Özel bir iletişim ve olağanüstü bir tekniğe sahip olan Ufuk ve Bahar Dördüncü kardeşler, Rusyadan Beyaz Geceler isimli bir konserle, 8 Aralıkta, Cemal Reşit Rey (CRR)de sahne alacak.

Sovyetlerin beyaz gecelerinden, CRRye yapılan yapılan bu yolculukta, Ufuk ve Bahar Dördüncü kardeşler, dinleyenlere Şostakoviç, Rahmaninof  ve Prokofiyefin, acılarını ve özlemlerini taşıyacak.

17 ve 26 TL olan konser biletleri, CRR Konser Salonu Gişesinde ve Biletixte!

Cemal Reşit Rey Konser Salonu, Rusyadan Beyaz Geceler, 8 Aralık 2009, 20.00

Piyanolar: Ufuk Dördüncü, Bahar Dördüncü

Program:
D. Şostakoviç, Süit Op. 6:
S. Rahmaninof, Süit no.2, Op.17
Ara
S. Prokofiyef, Süit (Cindrelladan)

Eserler Hakkında:

Şostakoviçin Çanı

Şostakoviç, St. Petersburg Konservatuarında öğrenciyken, babasına adadığı bu muhteşem piyano eserini yazdığında sadece 16 yaşındaydı. Şostakoviç ilk olarak 1925 yılında Moskovada Lev Oborinin eşliğinde eserini hayata geçirmiştir.

Eseri dinlediğinizde, müziğinin ritmi, görsel kalitesi ve düzenleniş biçimi, bestecinin becerisini açıkça göstermektedir. Şostakoviçin post-romantizm dili henüz gelişmiş olmamasına rağmen, bu eserde hiç şüphesiz dahi bir zekânın izlerine
rastlanmaktadır.

Bu suit, dört bölümden oluşmaktadır. Tekrarlayan bir örnek girişi: bir örnek çanın çalışı. Rus müzisyenlerin çoğunluğu gibi Şostakoviç bu motifle partisyonu kat eden ve ona bir tutarlılık veren bir tür imza ve bir ana motif sunmaktadır. Bu motif her şeyden önce Prelütte duyulur, Fantastik Dansda değişmiş olarak bulunur, muhteşem Nocturnede geri gelir ki bu motif Rahmaninovun harmonisini çok hatırlatan bir harmoni söyler. Tabii ki finalde geri gelecektir. Zaten, çan sesleri bu partisyonda önemli bir rol oynuyorlar zira Finalde yine bir kilise çanı sesi hatırlatan billursu sesler
keşfedilir. Bunlardan geriye kalanlar temaların çoğunun şüphesiz romantik fakat boşuna bir çekici ilhamdan kaynaklandıkları,  tümünün yüksek derecede hâkim olunmuş bir şekilde sıralandığıdır. Şostakoviç yolunu (ve sesini) bulduğu zaman bu yol sağlam mükemmel şekilde hâkim olunmuş bir mesleğin potasına doğal olarak akacaktır.
Prokofiyefin Çabukluğu

Sindrella balesinin partisyonu 1944de bitti ve prömiyeri 21 Kasım1945de Moskova Büyük Tiyatrosunda yapıldı. Bu arada, savaşın korkunç olaylarından etkilenmiş olan Prokofiyef kendisini ülkesinin savunmasına adamıştı. Nestievin bir sözüne göre ondan kanı değil dehası istendi. Kendisini Tolstoyun Harv ve Sulhunun bestelenmesine adamak için Sindrellanın kaleme alınmasına ara verdi. Rus halkının Napolyon ordularına karşı direncini ve Napolyon ordularının bozgununu anlatan sayfaların Sindrellanın prense olan aşkından daha motive edici olduğu rahatça düşünülebilir.

Bununla birlikte Sindrella Prokofiyefin güzel bir başarısıdır. Prokofiyef burada çok direk, açık ve basit, bir halk dinleyici kitlesini fethedebilecek bir dil kullanmıştır.  Bu partisyonda kendini gösteren lirizm onun başarısına hızla katkıda bulunmuştur. Moskovalı üstadın diğer eserlerinde olduğu gibi burada da Sindrella karakterini karakterize edenler gibi ana motifler bulunur :  Eserinden söz ederken Birincisi onu hor kullandı, ikincisi saf ve düşünceli, ve üçüncüsü aşık ve mutludur diye yazmıştır. Birçok sayfa belli bir cılızlığa eğilimlidir fakat diğerleri çabukluk veya dans dersi örneği gibi bestecinin şaşılacak melodik icadı ve canlı ritmik ve alaycı hayal gücü ile vurgulanmıştır. Mükemmel piyanist ve aranjör Prokofiyef bu baleden piyano için bizim çarpıcı bir görüntü elde edeceğimiz birkaç muhteşem sayfa çıkarmış bulunuyor.

Ufuk & Bahar Dördüncü Hakkında

Büyük Fransız Piyanist, F.R. Duchable, Ufuk ve Bahar Dördüncü üzerine “eksiksiz bir teknikle donatılmış, gayretli çalışan, bize canlı ve hayal gücü dolu yorumlar sunan iki piyanisttir.” diyor.

Ufuk ve Bahar Dördüncü’de uzun zamandır birlikte olmanın sağladığı uyum ve buna eklenen sıra dışı tekniğin büyüsü hemen hissediliyor. Fransız müziği ile olan özel ilişkilerinde H. Datyner, D.N’Kaoua, E. Vercelli ve Vlado Perlemutter ile tanışmalarının rolü büyüktür.

F.R. Duchable ise onların gençlik dönemlerinden başlayarak her iki sanatçının yeteneklerine olan inancını sürdürerek, yakından ilgilenmiştir. Sanatçıların, Ankara, Cenevre, Saragosse, ve Paris ödülleri, müzik yaşamlarının büyük bir parçası.

Tüm bu yapısal bütünlüğü dünyanın önde gelen prestijli konser salonlarının deneyimi ve P. Boulez, T. Strugala, Z. Nagy, A. Jordan, A. Schwinck, P. Rophé, Rickenbacher, gibi şeflerle olan çalışmaları pekiştirmiştir. Ayrıca, Cenevre’de Victoria Hall, Lyon’da Salle Moliére, New Yorkda Merkin Hall Brezilya’da Uluslar Sarayı, Stuttgart’da Liederhalle, Düsseldorf’da Wittgenstein Sarayı v.s. ayrıca Peter Ustinov, H.Holliger, M. Bourge, S. Schick v.s. gibi büyük sanatçılarla olan ortak çalışmalarını da ekleyebiliriz.

Amadeus, Archipel, Schubertiade, Ars Musica Strasbourg, Fontainbleau Paris gibi Avrupa’daki festivallerin yanısıra Japonya’da Akoyishidai ve Türkiye’de İstanbul, İzmir ve Ankara’da düzenlenen müzik festivallerine katılmışlardır.

Ufuk ve Bahar Dördüncü, Ensemble Contrechamps, Bilkent orkestrası, Cenevre Oda Orkestrası, Ankara, Istanbul, İzmir Devlet Senfoni Orkestraları gibi taninmis orkestralar tarafından düzenli olarak davet edilen uluslararası üne sahip iki sanatçı.

2006 yılında, 4 El için Fransız müziğini Rendez-Vous Avec lEnfance isimli albümle piyasaya çıkarttıkları CD büyük sükse yaptı ve başarılarının devamında rol oynadı. 2 piyano ve 2 perküsyondan oluşan  Makrokosmos  isimli quartetin son çalışması, Hat-Hut prodüksiyon firması tarafından 2007 yılı sonu itibari ile dinleyenlerin beğenisine sunulacak. Bu çalışmada özellikle kendileri için Stefano Gervasoni tarafından bestelenmiş bir eser de bulunuyor.

Ülkelerini müzikleri ile dünyanın birçok ülkesinde temsil ederek, dünyaca tanınan müzik eleştirmenleri tarafından her zaman çoşkuyla karşılanmışlar ve övgüye değer görülmüşlerdir. Kendilerinden Türkiye’nin Kültür elçileri olarak bahsedilen sanatçılar, 2007 yılında Prim’enfance ve Cercle de Grange adlı vakıf tarafından koruyucu anneler “marraine” olarak seçilmişlerdir. Bu çalışmalara aktif olarak devam edeceklerdir.

HaftaninFilmi.com’dan Filmler

Gösterimdekiler (19. hafta):
MAKKA: Cinn-i Azap (2024) Gece Avı - Bloodline Killer (2024) Süper Ajan Bernard: Görev Mars - Bei Ken xiong 2: Jinpai tegong (2024) Süper Köpekler - The Barkers Pursuit of Adventure (2024) Görücü (2024) Çingene Kızı Zeugma (2024) Beyaz Eşya (2024) Kırmızı Pabuçlar - The Red Shoes: Next Step (2024) Maymunlar Cehennemi: Yeni Krallık - Kingdom of the Planet of the Apes (2024)
Arşivden Seçkiler:
Son Hava Bükücü - The Last Airbender (2010) Kabus Evi - Haunt (2020) “AFACANLAR : İş Başa Düştü” (2022) Ay’ın Sırrı - Moonwalkers (2017) Kalp Estetiği (2023) Joenjoy (2010)

Leave a comment