Rock Wagram
William Saroyan
Bitlis’ten Amerika’ya göç etmiş Ermeni bir ailenin ilk ferdi olarak 31 Ağustos 1908’de California eyaletinin Fresno kasabasında dünyaya gelen William Saroyan, ardında altmışı aşkın edebi eser ve “Saroyanesk” olarak bilinen edebi bir tarz bıraktı. Amerikan edebiyatının en iyi öykü, roman ve oyun yazarlarından biri kabul edilen Saroyan’ın ilk kez 1951 yılında New York’da basılan romanı Rock Wagram, ilk kez Türkçe okurla buluşuyor!
Fresno’daki Şişko Aram’ın Yeri’nde barmenlik yapan yirmi beş yaşındaki Arak Vağramyan, on yıl içinde Hollywood’un ünlü aktörlerinden Rock Wagram’a dönüşür. Amerika’da yaşayan Ermeni bir erkeğin iç dünyasını, aşk ve anlam arayışını, ölümle savaşını anlatan Rock Wagram, Saroyan’ın yaşamından bir kesiti kurgusal öğelerle zenginleştirerek ortaya koyarken, bireysel olandan toplumsal olana, toplumsal olandan evrensel olana uzanan varoluşsal sorulara da mizahi ve derin cevaplar arıyor.
Rock Wagram
William Saroyan
Kategori: Roman
Dili: Türkçe
Çevirmen: Liena Gül
Özgün dili: İngilizce
Kapak tasarımı: Aret Gıcır
Baskı bilgileri: 1. Baskı, Mayıs 2024
Sayfa ve boyut: 320 sayfa, 13×19,5
ISBN: 9786257460392
“Buraya babanı hatırlamaya gelmişsin,” dedi editör. “Gelmene sevindim, ne de olsa ben de babandan bir parçayım, buradaki her şey babandan bir parça. Bastığımız gazete ne peki? Neye yarıyor? Neye yaraması gerekiyor? Yıllardır haftada iki kez bu kadar zahmete girerek ne anlatmaya çalışıyoruz? Evet, bir dilimiz var, güzel de bir dil. Beş altı yazarımız da olsa yeniden büyük bir dil olurdu. Okurlarımız da yazarlarımız da git gide azalıyor, geriye kalan birkaç yazarın da eski şevki kalmadı. Yine de bu dil haftada iki kez görünmeli, bu yüzden giriyoruz bu zahmete…”
WILLIAM SAROYAN
William Saroyan, Bitlis’ten Amerika’ya göç etmiş Ermeni bir ailenin ilk ferdi olarak 31 Ağustos 1908’de California eyaletinin Fresno kasabasında dünyaya geldi. Presbiteryen rahibi olan babası Saroyan üç yaşındayken ölünce, annesi Saroyan’ı ve iki çocuğunu yetimhaneye vermek zorunda kaldı. Beş yıl sonra bir iş bularak çocuklarını yanına aldı. Saroyan on beş yaşında okulu bıraktı. Aralarında cenaze işlerinin de bulunduğu, pek de ilham verici olmayan birçok işte çalışırken bir yandan da öyküler yazdı. Öyküleri editörler tarafından geri çevrildiği için yazmaktan vazgeçmek üzereyken, açlıktan öleyazan genç bir yazarı anlatan “Uçan Trapezdeki Cesur Genç Adam” adlı öyküsü 1933’te Story dergisi tarafından kabul edildi. Bu, Saroyan için bir dönüm noktasıydı. Derginin editörlerinden herhangi bir talep gelmediği halde, 1934 yılının Ocak ayı boyunca dergiye her gün yeni bir öykü gönderdi. Kısa sürede öyküleri The American Mercury, Harper’s, The Yale Review, Scribner’s, The Atlantic Monthly gibi dergilerde yayımlanmaya başladı. 1934 yılının Ekim ayında Random House Yayınevi, Saroyan’ın Uçan Trapezdeki Cesur Genç Adam ve Diğer Öyküler isimli kitabını yayımlamaya hazırdı. Kitap o yılın en çok satan öykü kitabı oldu. Saroyan edebiyat dünyasının ortasına bir bomba gibi düşmüştü. 1939’da En Güzel Günlerin adlı oyunuyla Pulitzer Ödülü’nü kazandı ama bu eserinin diğerlerinden ne daha iyi ne daha kötü olduğunu söyleyerek ödülü reddetti.
Saroyan altmışı aşkın kitap –öykü, oyun ve roman– yazdı. Düzyazıda kendine özgü bir tarz yarattı. Akıcı, konuşur gibi, coşku dolu bu edebi tarz “Saroyanesk” olarak anılır oldu. Bir süre Paris’te yaşadı. 1964’te ata yurdu Bitlis’i görmeye geldi. 1978’deki üçüncü ve son Sovyet Ermenistanı ziyaretinde dostlarıyla birlikte yetmişinci yaş gününü kutladı. 1981’de Fresno’da öldüğünde, adı Amerikan edebiyatının en iyi öykü, roman ve oyun yazarları arasına çoktan yazılmıştı. Vasiyeti üzerine, naaşının bir bölümü Erivan’daki ünlüler panteonuna gömüldü.