Satürn Evleri 1. Cilt
Dünya koruma alanı ilan edilmiş ve terk edilmişti. İnsanlar artık 35 kilometre yukarıda, halka şeklinde inşa edilmiş bir yapıda yaşıyordu. Ortaokuldan mezun olan Mitsu’nun işi bu yapının, yani Satürn Evleri’nin camlarını silmekti.
Mitsu, varlığının ve yaptıkları işin anlamını aramak için uzaya adım atacaktı.
Çevirmen: Nilay Çalşimşek
Sarmaşık
2021 LAMBDA EDEBİYAT ÖDÜLÜ FİNALİSTİ
Chana Porter ilk romanı Sarmaşık’ta uygarlığa zarardan çok faydası dokunacak gibi görünen bir uzaylı istilasının şekillendirdiği yeni ve tuhaf bir dünyanın keşfine çıkıyor. Toplumsal eleştiri ile spekülatif kurgu iç içe geçerken, ütopya edebiyatında yeni bir sayfa açılıyor.
Sarmaşık adı verilen uzaylı varlığın gelişiyle birlikte dünya yeni bir çağın eşiğine varmıştır. Kapitalizm çöker, sınırlar kalkar, artık bir şeyin gerçekleşmesi için düşlenmesi yeterlidir. Trina ve eşi Deeba bu ütopik dünyanın tadını çıkardıktan bir süre sonra Deeba yeniden doğup hayata bir bebek olarak gelmenin hayalini kurar. Bu, ölümsüzlüğün de ötesinde bir durumdur ve Sarmaşık teknolojisiyle gerçekleşmesi mümkündür ama Deeba’nın yeniden doğması aynı zamanda onun öleceği anlamına da gelir. Deeba, bu yepyeni varoluş fırsatını değerlendirirken, geride kalan Trina onun yokluğuyla baş etmekte zorlanacaktır.
Yeni dünyanın şartlarını sorgulamaya başlayan Trina’nın karşısına bu istiladan kurtarılması gereken gizemli bir çocuk çıktıktan sonra, Trina’nın kendi hayatında da yeni bir adım atması ve bir şeyleri değiştirmesi icap edecektir.
Sarmaşık, pembe düşler ile kâbuslar arasındaki çizginin bir görünüp bir kaybolduğu, kıyamet sonrası değil, saadet sonrası bir hayatta kalma öyküsü.
“Eşsiz bir uzaylı istilası öyküsü.” – Jeff VanderMeer
“Ütopyaların sıkıcı, didaktik ve kurgusal anlamda yetersiz olduğuna dair yanlış bir kanı mevcut. Neyse ki Chana Porter var da bu etkileyici kitabıyla o safsatayı yerle bir ediyor.” – China Miéville
“Porter’ın bize gösterdiği gibi, dünyanın sonu kolay geliyor, asıl mücadele yeni bir dünya kurmakta yatıyor.” – Rachel Pollack
Çevirmen: Burcu Uluçay
Yaban Kazı
“Bir süre sonra o arka sokakta devrim niteliğinde değişimler yaşandı. Bir gece Suezo oradan geçerken işporta tezgâhını duvarın dibindeki yerinde görmedi. Daima sessiz olan evin civarı da o zaman revaçta olan deyimle söylersek, medeniyet gelmişçesine değişmişti.”
Modern Japon edebiyatının temellerini atan yazarlardan biri olan ve başta Yukio Mişima olmak üzere 20. yüzyıl Japon edebiyatçılarını derinden etkileyen Ogai Mori, en ünlü eseri Yaban Kazı’nda Meici Dönemi’nin yaklaşan sonunun getirdiği sosyal değişimlerin gölgesindeki Tokyo’da dokunaklı bir yaşamöyküsünü anlatıyor.
Genç yaştaki O-Tama, yoksul ve ihtiyar babasını mutlu etmek için mutsuz bir evliliği olan zengin bir tüccarla metres hayatı yaşamayı kabul eder. Japonya’nın en prestijli üniversitelerinden birinde okuyan Okada bu genç ve güzel metresle tanışıp ona âşık olunca her ikisinin de kaderi, tıpkı ülkelerinin yaşadığı gibi, hızlı, tatlı sert ve şaşırtıcı bir değişime uğrayacaktır.
Çevirmen: Alper Kaan Bilir
Yeşil Bambu ve
Diğer Fantastik Öyküler
“O yılın bir sonbahar gününde Saburou birini öldürdü. Bir oyun arkadaşını Kototoi Köprüsü’nden Sumida Nehri’ne itti. Kişisel bir sebebi yoktu. Tabancayı kendi başına dayayıp ateş etmek isteyen birinin dürtüsüne tamamen benzer bir dürtü tarafından ele geçirilmişti.”
Yirminci yüzyıl Japon edebiyatının önde gelen yazarlarından, “sıradışı” hayatıyla da meşhur Osamu Dazai, Yeşil Bambu ve Diğer Fantastik Öyküler’de Japon masallarındaki tipik su perilerini, denizkızlarını ve intikamcı hayaletleri kendine has üslubuyla yorumlayarak fantastik bir alegori, çarpık bir masal dünyası ortaya çıkarıyor.
Bu öykü kitabında bir denizkızı peşinde helak olan samuray Çûdô Konnai’dan onurlu yoksulluğunun altüst olmaması için elinden geleni ardına koymayan krizantem sevdalısı Sainosuke’ye, para peşindeki yalancı Saburou’dan kız peşinde kendini yakışıklı birine dönüştürmek isteyen sihirbaz Tarou’ya kadar hiç kimse, Dazai’nin acımasız ve mizahi kaleminden kurtulamıyor.
Çevirmen: Esmanur Yiğit, Esranur Yiğit
Şeytanın Çırağı
“Sayın Savcı Tsuchida, bir katil zanlısı olarak burada tutuluyorum.
Fakat belki de aslında katil ben değilim. Evet. Belki. Böyle söylemek zorunda kaldığım için üzgünüm.”
Japon polisiyesinin temellerini atan yazarlardan biri olan ve Japonya’nın en ünlü polisiye yazarı Edogava Ranpo’yu da etkileyen Şiro Hamao, Şeytanın Çırağı’ndaki iki kısa romanda iki farklı cinayetin portresini tüyler ürpertecek şekilde çiziyor.
İlk kısa roman “Şeytanın Çırağı”nda yazdığı günlük yüzünden genç bir kadının ölümünden sorumlu tutulan anlatıcı, davanın savcısına gönderdiği sarsıcı mektupta hem başka suçları için günah çıkarıyor hem de yaptıkları için çocukluk arkadaşı olan savcıyı suçluyor. İkinci kısa roman “Onları Öldürdü mü?”de genç bir avukat, herkes tarafından cinayeti işlediğine kesin gözüyle bakılan ve suçunu kabul de eden bir adamın masum olma ihtimalinin peşinden gidiyor.
Çevirmen: Nilay Çalşimşek
Işığın Anısı / Zaman Çarkı 14
“Zaman Çarkı döner, Çağlar gelip geçer, efsaneleşen anılar bırakır ardında. Efsaneler solarak mit olur ve onları doğuran Çağ yeniden geldiğinde
mitler bile unutulur.”
Fantastik edebiyatın devi Robert Jordan’ın kaleminden çıkan Zaman Çarkı destanı dünya çapında milyonların hayal gücünde yer etti. Ayrıntılı dünyası, en ince detayına kadar düşünülmüş büyü sistemi, gönüllere taht kuran karakterleri Zaman Çarkı’nın okurlar tarafından bu kadar sevilmesinin sadece birkaç sebebi. Zaman Çarkı’nın etkileri, Patrick Rothfuss, Brandon Sanderson,Brent Weeks gibi günümüzün en büyük fantastik yazarlarının eserlerinde görülebilir.
Son Ulusların hükümdarları Merrilor Meydanı’nda toplanmıştı.
Ya Yenidendoğan Ejder Rand al’Thor’a katılacaklar ya da Karanlık Varlık’ın zindanının mühürlerini kırma planını engelleyeceklerdi. Rand’ın nihai planı deliliğinin bir işareti de olabilirdi, dünyanın son umudu da. Egwene ise bunun delilik olduğunu düşünüyordu.
Andor’da, Trolloclar Caemlyn’i ele geçirmişti. Perrin Aybara kurt düşünde Katil’le savaşıyordu. Ebou Dar’a yaklaşan Mat’in planı artık Seanchan İmparatoriçesi Fortuona olan karısı Tuon’u ziyaret etmekti.
Dünyanın akıbeti Shayol Ghul’de belli olacaktı. Çark dönüyordu, dokuyordu ve Çağ’ın sonu geliyordu. Son Savaş herkesin kaderini belirleyecekti.
Ejderha, bir kez daha zamanın rüzgârlarında havalanacak.
“Robert Jordan, kadim fantastik edebiyat geleneğinde yapılacak daha çok şey olduğunu gösteriyor.” – Orson Scott Card
“Zaman Çarkı kitapları hayatımda bir dönüm noktası.” – Robin Hobb
Çevirmen: Niran Elçi