“Modern hayalet anlatısının babası” M. R. James’in “Hayalet Öyküleri” raflarda!

Hayalet Öyküleri

M.R. James, İngiliz edebiyatının en önemli korku yazarlarından biri, modern hayalet anlatısının babası. Stephen King, H.P. Lovecraft ve Clark Ashton Smith gibi ustaları derinden etkilemiş bir isim olan James’in yazdıkları, yirminci yüzyıl hayalet öykücülüğünün doruk noktası olduğu kadar sonrasında gelen, bu türde yazılmış eserlerin de temelini atar.

Hayalet Öyküleri’nde antika bir düdüğün dünyaya çağırdığı korkutucu ruhların, ölümcül bir lanetten kurtulmaya çalışan insanların, kasabaya dehşet salan yaratıkların, gündüz kaybolup gece ortaya çıkan odaların ve intikam için geri dönen cadıların anlatıldığı karanlık öykülerle karşılaşacaksınız.

HAYALETLER ÜZERİMİZDE KOL GEZMEYE DEVAM EDİYOR.

Astıktan Sonra

Üstat Glokta kendini zor bir durumun içinde bulmuştu. Üstadı olması için gönderildiği Dagoska şehri Güney’in en büyük imparatorluğu tarafından kuşatılmıştı. Şehrin içi hain kaynıyor, bir yandan da kendisinden önceki Üstat’ın hangi şartlar altında ortadan kaybolduğunu bulması gerekiyordu. Bir de şehri kurtarması. Ancak hiçbir müttefikine güvenemezken bunu nasıl yapacağına dair en ufak bir fikri yoktu.

Kuzey’de Bethod’un kurduğu ordu İttifak topraklarına girmiş, ardında yıkım ve ölüm bırakarak ilerliyordu. Tahtın vârisi Prens Ladisla onları İttifak topraklarından kovup büyük bir zafer kazanmanın peşindeydi. Tek sorun, Prens Ladisla komutasındaki ordu dünyanın en hazırlıksız, en dağınık ve en kötü komuta edilen ordusuydu.

Ve Mecusların İlki Bayaz, cesur maceracılardan oluşan bir grupla beraber geçmişin gömülü kalması gereken yıkıntılarına doğru bir yolculuğa çıkmıştı. Güney’in nefret edilen kadınını, Kuzey’in en korkulan adamını ve İttifak’ın en bencil oğlanını yanına almıştı. Hepsinin oynayacak bir rolü vardı ancak bunun için beraber çalışmaları gerekiyordu. Birbirlerinden ölümüne nefret ederlerken bu çok kolay olacak gibi görünmüyordu.
Kadim sırlar ortaya çıkacaktı. Kanlı savaşlar verilecekti.
Ve düşmanlar affedilecekti – tabii onları astıktan sonra.

Bir Gün Mutlaka

Yılmaz Güney, Bir Gün Mutlaka’da devrimci mücadelenin önemini ve toplumu içten içe çürüten yozlaşmanın önüne geçebilmek için neler yapılabileceğini gösteriyor. Filmin gösterime girdiği dönemde yaşanan baskılarsa Bir Gün Mutlaka’nın amacına ulaştığını ve başka bir yolun her zaman mümkün olduğunu kanıtlıyor.

Döneminin en radikal sanat atılımlarından biri olan Bir Gün Mutlaka herkesin okuması ve üzerine düşünmesi gereken bir eser.

HaftaninFilmi.com’dan Filmler

Gösterimdekiler (18. hafta):
Umudunu Kaybetme - The Old Oak (2024) Grabuna (2024) Üç Günlük Dünya (2024) SOBE: Sakallı Bebek (2024) Hanna ve Minik Canavarlar - Hanna And The Monsters (2024) Çocuk Kalbi (2024) Tarot - Horrorscope (2024) Tereddüt Çizgisi (2024) Bakkal Amca: Mahmut Tuncer (2024) Sinemada İtiraz Ediyorum (2024) Şahsi Meselemiz Merkez Üssü Hatay (2024) Küçük Prens Karlar Ülkesi - The Swiss Adventure (2024) Back to Black (2024)
Arşivden Seçkiler:
Misafir (2016) Mutlu Oyuncak Dükkanı (2022) Deri Ceket - Deerskin - Le Daim (2019) Bahar Tatili - Spring Breakers (2013) Ateş (2016) Bizi Kötüden Koru - Deliver Us From Evil (2014)