Sessiz Kiracı
“Mükemmel bir seri katil romanı. Tek seferde okudum!” – Paul Tremblay
“Hayatta kalma mücadelesine odaklanan acımasız, hüzünlü ve yürek parçalayıcı bir roman. Gerçek suç öyküleri, Gillian Flynn ve Jessica Knoll hayranlarına önerilir.” – Library Journal
On üç yaşındaki kızının, sevgilisinin ve canını bağışladığı tek kurbanının gözünden bir seri katilin hikâyesi: Sessiz Kiracı.
Aidan Thomas çalışkan bir aile babasıydı, yaşadığı küçük kasabada sevilen ve sözüne güvenilen bir kişiydi. Ancak Aidan’ın herkesten sakladığı karanlık bir sırrı vardı: O bir seri katildi. Canını bağışladığı tek kurbanı ise yıllardır arka bahçedeki barakada tuttuğu Rachel’dı.
Aidan’ın karısı ölünce, o ve on üç yaşındaki kızı Cecilia taşınmak zorunda kalacaktı. Aidan’ın Rachel’ı da yanlarında getirmekten başka çaresi yoktu; onu, Cecilia’ya kalacak yere ihtiyacı olan bir “aile dostları” olarak tanıtacaktı.
Beş yıllık esaretin ardından Aidan, Rachel’ın kaçmaya teşebbüs edemeyecek kadar beyninin yıkanmış ve sinmiş olduğundan emindi. Ancak Rachel için durum çok farklıydı ve yıllardır beklediği fırsatın geldiğinin farkındaydı. Rachel yeni yaşam koşullarının sınırlarını test ederken, Cecilia ile arasında bir bağ oluşmaya başlayacaktı. Yerel bir restoran sahibi olan Emily, bu yakışıklı dul adama âşık olunca kendini Rachel ve Cecilia’nın dünyasına çekilmiş bulacak ve Aidan’ın sırrı korkunç bir tehlikeye girecekti.
Çevirmen: Özge Onan
Turfanda mı Yoksa Turfa mı?
“Benim için, vatanın için, fikrin için yaşayacaksın!”
1892 yılında yayımlanan Turfanda mı Yoksa Turfa mı? Mizancı Murat’ın
ilk ve tek romanıdır. Türk edebiyatının ilk siyasal ve ilk idealist romanlarından biri sayılan eserde, dönemin sosyal ve siyasal panoraması eleştirel bir üslupla çizilmiştir.
Yazarı tarafından “milli roman” alt başlığıyla sunulan eserin kahramanı, Cezayir’de büyüyüp Fransa’da tıp eğitimi aldıktan sonra devletine hizmet etmek üzere İstanbul’a gelen Mansur’dur. Mizancı Murat’ın kendisiyle özdeşleştirdiği bu idealist karakter, İstanbul’a gelir gelmez bürokrasideki çarpıklıklara tanık olur; erk sahiplerinin vurdumduymazlığı, eğitimdeki ciddi sorunlar ve ahlaki yozlaşma onu hayal kırıklığına uğratır. Ancak yılmaz, idealinden vazgeçmez; toplumun yararını kendinden üstün tutar.
İmparatorluğun Tanzimat dönemi sonrasına İstanbul, Cezayir, Suriye, Lübnan ve Aydın’dan bakan Turfanda mı Yoksa Turfa mı?; ele aldığı konular, içerdiği fikirler bakımından Türk edebiyatı klasikleri arasında ayrı yer tutan bir eser…