On Bin Kapı
Hugo, Nebula, Locus, Dünya Fantazi ödülleri adayı
Yedi yaşındayken, January bir Kapı keşfetti. Bambaşka bir dünyaya açılan bir Kapı. January Scaller, kendini bildi bileli büyük bir malikânede, Cornelius Locke isimli zengin bir koleksiyonerin vesayeti altında yaşıyordu. Pahalı giysileri, hizmetçileri, görünüşte ayrıcalıklı bir hayatı vardı. Ancak January kendini hiç de evinde hissetmiyordu. Cornelius Locke için sanat eseri avcılığı yapan babası eve nadiren uğrar olmuştu. Hayatını katı kurallara uyarak yaşamak zorundaydı. Ve koyu renkli derisi, Bay Locke’ın koleksiyonunun egzotik bir parçası olduğunu hissettiriyordu ona.On yedi yaşındayken, January tuhaf bir kitap buldu. Akıl almaz hikâyeler anlatan bir kitap.
Bulduğu On Bin Kapı isimli kitap, January için hem çok tanıdık hem de hayal ettiği her şeyin ötesindeki şeylerden bahsediyordu. Başka dünyaların kokularını taşıyan, gizemli Kapıları ve imkânsız bir aşk hikâyesini anlatan bu kitabı okudukça January’nin içinde bir şeyler filizleniyordu. Kendisi, ailesi ve dünyası hakkındaki gerçekleri keşfedeceği bir yolculuğa çıkacak olan January’yi büyük tehlikeler bekliyordu.
“Büyümek ve büyürken sahip olduklarımızı korumaya çalışmak üzerine göz kamaştırıcı bir hikâye.” – Amal El-Mohtar
“Cevaplara ulaşmak için sayfaları hızla çevirdim. Bu okuduğum en eşsiz kurgulardan biriydi.” – Tamora Pierce
“Hayal gücüne, maceraya ve sevginin birçok farklı gücüne yazılmış bir aşk mektubu.” – Kirkus Reviews
Çevirmen: Başak Bekişli
İç Mekân Çin Mahallesi
2020 ULUSAL KİTAP ÖDÜLÜ KAZANANI
Time, Wall Street Journal, The New Yorker, Vice gibi yayınlara makaleleri ve öyküleriyle katkıda bulunan Charles Yu 2007 yılında Ulusal Kitap Vakfı tarafından gelecek vadeden beş yazar arasında gösterildi, Westworld ve Legion gibi televizyon dizilerinde hikâye danışmanlığı ve senaristlik yaptı, ikinci romanı İç Mekân Çin Mahallesi ise 2020’de Ulusal Kitap Ödülü’nü kazandı.
Amerika Birleşik Devletleri’nin tamamı baştan sona bir film seti âdeta ve Willis Wu hayatının ana karakteri değilmiş gibi hissediyor kendini, sanki herhangi bir televizyon dizisinde figüran sadece. Her gün Altın Saray’a, sürekli aynı polisiye dizinin, Siyah ve Beyaz’ın çevrildiği o restorana çalışmaya gidiyor. Klişe Asyalı Adam değil, Kung Fu’cu Adam olmayı hayal ettiği, en sonunda göçmen ailesinin ve Çin Mahallesi’nin gerçek tarihini öğreneceği o yere.
Charles Yu’dan İç Mekân Çin Mahallesi toplumsal önyargıların belirlediği sınırların ötesindeki göçmenlerin ve figüranların arasında, sahnenin gerisinde kalan ötekilerin romanı.
“Zekice ve çok komik… Irkçı hayal gücüyle dalgasını geçiyor ve insan yerine konulmamaya direnenlerin, bu dertten mustarip olanların insanlığının derinliklerine götürüyor bizi.” – Viet Thanh Nguyen
“İç Mekân Çin Mahallesi, popüler kültürü, aidiyeti ve hepimizin nasıl da sürekli başka rollere büründüğümüzü takıntı yapan herkesin kesinlikle okuması gereken bir roman.” – Charlie Jane Anders
Çevirmen: Avi Pardo
Semenderlerle Savaş
“Semenderlerle Savaş hiçbir zaman unutulmayacak bir eser.
Čapek muhtemelen totaliter bir dünyanın dehşetini öngören ilk Avrupalı yazar.” – Milan Kundera
“Karel Čapek, Zamyatin’le birlikte iki dünya savaşı arasında eser vermiş en önemli uluslararası bilimkurgu yazarıdır.” – Darko Suvin
“EĞER BÜTÜN BUNLAR BİR ÜTOPYA GİBİ GÖRÜNÜYORSA KUSURA BAKMAYIN, BAYLAR AMA GERÇEKTEN DE BİR ÜTOPYA’YA ADIM
ATMAK ÜZEREYİZ.”
Tüm belirtilerin büyük bir savaşı ve tiranlığın dirilişini işaret ettiği bir çağı yaşamasına karşın mizahından taviz vermeyen, hicvi totaliterliğe karşı etkin bir silah olarak kullanan Karel Čapek’in başyapıtı Semenderlerle Savaş, yazarın küçük ve kendi hâlindeki ülkesi Çekoslovakya’dan tüm insanlığa yaptığı bir uyarı niteliğinde.
İnsanlığı, gezegenin hâkimiyeti için semenderlerle savaşa tutuşmaya götüren olaylar zinciri Pasifik’teki küçük bir adada başladı. İnci avcısı Kaptan von Toch bir gün bu işi insanlardan çok daha ucuza ve layıkıyla yapacak yeni bir türle karşılaştı: Semenderler.
Semenderlerin gezegendeki tüm kıyılara yayılmasındaki esas başarı ise daha fazla kâr uğruna hiçbir sınırı aşmaktan imtina etmeyecek olan ekonomik sistemdeydi. Ucuz işgücü olarak kullanılan semenderler önce ekonomide, ardından da siyaset ve kültürde beklenmedik bir devrim yapmayı başardı.
Dünya’da Altın Çağ yaşanıyordu ama görünen o ki Altın Çağ’ın insanlara mı yoksa semenderlere mi ait olduğu konusu muallaktı.
Semenderlerle Savaş, insanın içindeki karanlığın bir aynası.
Çevirmen: Sabri Gürses
Kapanda Bir Hayal
Bir eksik bir fazla, fark ediyor artık. Kopan saç teli gibi kaybolup gidiyor insan, görülmüyor. Üstelik yerindeyken ne bir el değiyor ona ne de tarak.
Bir şeyin içini mi dolduruyoruz yoksa üstünü mü kaplıyoruz belli değil.
Bir nefes, sadece o kadar alıp verdiğimiz. Başka alacağımız yokmuş sanki
dünyadan, bu kadarmış yaşamak.
Burcu Ünlü, ilk kitabı Kapanda Bir Hayal ile insanın temiz kalmış yerini işaret eden öyküler armağan ediyor okura. Evi, yuva denen kapanı, insanın kendi içine sıkışıp kalmasını zaman zaman ironiyle zaman zaman da tokat gibi çarpan göndermelerle anlatıyor.
“Neler neler dediler bana… Milletin ağzı torba, çöp torbası, büzüverdim hepsinin ağzını, bunları kafama takmadım. Ama öksüzü, yetimi, işçiyi, düşkünü çok takarım kafama. Onların acılarını defterimde biriktiririm. Hem zaten bize en çok biriktirmek öğretilmedi mi? Acıyı, hüznü, eksikliği, sevgisizliği, gözyaşlarımızı, öfkemizi hep biriktirmedik mi? Bir türlü kesip açamadık o teneke kumbaranın ağzını. Saçamadık etrafa kinimizi, yürüyemedik üstüne üstüne hainin, kıramadık kalbini, bükemedik bileğini… İnsanlık bizde kalsın, nasılsa Allah verir belasını, dedik. İnsanız neticede, büyük bir felaket bu, diyemedik. Kırmızı bir isyandır bu, öyle bilinsin.”
Yeni Bahar /
Zaman Çarkı Başlangıç Kitabı
“Zaman Çarkı döner, Çağlar gelip geçer, efsaneleşen anılar bırakır ardında. Efsaneler solarak mit olur ve onları doğuran Çağ yeniden geldiğinde
mitler bile unutulur.”
Fantastik edebiyatın devi Robert Jordan’ın kaleminden çıkan Zaman Çarkı destanı dünya çapında milyonların hayal gücünde yer etti. Ayrıntılı dünyası, en ince detayına kadar düşünülmüş büyü sistemi, gönüllere taht kuran karakterleri Zaman Çarkı’nın okurlar tarafından bu kadar sevilmesinin sadece birkaç sebebi. Zaman Çarkı’nın etkileri, Patrick Rothfuss, Brandon Sanderson, Brent Weeks gibi günümüzün en büyük fantastik yazarlarının eserlerinde görülebilir.
Son Yeni Bahar, Zaman Çarkı serisinin ilk cildi Dünyanın Gözü’ndeki olayların öncesini anlatan, hem bir başlangıç hem de bir devam kitabı.
Tar Valon’un çevresinde, kışın ortasındaki savaş şiddetlenmişti. Şehirde bir kehanet ağızdan ağza dolaşıyordu. Ejderdağı’nın eteklerinde, dünyanın kaderini değiştirecek bir çocuk doğmuştu. Gölge’nin hizmetkârları onu bulmadan evvel bulunması gereken bir çocuk.
Bir Kabuledilmiş olan, genç bir Aes Sedai adayı Moiraine Damodred ve asker Lan Mandragoran hayatlarını ve kaderlerini birleştirecek uzun bir yolculuğa çıkacaktı. Amaçları ise Yenidendoğan Ejder’i bulmaktı.
Ejderha, bir kez daha zamanın rüzgârlarında havalanacak.
“Zaman Çarkı serisi, ben ve pek çok kişinin fantastik edebiyat yazarı olmasını sağladı.” – Brandon Sanderson
“Zaman Çarkı’ndan bahsetmeden fantastik edebiyattan söz etmek imkânsız. Tıpkı Tolkien gibi.” – Patrick Rothfuss
Çevirmen: Niran Elçi