Vakıf’ın Sınırı

Hugo ve Locus En İyİ Roman Ödülü

1941 yılında genç bir biliminsanı ve yazar olarak Isaac Asimov, Edward Gibbon’ın yazdığı Roma İmparatorluğu’nun Gerileyiş ve Çöküş Tarihi’nden etkilenerek çağının çok ötesinde bir destan yazdı: Galaktik İmparatorluk’un çöküşü ve feodalizmin dönüşü, İkinci Galaktik İmparatorluk dönemindeki güvenli ortamdan geçmişe bakan bir bakış açısıyla anlatıldı. İşte bu süreç sonucunda “Tarih tahmin edilebilir mi?”, “Toplum nasıl yönetilmeli?” ya da “İmparatorluklar neden yükselir ve çöker?” gibi soruları sormaktan çekinmeyen destansı Vakıf Serisi ortaya çıktı.

Birinci Vakıf ve İkinci Vakıf arasındaki acı savaş nihayet sona ermişti. Birinci Vakıf’ın biliminsanları savaştan galip çıkmış ve Hari Seldon’ın eski İmparatorluk’un kalıntılarından yeni bir imparatorluk kurma planına geri dönmüşlerdi. Fakat İkinci Vakıf’ın yok edilmediği ve intikam almak için hazırlandığına dair söylentiler her geçen gün artıyordu. Birinci Vakıf’tan sürgün edilmiş Encümen üyesi Golan Trevize ve tarihçi Janov Pelorat zoraki ve tehlikeli bir yolculuğa çıkacaktı. Amaçları İkinci Vakıf’ın hâlâ var olduğunu ortaya çıkarmak ve insan ırkının doğduğu mitik gezegeni bulmaktı, yani Dünya’yı.

Yayımlanış tarihine göre: 4. kitap / Kronolojiye göre: 6. kitap

Çevirmen: Ertuğrul Bilal

Sanal Ülke

Arthur C. Clarke Ödülü Adayı
Locus Ödülü Adayı

1997’nin sonlarında evinden kaçan genç bir kız ile sarı oyuncak robotu ABD’nin batısına doğru tuhaf bir yolculuğa çıkar. Devasa savaş dronları, çökmekte olan toplumun diğer teknoloji çöpleriyle birlikte kırsala dağılmış hâldedir.
Arabaları kıtanın ucuna doğru ilerledikçe pencereden dış dünya kendisini daha hızlı göstermeye başlar; sanki ufkun öte tarafında medeniyet kaçınılmaz olarak çökmeye başlamıştır.
Döngü’den Hikâyeler’in yazarı ve çizeri Simon Stålenhag, Sanal Ülke’yle
birlikte bu kez yüzünü Amerikan kırsalına dönüp oradaki yaşama
farklı bir bakış açısı getiriyor.

“Hayranlık uyandıran bir bilimkurgu kitabı. Bu sakin ve hüzün dolu macera her çizgi roman, resim ve bilimkurgu koleksiyonu için kusursuz ve görsel açıdan çarpıcı bir ekleme olacak.” – Publishers Weekly

“Akıldan çıkmayan bir resimli roman. Kasvetli ve duygusal açıdan güçlü distopik bilimkurguyu seven okurlar, Stålenhag’ın adım adım kendini gösteren ve yürek burkan finale sahip bu kitabından çok etkilenecek.” – Booklist

Çevirmen: Yonca Mete Soy

Edebiyat Üzerine

Eric Blair, namı diğer George Orwell’in hayatı Eton’dan mezun olduktan sonra daha konforlu bir yolda ilerleyebilirdi. Oysa bağımsızlığına düşkündü, belki düzenli bir gelir kazanmayacak, istikrarlı olarak yazılar yazdığı bir yayın olmayacaktı. Fakat özellikle üzerinde çalıştığı deneme türü sayesinde geçimini kazanacak, istediğini istediği biçimde söyleyebilecekti.

Orwell, Edebiyat Üzerine adlı bu seçkisinde okuyacağınız yirmi iki yazıda, roman sanatının savunusunu yapıyor, Hayvan Çiftliği’nin karşılaştığı sansür çabalarından bahsediyor, bilimkurguya, basın özgürlüğüne, kitap fiyatlarının pahalılığına dair bitmek bilmeyen o tartışmalara, edebiyat ile sol düşünce arasındaki ilişkiye değiniyor, mizah, şiir, siyah biraya dair fikirlerini paylaşıyor.

“Çağının, birbiriyle yarışan tutuculuğu ve baskıcılığıyla, elinde eski daktilosu
ve inatçı kişiliğinden başka bir şey olmadan yüzleşti.”
– Christopher Hitchens

“1950 yılında hayatını kaybetmiş olsa da, Orwell’in nasıl-yapmalı tarzında yazdığı zekice denemelerindeki dile ve siyaset tarzına dair fikirleri, haftalık siyasi yorumları ve edebiyat eleştirileri güncelliklerini korumakla kalmadılar sadece, çaresizce ihtiyacımız da var onlara.” – Jeffrey Meyers

Çevirmen: Yunus Çetin

Umutsuzsam Bana Ne! Değilmişim Gibi Devam!

“Çoktan sönmüş bir yıldızın ışıldamasını görebilmek için epey uzağında olmak gerekir. Bir de öyle geçmişler vardır ki hayli uzaklarda yaşandıkları için bize henüz ulaşmamışlardır.”

Daha önce İnsanın Eskimişliği adlı iki ciltlik önemli yapıtını da yayımladığımız Günther Anders’in (1902-1992) Günlükler’i, filozofun II. Dünya Savaşı ekseninde Avrupa ve ABD’deki hayatına dair izlenimlerinin yer aldığı bir kitap olmakla kalmıyor, harabeler ve Hollywood kostümlerinden müze kültürüne, Holocaust’tan atom bombasına ve savaş sonrası Almanya’nın ruhsal portresine kadar birçok konuda çarpıcı sorular ve yorumlarla dolu felsefi bir metin kimliğine de bürünüyor.

Hollywood’da temizlik işçiliği yaptığı dönemle başlayan, yirmi beş yılı kapsayan paragraflardan oluşan günlükler, özneliğe meraksız, kendini önemsemeyen, “Dünya’nın haline direnme düşüncesinin açıksözlü oksijeni” bir filozofun, sürgün yıllarından başlayıp elinin ayağının tutmadığı “morukluk günlerine” dek devam eden “zarif nezaketsizlikleri”dir bir anlamda.

Özeti: “Salona biletsiz girdin. Gösterinin sıkıcı olduğunu da iddia edemezsin. Hal böyle iken gösteri sırasında biri karşına dikilip yoksulluk, yoksunluk ve hastalık şeklinde bir bedel talep ederse, rezalet çıkarma, sökül. Dünya’ya gelmiş olmak her şeye değer.”

Çevirmen: Dr. Herdem Belen, Hüseyin Ertürk

Daha Önce Ölmüş müydük?

içinden geçirip de söyleyemediğin ağaçlar var – utancın bu
içinden geçirip de sevemediğin insanlar: şehirler: otobüs biletleri
ben şarap dediysem sen onu ağustos anla
hani doğum günü hani gündoğumu eli kolu bağlı bir ada
insanın yalan söyleyen birileri olmalı hayatında

HaftaninFilmi.com’dan Filmler

Gösterimdekiler (18. hafta):
Umudunu Kaybetme - The Old Oak (2024) Grabuna (2024) Üç Günlük Dünya (2024) SOBE: Sakallı Bebek (2024) Hanna ve Minik Canavarlar - Hanna And The Monsters (2024) Çocuk Kalbi (2024) Tarot - Horrorscope (2024) Tereddüt Çizgisi (2024) Bakkal Amca: Mahmut Tuncer (2024) Sinemada İtiraz Ediyorum (2024) Şahsi Meselemiz Merkez Üssü Hatay (2024) Küçük Prens Karlar Ülkesi - The Swiss Adventure (2024) Back to Black (2024)
Arşivden Seçkiler:
POLAROID (2020) Şangay - Shanghai (2011) Mükemmel Bir Gün / Un Giorno Perfetto (2008) Kahraman Prens: Sualtı Maceraları - The Underwater Adventures of Sadko (2019) Troller ve Dinozorlar - Trolled (2018) Alacakaranlık Efsanesi: Şafak Vakti Bölüm 1 - The Twilight Saga: Breaking Dawn Part 1 (2011)