Fransız edebiyatının ölümsüz ismi André Gide’in otobiyografik eseri Tohum Ölmezse, ilk kez Türkçe’de.

TOHUM ÖLMEZSE

André Gide olmak…

Nobel Ödüllü yazar André Gide, özyaşamöyküsünü kaleme aldığı Tohum Ölmezse’de edebi kimliğine yön veren kişiliğinin oluşma sürecini anlatıyor. Ama unutmayın, Gide’in eserinde gerçeklik endişesi ne kadar büyük olursa olsun, anılar daima ancak yarı yarıya samimidir ve her şey söylendiğinden çok daha karmaşıktır. Oysaki André Gide olmak, Tohum Ölmezse’de şahit olacağınız üzere, en başta içtenlik gerektirir. Fransız edebiyatının ölümsüz isminin otobiyografik eseri Tohum Ölmezse, ilk kez Türkçe’de…

André Gide’nin özyaşamöyküsünü anlattığı Tohum Ölmezse’nin birinci bölümünde yazarın Paris’teki çocukluğuna, ailesi ve öğretmenleriyle yaşadıklarına, ilk yazı denemeleri ve ilk aşkına şahit oluyoruz. Kitabın ikinci bölümüyse Gide’in Cezayir’e yaptığı bir yolculukta kendini ve cinsel eğilimlerini keşfedişi etrafında şekilleniyor. Ancak tüm kitap boyunca Genç Gide’in, annesinin baskıcı püriten eğitimi yüzünden ezik, dünyadan bihaber çocuğun yerini özgürlüklere açık, hayatı seven, yaratıcı bir delikanlıya bırakmasına şahit oluyoruz.

André Gide’in doğallığın ve sadeliğin peşinde koşan üslubu, yazarın diyalog arayışının izlerini Tohum Ölmezse’de de taşıyor; yine her şey birbiriyle savaşıyor, yine her şey birbiriyle çelişiyor. Gide’in bireyin içtenliğine yüklediği önem kendi yaşantısının kilometre taşlarında kesin hatlarla, vazgeçilmez ve yadsınamaz biçimde, yer buluyor.

Orijinal adı: Si le grain ne meurt
Yazar: André Gide
Tür: Otobiyografi
Fransızca aslından çeviren: Aysel Bora
Sayfa sayısı: 349
Fiyatı: 22,50 TL
Yayın tarihi: 17 Ağustos 2010
Can Yayınları
ANDRE GIDE

André Gide, Protestan bir babanın ve Katolik bir annenin oğlu olarak 1869 yılında Paris’te doğdu. Yazı hayatına 1891’de yayınladığı André Walter’in Defterleri ve Narsis Üstüne İnceleme ile başladı. Bunları 1897’de yayınladığı ünlü yapıtı Dünya Nimetleri izledi. Gide bu kitabında, lirik ve canlı bir üslupla kişinin bağlardan sıyrılmasını ve hayatın bütün yönleriyle tadını çıkarmasını savunuyordu. En önemli eserlerinden biri olan Ayrı Yol’u 1902’de yayımladı. André Gide Birinci Dünya Savaşından sonra büyük bir yazar olarak kabul edildi, geniş okur kitlelerince tanındı. Gide’in yazarlıktaki ustalığı, üslubundaki açıklık ve duruluk, bir yandan kitaplarında ortaya koyduğu kaygılarıyla, öte yandan düşüncelerinin karmaşıklığıyla tam bir çelişme halindedir. 1919’da yazdığı Pastoral Senfoni son derece duygulu ve insancıl bir romandır. Gide’in en iyi eseri sayılan Kalpazanlar 1925’te yayınlandı. Bu tarihten sonraki eserlerinde toplum sorunlarını öne aldı. En ağır konuları işlemekten çekinmedi, her türlü önyargıdan uzaklaşıp yerleşik inanç ve düşüncelere körü körüne bağlanmaktan kaçındı. Çağının aydınları üstünde büyük etkisi oldu. 1947’de Nobel Edebiyat Ödülünü aldı. 1951’de öldü.

HaftaninFilmi.com’dan Filmler

Gösterimdekiler (17. hafta):
Zah-Har 'Cin Ahalisi' (2024) Oyun Gecesi - Katala (2024) Arınma - Immaculate (2024) Küçük Don Kişot'un Maceraları - Giants of la Mancha (2024) Boy Kills World (2024) Cadı (2024) Rekabet - Challengers (2024) Siyah Çay - Black Tea (2024) Dublör Filmi (2024)
Arşivden Seçkiler:
Devrim Arabaları (2009) Hazine Avcıları - The Monuments Men (2014) Babamın Kanatları (2016) Arı Maya 3: Altın Küre - Maya The Bee 3: The Golden Orb (2023) Çok Filim Hareketler Bunlar 	 (2010) Konak (2009)

Leave a comment