Venedik Kanalları’ndan
Yerebatan’ın Karanlık Sularına

LAGÜN CANAVARI İstanbul’da!  

Venedik Kanalları’nda yaşadığı varsayılan ve asırlar boyunca kulaktan kulağa, dilden dile aktarılarak bu günlere ulaşan Lagün Canavarı efsanesi, Yerebatan Sarnıcı’nda hayat buluyor.
Su ve camın muhteşem birlikteliğini ortaya koyan ve farklı disiplinlerden onlarca sanatçıyı bir araya getiren Lagün Canavarı projesinin, tarih boyunca birbirinden kopamayan iki kardeş şehir Venedik ve İstanbul’u bir araya getirmesi amaçlanıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş., İtalya’nın Ankara Büyükelçiliği,İstanbul Başkonsolosluğu ve İstanbul – İtalyan Kültür Merkezi’nce de desteklenen proje, 3 Mart-6 Nisan 2012 tarihleri arasında Yerebatan Sarnıcı’nda ziyaretçilerini bekliyor olacak.
Lagün Canavarı’nın Venedik Kanallarından Yerebatan’ın Karanlık Sularına Uzanan Yolculuğu Her şey bir efsanenin asırlar boyunca kulaktan kulağa, dilden dile aktarılarak bugünlere ulaşmasıyla başlamıştı.
Venedik’in en eski ailelerinden birine mensup olan AlbertoTosoFei, bu efsaneyi son olarak yayınladığı kitaplarına taşıyınca da Lagün Canavarı yeniden hatırlandı. Aslında, San Marco Meydanı’ndaki ünlü Dükler Sarayı’nı en güzel açıdan seyreden PuntadellaDogana, yani Gümrük Burnu’nun tam da altında bulunan bir mağarada yaşadığı varsayılan bu yaratığın zaman zaman kendini gösterdiği oluyordu. Daha doğrusu, bazıları bu tarz iddialarda bulunuyordu. Canavar, sadece mehtapsız gecelerde, lagünün karanlık sularında, rüzgarın etkisiyle kabaran dalgaların arasında gizlenerek nadiren ortaya çıkıyordu.

Onu son olarak 1933 yılında, yeni ayın çıktığı bir gecede, lagünde avlanmak için dolaşan iki balıkçı görmüştü. Canavar, karanlık suların ortasında birden belirerek, içinde henüz avladıkları birkaç kalamarın bulunduğu sepeti kocaman ağzıyla kapmaya çalışmış, sonra yine karanlığın içinde kaybolup gitmişti.Dediklerine göre koyu renkli ve saydam bir gövdesi vardı. Uzunluğu 8 mt. kadardı. Hareket ederken bu iri gövde devasa bir yılan gibi ritmik hareketlerle kıvrılıyordu. Kafası bir atı andırıyordu. beyaz dişleri de testere gibi keskindi.
Aslında bu efsane Alberto’nun 2004 yılında yayınladığı “LeggendeVeneziane e StoriediFantasmi” (Venedik Efsaneleri ve Hayalet Hikayeleri – Elzeviro ) kitabında yer almakla birlikte, 2009 yılında tam beş dilde yayınlanan “I Segreti del CanaleGrande” ( Büyük Kanal’ın Gizemleri – StudioLT2) adlı kitabında daha da ilgi çekti. Suyla ilgili projelere gönül vermiş olan GianlucaOrazio, bu efsaneyi bir projeye dönüştürmeye niyetlendi ve mimar Simona Marta – Favrin projenin ilk tasarımlarını hazırlamaya koyuldu. Buna göre, tam da anlatılanlara uyan özellikte metal iskeletli cam gövdeli bir canavar yaratılacak ve çeşitli mekanlarda suyla buluşturulacaktı. Ses ve ışık efektleriyle de canlı olduğu izlenimi oluşturulacaktı.

Çizimler hayli etkileyiciydi. Öyle ki, “kreatif ve fantezi çizgiler kesinlikle bana uzaktır” diyen mühendis Martino Roma’yı bile projeye dahil edecek kadar büyülenmişti. Sonrasında GiuseppeSomma’nın hazırladığı ana gövdenin yüzeyi ünlü cam ustası “maestro” NicolaMoretti’nin hazırladığı 191 parça özel hazırlanmış cam parça ile kaplandı.
Proje, bir yandan cam ile suyun muhteşem birlikteliğini ortaya koyarken farklı disiplinlerden gelen onlarca insanı da buluşturuyordu. Şimdi de, Lagün Canavarı’nın tarih boyunca birbirinden kopamayan iki “kardeş” su şehrini yeniden bir araya getirmesi gündemdeydi. 2011 yılının Şubat ayında, Lagün Canavarı’nın ilk kez sunulacağı Cavallino’daki eski soğuk hava deposunda, Venedik’in “Kardeş Kent”i olan İstanbul’dan beş önemli konuk da yerini almıştı; Büyükşehir Belediyesi heyeti. Canavar, önce protokole ve basına ardından da halka sunulduğunda büyük bir ilgi gördü. 2011 Venedik Bienali’nde tam da PuntadellaDogana’nın yakınında yer alan Zattere Tuz Depoları’ndan birinde sergilendi. Sonrasında Ravenna Sanat Müzesi Uluslararası Çağdaş Mozaik Festivali’ne davet edildi ve orada sergilendi. Artık Lagün Canavarı’nı “Kardeş Kent” ile tanıştırmanın zamanı gelmişti. Aylar süren çalışmaların ardından Canavar’a en uygun mekanın YEREBATAN SARNICI olacağına karar verildi. Lagün Canavarı, Venedik kanallarından Yerebatan’ın karanlık sularına taşınacaktı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. ile yürütülen çalışmalara İtalya’nın Ankara Büyükelçiliği de, İstanbul Başkonsolosluğu da, İstanbul – İtalyan Kültür Merkezi de destek verdi. Ve nihayetinde, projenin amacına ulaşması sağlandı.

HaftaninFilmi.com’dan Filmler

Gösterimdekiler (20. hafta):
Yurt - Dormitory (2024) Alem-i Cin 5: Azap (2024) Tombul Mombul Takımı: Sırt Sırta - Combat Wombat: Back 2 Back (2024) Dünya Malı Eksi Bir (2024) Birader - Shaqow (2024) Düşmanların En İyisi - Best of Enemies (2024) Yeter Artık (2024) Eclipse (2024) Becky'nin Gazabı - The Wrath of Becky (2024) Ziyaretçiler: Bölüm 1 - The Strangers: Chapter 1 (2024) Üç Silahşörler: D'Artagnan - The Three Musketeers: D'Artagnan (2024) Hayali Arkadaşlar - Imaginary Friend (2024)
Arşivden Seçkiler:
Sword Art Online The Movie Progressive Aria of a Starless Night (2021) Gomorra (2008) 47 Ronin (2013) Cinni Nazar (2021) Poltergeist: Kötü Ruh - Poltergeist (2015) Oyuncak Hikayesi 3 - Toy Story 3 (2010)

Leave a comment