyor ve kendi değişiminin arkasından gittiğini belirtiyor: ‘Filmlerim farklı ritmlerde ama hepsi bir yerde buluşuyor. Hep söylerim aynı şeyi yapmak çok sıkıcı bir kere. Ben de hayat içinde değişiyorum. Sonuçta yine yapan benim. İnsan her yıl büyük değişimler yaşamıyor ama sinema formatında çok fazla malzeme var. Ben onları farklı kullanınca farklı ritmler ortaya çıkıyor. Benimki böyle bir farklılık, sinematogtafik farklılık. Filmden filme giden…

Ankara Film Festivali’nde en iyi yardımcı kadın ödülü kazanan Selen Uçer Büyük Oyun’la kadın olmayı bu fimle öğrendiğinin ironisini tekrarlıyor. Dedinin kadın hikayesi olmadığının altını bakın nasıl çiziyor: ‘Benim derdim kadın hikâyesi değil. O an, nerede, ne hikâye yaşanıyorsa onu anlatmak. Kadın karakter bile yok. Erkek hikâyesini anlatan bir filmde bile kadın karakterlerde olan eksiklikleri görüyorum ben. Ara filminde de bu filmimde de erkek hikâyesi olan filmdeki kadın rolleri var aslında.’

Min Dit’in yönetmeni Miraz Bezar ise filminin ve kendisinin buluşmasını şöyle anlatıyor: ‘Ben dokuz yaşına kadar Ankara’da yaşamış, şimdi de Almanya’da yaşayan bir Kürdüm. Ve gelip Diyarbakır’da bir film çektim. Kürtçem çok iyi değil ama yeterince var. Filmin diyaloglarını Türkçe Evrim ve ben yazdık. Bu film de Kürt sinemasının bir parçası sanıyorum.’

Ayberk Pekcan ise ilk sinema deneyimini bizle paylaştı ve sinemaya zor bir yerden başladığını söyledi: ‘Biliyordum aslında zor bir sinema dili var. Bir şeyin zor olması iyidir, yaşamın zor olması iyi bir şey getirecektir. Zor olan düşündürür, bilinç altında çok şey bırakır. Hani toplum mühendisliği değildir bu ama sanatın herhangi bir dalında yapılıyorsa, estetik bir işte yapılıyorsa mutlaka birşeyler bıracaktır. Yani biraz açıkçası işin başında ürktüm ama işin içine girdiğimiz zaman çok daha keyifli olduğunu, televizyonda yaptığımızın çok daha önemli olmadığını gösterdi bana.’

Bu sayının önemli dosyaları… Oscar’ın militarist ve lapitalist yanına dikkat çeken Oscar dosyası, mitolojinin sinemanın iindeki yerleşimi anlatan mitolojik filmler ve İspanyol korku sineması bu sayının dosya konuları…
Oyuncu  Matt Dillon  ve Jennifer Aniston bu sayının portre konukları… Yazarlarımız Ali Ulvi Uyanık’ın görsele dayanan yeni köşesi ‘işte o an’, Belgesel sinemanın farklı bakışı Zamanın Ruhu, Türk sinemasının nabzını tutan Sindrella, Kerem Akça’yla DVD köşesi ve Seray Şahiner ile Teşrifatçı…

Eleştiri, vizyon, pek yakında, albümler, kitaplar… Hepsi ücretsiz sinema dergisi Cinedergi’nin yeni sayısında. www.cinedergi.com, her ayın 25’inde bir sonraki ayın içeriğiyle bir tık ötenizde!

www.cinedergi.com

HaftaninFilmi.com’dan Filmler

Gösterimdekiler (17. hafta):
Zah-Har 'Cin Ahalisi' (2024) Oyun Gecesi - Katala (2024) Arınma - Immaculate (2024) Küçük Don Kişot'un Maceraları - Giants of la Mancha (2024) Boy Kills World (2024) Cadı (2024) Rekabet - Challengers (2024) Siyah Çay - Black Tea (2024) Dublör Filmi (2024)
Arşivden Seçkiler:
Geri Sayım (2023) Artist - The Artist (2012) Çılgın Kalabalıktan Uzak - Far From The Madding Crowd (2015) İncir Reçeli (2011) David Copperfield’ın Çok Kişisel Hikayesi - The Personal History of David Copperfield (2020) Bana Adını Sor (2015)

Leave a comment