MEDYUM (RED LIGHTS)

“Yalnızca inanmak istediğiniz şeyi görürsünüz…”

Merak… Gelecek kaygısı… İnsanoğlu her daim gelecekte ne olacak sorusuna yanıt aramıştır. Kahinler, medyumlar, hatta bazı din adamları da bu soruya cevap vermeye çalışmıştır.  Dünyanın her yanında kehanet kültürü muhakkak vardır. Modern çağı yaşıyor olsak da hala insanlar çeşit çeşit fallar, enteresan seanslarla gelecekte neler olacağını bulmaya çalışıyorlar…

Orjinal ismi Red Lights olan Medyum isimli filmde ise beklenenin aksine çok daha farklı bir sorgulama yapılıyor hayata karşı. Filmin kısaca özeti şu şekilde;

Emekli doktor Margaret Matheson (Sigourney Weaver ) ve onun genç asistanı Tom Buckley (Cillian Murphy)’in psişik olayların kandırmaca üzerine kurulu olduklarını kanıtlama çalışmalarına odaklanılmış olarak başlıyor film. Yalnızca inanmak istedikleri şeyi gören insanların, inançlarını ticari kazanç olarak gören insanlara karşı mücadele ediyorlar. Efsanevi medyum Simon Silver (Robert De Niro ) kaybolduktan 30 sene sonra geri dönüyor ve bilim dünyasının en büyük araştırma konusu haline geliyor. Doktor Matheson bu durumdan hiç de hoşlanmıyor. Medyum Silver’ın açıklanamaz olaylarla insanların karşısına çıkıyor olması, Tom Buckley için iyice takıntı haline geliyor. Medyum Silver’ın şarlatanlığını kanıtlama çabasında akıyor gibi görünse de, ilerleyen dakikalarda Doktor Matheson’un bitkisel hayattaki oğluna olan yaklaşımı, Tom’un olaylara aşırı hassas tutumu kafaları karıştırıyor. Derken, benim en sevdiğim şey oluyor ve film son dakikalarında inanılmaz bir ters köşe yaparak izleyicileri hem şaşırtıyor, hem de düşünmeye sevkediyor…

Filmle ilgili yerli ve yabancı yorumların geneli filmin yavan olduğu yönünde. Benim fikrimse, spritüel konularda daha evvelden izlenimleri, tecrübeleri, ya da ilgisi olmayanların filmden sıkılabileceği şeklinde. Ben sıkılmadım, hatta beğendim. Yine yerli ve yabancı yorumlarda Cillian Murphy çok beğenilse de ben pek hoşlanmadım. Sigourney Weaver ve Robert De Niro performansları tabii ki oldukça iyiydi. Joely Richardson neredeyse sadece figüranlık yapmış olsa da bence gayet başarılıydı. Tüm bunların yanında itiraf etmeliyim ki yüksek performans gösterilmesi gereken özel karakterler zaten yoktu filmde. Genel olarak beğendim ve vakit ayırdığım için memnun oldum…

Filmin afişlerinden birindeki cümle çok hoşuma gitti; “Yalnızca inanmak istediğiniz şeyi görürsünüz…”  Herbirimiz için geçerli değil mi bu söz? Kaçımız kendimize karşı, hayata karşı dürüstüz ya da kaçımız inançlarımızdan tamamen eminiz?

Medyuma ihtiyaç duymadığımız, hayatın akışına ve kendimize güvenimizin tam olduğu, huzur dolu günler dilerim…

Sevgi ve Saygılarımla…

Göksel Aksel

HaftaninFilmi.com’dan Filmler

Gösterimdekiler (19. hafta):
MAKKA: Cinn-i Azap (2024) Gece Avı - Bloodline Killer (2024) Süper Ajan Bernard: Görev Mars - Bei Ken xiong 2: Jinpai tegong (2024) Süper Köpekler - The Barkers Pursuit of Adventure (2024) Görücü (2024) Çingene Kızı Zeugma (2024) Beyaz Eşya (2024) Kırmızı Pabuçlar - The Red Shoes: Next Step (2024) Maymunlar Cehennemi: Yeni Krallık - Kingdom of the Planet of the Apes (2024) Düşmanların En İyisi - Best of Enemies (2024)
Arşivden Seçkiler:
Marley & Ben / Marley & Me (2009) Kirpi (2009) Hanzap (2021) 3 Kadın 3 Kader (2013) Ruh - The Pact (2012) Bir Gün - One Day (2011)

Leave a comment