Nalan Miri Sözer’in yazdığı LEVLÂ Artemis Yayınları’ndan çıktı.

Gazeteci ve yazar Nalan Miri Sözer’in iki yıldır üzerinde çalıştığı Artemis Yayınları’ndan çıkan yeni romanı LEVLÂ raflarda yerini aldı. Levlâ, tekamülünü tamamlamaya, kendi olmaya, yalnızlığını kırmaya, ruh eşini bulmaya çalışan günümüz insanına ışık tutuyor.

Nalan Miri Sözer’in ilk kitabı Hayat 40’ta Başlar gibi yeni romanı Levlâ’ da merkezi kadın olan, yolculuklarla ve farklı hikayelerle beslenen bir eser olarak karşımıza çıkıyor.

Kökleri Pera’da güçlü bir kadın karakter olarak okuyucunun karşısına çıkan Levla, sanatçı kişiliği, keşfetme arzusu, bitmeyen merakı, çıkmazları ve cevap aradığı sorularıyla yeni yolculuklara çıkıyor. Birbirini takip eden seyahatlerinde ondaki şeytan tüyü ise en büyük yardımcısı oluyor. Girdiği her ortamda kendini sevdiriyor, her yolculuk karşısına yeni insanlar ve kadim bilgiler çıkartıyor. Kısaca, Levla’nın içsel yoculuğu ile şekillenen roman, dünyanın farklı yerlerine yaptığı seyahatlerle derinleşiyor. New York’ta bir sergi açılışıyla başlayan macera, Viyana’dan Kapadokya’ya, Provans’tan Nepal’e kadar uzanan İstanbul’lu bir kadının kendini tanırken, tüm dünya erkeklerinin gizemli dünyasına doğru yaptığı keşifleri içeriyor. Levla’nın “içindeki erkeği kadına dönüştürme ve hayatın şifrelerini çözme” yolculuğu başta hayatı, insanı, kadını, erkeği, doğayı, tekamülü, ışık ilmini, ışık kuşağını, kendini ve aşkını arayan her kadının hikayesine dönüşüyor. İkonik öğelerle beslenen roman okuyucuyu sürekli teyakkuzda bırakıyor, her seyahat, hep bir macera ve öğreti barındırıyor.

İLK’LERİ BARINDIRIYOR
Levlâ’nın içeriği kadar, kendi gibi üretim yolculuğu da o kadar ilginç ki; kapağının yine bir kadın olan illüstratör Ayla Acet tarafından Levlâ yazılırken kitaptan habersiz bir yıl önce kapağı çizmiş olması. ‘Kadın hayatın nefesidir, elinin hamuru ile mayaladığı evreni bir nefesle yeşerten, güzelleştiren, kök salandır’ felsefesiyle çizilen portre, kitap bittiğinde roman ile yollarının kesişerek kitabın kapağını tesadüfen bulmuş olması da çok ilginç.

Diğer tüm kitaplardan ayıran özelliği ise ayıran özelliği ise müzik ve edebiyatı birleştiren ilk roman olması. Romanda geçen tüm eserler, QR koduyla kitaba dahil edilerek okuyucunun eş zamanlı olarak müzikleri de dinleyebilmesini sağlıyor.

LEVLÂ Konusu:
Levlâ babasıyla, sevgilileriyle, erkek kardeşiyle, eski eşiyle geçmişte hep sorun yaşamış ve sonunda yalnızlığı seçmiş. Aslında sadece mücadele ederek iletişim kurabildiği karşı cinsi hiç tanımıyor ve bilmiyor. Kendini de kadın olarak tanıdığı pek söylenemez. Müzisyen, piyanist, hayatın şifrelerini kırmaya hevesli, keşfetmeye meraklı, gelişmeye açık derviş bir kadın olmasına rağmen konu erkekler, kadınlar, ilişki, aşk olunca tıkanıp kalıyor. Gün geliyor geçmiş yaşamında erkeklerle, hayatla ilgili sorunlarını kökten çözmesi gerektiğini İlmi Ledun temsilcisi bir adam sayesinde fark ediyor. Ona, bugüne kadar erkeklerle olan problemlerinin, anlaşmazlıklarının kadınlığı bilmemesinden kaynaklandığı söyleniyor. Çünkü önceki yaşamlarında hep erkek olarak dünyaya gelmiş ve ilk kez kadın olarak geldiği bu alemde aslında ne kadın olmayı biliyor ne de erkekleri tanıyor. Çünkü kadınlığını farkında olmadan erkek gibi yaşıyor.

İlmi Ledun alimi, mücadeleyi çok iyi bildiğini bu hayata ise akıl oyunları, stratejik taktikleri öğrenmek için geldiğini ve aslında çok önemli bir görevi olduğunu söylüyor. Erkekleri anlaması, erkeklere anlatması ve kendi hemcinslerine de ışık tutması için misyonu olduğunu fısıldıyor. Aynı zamanda da beyaz sakallı, çakır gözlü bir adamla büyük bir aşk yaşayıp, onunla yaşlanacağı sırrını da veriyor. İlmi Ledun üstadı Jamal’i onun mihmandarı oluyor ve Levlâ bu yolda bir maceraya çıkıyor. Bunu dünyayı gezerek yapması gerektiğine; böylece hayat arkadaşını da bulacağına inanıyor. Misyonunu seyahatle birleştirerek dünyadaki birçok erkekle; bakış açıları, bilinmeyenler, gerçekler, toplumsal farklılıklar gibi değerleri keşfetmek üzere yola çıkıyor. “Hem dünyanın her yerinde müziğimi yaparım, hem de yüreğimin götürdüğü yere giderek bu hayattaki tekamülümü tamamlamak üzere görevimi yerine getiririm” diyor. Karşısına çıkan başarılı iş adamları, sıradan insanlar, farklı öyküsü olan adamlarla ilginç bir serüven yaşıyor.

Bunun dışında kitaptaki aşk ilişkilerine baktığımızda büyük aşkı Ayaz’la hiçbir zaman tam olarak bir bağ sağlayamamıştır. Ondan sonra çok aşık olduğu Yiğit’in sadakatsizliği yüzünden çok acı çekmiştir. Arasında büyük bir çekim olan Vahan’la evlenmiş ama kocasından şiddet görmüştür. Bütün bu döngüyü kırmak ve kendini keşfetmek için çeşitli yolculuklara çıkmaya başlar.

İlk ziyaretinde New York’a giden Levlâ, burada gizemli fotoğrafçı Edward Lerman ile tanışmış, Ayaz’la ilgili kafasına takılan soru işaretlerini, bu özgür adamı dinledikçe çözmüştür. Yine New York’ta kendisiyle ilgili sorulara dair regresyon terapisi alır.

Sonraki yolculuğu Fransa, Provance’a olur. Bu yolculukta tanıştığı Fransua ve Karen ile mükemmel ilişkiye dair bir aydınlanma yaşar. Uzun uzun ilişkide sadakat kavramından bahsederler. Yiğit’in neden sürekli aldattığına dair ipuçlarını bulur.

Bir sonraki yolculuğu Nepal’de, eskiden oldukça çapkın bir işadamı olan George ve karısı Shila ile tanışır. Cinsellik konusundan uzun sohbetler ve mistik çalışmalar nihayetinde Vahan’la ilgili sorunlarını çözümler.

Sonraki durağı Viyana’da Levlâ’nın özellikle anne olmakla ilgili duygularını okuyoruz. Levlâ’nın hikayesinin sadece erkeklerle ilişkileri ekseninde yürümediğini, kendisine dair öğrendiği şeylerin olduğu bir faza geçiyoruz. Bu durum sonraki Kapadokya seyahatinde derinleşirken aynı zamanda babası ve kardeşiyle ilgili sorunlarının da çözüme erdiği bir nokta.

Bütün bu yolculuklardan sonra Levlâ evine, yani İstanbul’a döndüğünde içindeki düğümlerin çözülmesinin peşi sıra Jamal’ın geleceğinde öngördüğü hayatının aşkı olan adamla tanışmasıyla kitap son buluyor.

Karşılaştıkları, kendi geçmişi, iç sesleri, hezeyanlarıyla, tespitleri, çarpıcı öğretilerle erkek dünyasının bilmediğimiz yönlerini ortaya koyuyor; hep birlikte akıcı, şaşırtıcı ve çok eğlenceli bir keşfe çıkıyoruz.

Yazar: Nalan Miri Sözer
Editör: Canan Hatiboğlu
Kapak Tasarımcısı: Ayla Acet
Türü: Roman 1. Baskı: Temmuz 2021

HaftaninFilmi.com’dan Filmler

Gösterimdekiler (20. hafta):
Yurt - Dormitory (2024) Alem-i Cin 5: Azap (2024) Tombul Mombul Takımı: Sırt Sırta - Combat Wombat: Back 2 Back (2024) Dünya Malı Eksi Bir (2024) Birader - Shaqow (2024) Düşmanların En İyisi - Best of Enemies (2024) Yeter Artık (2024) Eclipse (2024) Becky'nin Gazabı - The Wrath of Becky (2024) Ziyaretçiler: Bölüm 1 - The Strangers: Chapter 1 (2024) Üç Silahşörler: D'Artagnan - The Three Musketeers: D'Artagnan (2024) Hayali Arkadaşlar - Imaginary Friend (2024)
Arşivden Seçkiler:
Tekne - The Boat (2019) Afacanlar Takımı: Büyük Yarış - Raven: The Little   Rascal (2015) Tavuri (2023) Borg McEnroe (2018) Bizim Küçük Günahlarımız (2017) Kan ve Aşk - In The Land of Blood and Honey (2012)