Stendhal’dan bir kadının, aşkın peşinde suça sürüklenme hikâyesi…

19. yüzyılın en büyük romancılarından Stendhal’ın okul yıllarında tanıştığı birinden esinlenerek yazdığı Mina de Vanghel, Can Yayınları etiketiyle raflarda! Hayatın gerçekleriyle yetinmeyecek kadar tutkulu bir kadın karakterin, aşkı uğruna yaptıklarını anlatan eser, ilgi çekici konusu ve akıcı anlatımıyla bir solukta okunuyor.

Genç bir Alman soylusu olan ve Fransa’da yaşayan Mina de Vanghel, evli bir adama âşık olur. Tutkusunu ne pahasına olursa olsun, sonuna kadar yaşamak niyetindedir. Âşığının evliliğini yıkmak için çiftin etrafına bir adam yollar. Kadını baştan çıkarıp evliliği, aşkına bir engel olmaktan çıkaracaktır. Ancak bu tehlikeli aşk oyunu yerini hastalıklı bir saplantıya bırakır ve kadın kahramanı deliliğe hatta suç işlemeye sürükler…

Mina de Vanghel, Kızıl ile Kara, Parma Manastırı kitaplarıyla zihinlere kazınan, 19. yüzyılın usta kalemi Stendhal’ın keyifle okunan eserlerinden biri. Aslında yazarın okul yılları sırasında tanıştığı birinden ilham alarak yazdığı kitaba adını da veren Vanghel, Stendhal’ın yarım bıraktığı “Pembe ve Yeşil” eserinde de yer alıyordu.

Mina de Vanghel’de yazar, büyük ruhların vücut bulduğu, tutkulu bir kadın karakterin hikâyesini anlatıyor. Aşkın güzellikleri, umutları ve yanılsamaları üzerine keskin, derin bir anlatı sunarken, insanları deliliğe hatta suça itebilecek kadar güçlü olabileceğini de gösteriyor. İlgiyle ve keyifle okunan kitap, Can Yayınları etiketiyle raflarda!

Kitap Adı: Mina de Vanghel
Yazar: Stendhal
Çeviri: Yunus Çetin
Yayınevi: Can Yayınları 
Dizi: Klasik
Tür: Öykü
Sayfa Sayısı: 56
Fiyatı: 59 TL

STENDHAL, 1783’te Fransa’nın Grenoble kentinde doğdu. Asıl adı, Marie-Henri Beyle’di. Annesini yedi yaşında yitirdi; sonraki yıllarını baskıcı bir baba ile katı bir disiplinden yana olan teyzesi ve özel öğretmeniyle birlikte geçirdi. Bu üç “despot” onun gözünde, nefret ettiği Grenoble burjuvazisinin temsilcileriydi. Sonradan, “Henri Broulard’ın Yaşamı” adlı özyaşamöyküsünde ailesine ve eğitimine duyduğu tepkiyi, sıradanlığa ve paraya duyduğu nefreti, insan iradesi ve tutkularına olan hayranlığını dile getirecekti. 17 yaşında Napoléon’un ordusuna katılarak gittiği Milano’dan derinliğine etkilendi, ancak 1801’de ordudan ayrılarak Paris’e döndü. Napoléon’un Rusya Seferi’ne katıldıktan sonra İtalya’ya gitti ve kendini edebiyata verdi. Restorasyon dönemi Fransız toplumunun karamsar bir tablosunu çizdiği en ünlü romanı Kızıl ile Kara 1830’da basıldı. Aynı dönemde İtalya’da geçen bir tutku ve siyasal serüven öyküsü olan Parma Manastırı adlı romanı, ancak Balzac’ın övgü dolu makalesinden sonra dikkatleri çekti. Stendhal, 1841’de felç geçirdi. Paris’e döndükten sonra, 1842’de öldü.

YUNUS ÇETİN, 1986’da Antalya’da doğdu. ODTÜ’de Felsefe ve Mimarlık Tarihi okudu. 2021’de Jacques Rancière’in eseri Kurmacanın Kıyıları çevirisiyle Institut Français Genç Çevirmen Teşvik Ödülü’nü kazandı. İngilizce, Fransızca ve İtalyancadan kitap çevirileri bulunuyor.

HaftaninFilmi.com’dan Filmler

Gösterimdekiler (32. hafta):

Arşivden Seçkiler:
Sünnet Çocuğu (2022) Bahtı Kara (2010) Kabus Evi - Haunt (2020) Terrifier 2: Special Edition (2025) Hızlı ve Tüylü - Manou The Swift (2019) Gazeteci Çocuk / The Paperboy (2013)