Korku Filmi

YALNIZKEN OKUMAYIN!

1993 yılının yazında, genç bir film ekibi, dört hafta boyunca Korku Filmi ismini verdikleri filmin çekimlerini yaptı. Yalnızca üç sahnesi yayınlanmış olmasına rağmen bu rahatsız edici film kültleşti ve uğursuz bir gölge olarak sinema tarihine adını yazdırdı.

Yıllar sonra, film bu sefer büyük bir bütçeyle yeniden çekilecekti ve Hollywood, orijinal kadrodan hayatta kalan tek kişiyle iletişime geçmişti: Sıska Çocuk karakterinin oyuncusuyla.

Sıska Çocuk her şeyi hatırlıyordu: senaryoya gömülen sırları, sette yaşanmış garip olayları ve aşılmış sınırları…

Sahte Hollywood kişilikleri ve tuhaf hayran buluşmalarının içinde sıkışıp kalan Sıska Çocuk, geçmiş ve şimdiki zaman, senaryo ve gerçeklik, kameranın bize gösterdikleri ve sakladıkları üzerine bir hikâye anlatacaktı. Fakat geçmişin hayaletlerini yeniden çağırmanın bir bedeli olacaktı…

Blair Cadısı ve Halka gibi filmleri sevenlerin kaçırmaması gereken Korku Filmi, sayfalar ilerledikçe artan paranoyası, psikolojik gerilimi ve şaşırtıcı finaliyle okuru gerçeklik algısını sorgulamaya zorluyor.

“Neslinin en korkutucu yazarlarından biri olan Paul Tremblay, Korku Filmi ile okurlarına soluksuz bir korku romanı sunuyor.” – Joe Hill

Çevirmen: Kemal Tokgöz

Korku Filmi –
VHS Kutulu Özel Edisyon

*Türkçe edisyona özel 300 adet hazırlanan VHS kutusuyla beraber.

YALNIZKEN OKUMAYIN!

1993 yılının yazında, genç bir film ekibi, dört hafta boyunca Korku Filmi ismini verdikleri filmin çekimlerini yaptı. Yalnızca üç sahnesi yayınlanmış olmasına rağmen bu rahatsız edici film kültleşti ve uğursuz bir gölge olarak sinema tarihine adını yazdırdı.

Yıllar sonra, film bu sefer büyük bir bütçeyle yeniden çekilecekti ve Hollywood, orijinal kadrodan hayatta kalan tek kişiyle iletişime geçmişti: Sıska Çocuk karakterinin oyuncusuyla.

Sıska Çocuk her şeyi hatırlıyordu: senaryoya gömülen sırları, sette yaşanmış garip olayları ve aşılmış sınırları…

Sahte Hollywood kişilikleri ve tuhaf hayran buluşmalarının içinde sıkışıp kalan Sıska Çocuk, geçmiş ve şimdiki zaman, senaryo ve gerçeklik, kameranın bize gösterdikleri ve sakladıkları üzerine bir hikâye anlatacaktı. Fakat geçmişin hayaletlerini yeniden çağırmanın bir bedeli olacaktı…

Blair Cadısı ve Halka gibi filmleri sevenlerin kaçırmaması gereken Korku Filmi, sayfalar ilerledikçe artan paranoyası, psikolojik gerilimi ve şaşırtıcı finaliyle okuru gerçeklik algısını sorgulamaya zorluyor.

“Neslinin en korkutucu yazarlarından biri olan Paul Tremblay, Korku Filmi ile okurlarına soluksuz bir korku romanı sunuyor.” – Joe Hill

Çevirmen: Kemal Tokgöz

Algı Kapıları – Cennet ve Cehennem

Hem edebiyata hem de felsefeye büyük katkılar sağlayan, başta
Cesur Yeni Dünya, Algı Kapıları, Ada ve Loudun Şeytanları olmak üzere yazdığı elli kadar kitapla yalnızca çağını değil, çağdaşlarını da derinden etkileyen, dönemin en ünlü entelektüellerinden İngiliz yazar Aldous Huxley, yedi kez de Nobel Edebiyat Ödülü’ne aday gösterildi. Kâhin şair William Blake’in dizelerinden esinle kaleme aldığı 1954’teki Algı Kapıları ve 1956’daki Cennet ve Cehennem metinleri, popüler kültüre de nakşolmuş, insanın algıları ve mistisizm yoluyla gerçekleştirdiği düşünsel seyahatlerini barındırır.

Meskalin deneyiyle başlayan ilk metin, zihnin algıları ile gerçeklik arasındaki farkları ortaya koyarken sanat, bilinç, psikoloji ve spiritüel deneyimler üzerine eğilir. İkinci metin ise, mistik deneyimin ve iç huzurun erişilebilir olduğu cennet hâliyle, insanın kendi zihninin karanlığında kaybolma tehlikesini barındırdığı cehennem hâlini karşı kefelere koyar. Sanat, tarih, felsefe ve psikoloji Huxley’nin iradesinde kapıları açıp kapayan anahtarlara dönüşür.

Dünyayı mağarasının dar çatlaklarından görmekten vazgeçmek için algı kapılarını açmaya niyetlenenlere, karşıt kültürün minör düşünsel başyapıtı…

“Ömrü boyunca Huxley insan bilincinin gizemini anlama ihtiyacıyla hareket etmiş; hatta bu arayış kendisini Hıristiyan gizemciliğinden Uzakdoğu’nun inançlarına ve California’nın sahte inanışlarına kadar sürüklemiş. Gerek kendi çağında gerek bizimkinde edebi bir aydın için alışıldık olmayan biçimde, Huxley bilimle de derinden ilgilenmiş; işte asıl yapıtı da din, sanat ve bilim arasındaki sınır bölgesinde yer alır. Algı Kapıları tam da bu manyetik alanın merkezindedir.” – J. G. BALLARD

“Kısa ve öz, düşündürücü, bilgece, en önemlisi de insancıl bir başyapıt.”
– SUNDAY TIMES

Çevirmen: Göksu Göçhan

Sarmaşığın İçinden Bir Ses Geliyor

“Bazen büyük felaketler, insanı kendisiyle buluşturur.”

Yaş almanın hem fiziksel hem zihinsel değişimiyle baş etmeye çalışırken yaşamın konforunu yalnızlıkta bulmuş “ilk” kahraman, ömrünün son çeyreğini anlamlı kılmasını umduğu bir hikâye örüyor: Üçüncü Dünya Savaşı jeneriğinde, devlet ve polisin her köşeyi tuttuğu, tadı tuzu kaçmış bir dünyanın hikâyesi. Yaşanan karmaşaları kabullenmekte zorlanan “ikinci” kahraman ise ilmekleri başka bir hikâye için atıyor.

İşte “üçüncü” kahramanın çok daha gri, sessiz, yaban, daha az kalabalık dünyası böyle dokunuyor: İnsanın doğadan, doğanın insandan kopuşunun gerçekleştiği, ağaçsız, kuşsuz, kedisiz, köpeksiz ıssız bir dünya. Diğer bir deyişle insanın nihayet bedel ödediği, ancak kendini merkeze alan önlemlerle hayatta kalmayı başarabildiği bir dünya.

Her biri içinde bulunduğu şartları kabul etmeyen, değiştirmeye çalışan kahramanlarımız, nihayetinde bir yerden kaçmanın kendine dönüş hikâyesine karıştığı, Jungvari bir kurguda tutunacak bir dal bulabilecek mi?

Mustafa Nuri, pandemi sonrası zihnimize geçmişi hatırlatırken gelecekten haber vererek şefkatli bir uyandırma çabasıyla okuru sarsıyor.

Mob Psycho 100 – 2. Cilt

YİN VE YANG, MOB VE TERU. İKİ SÜPER GÜÇLÜ GENÇ KARŞI KARŞIYA.

Ortamı anlamayan ve ezici doğaüstü güçlere sahip olan ortaokul öğrencisi Şigeo Kageyama (nam-ı diğer Mob) şüpheli dini grup “LOL”u yerle bir eder. Başka bir okulun grup lideri Teruki Hanazava (nam-ı diğer Teru) ortaya çıkar ve Mob’un okulundaki serserileri psişik güçlerini kullanarak alt eder. Apayrı hayatlar yaşayan bu iki süper güçlü genç karşı karşıya kaldıklarında neler olacak acaba?

Çevirmen: Sibel Sökel

Ölümler Çağı

MICHAEL J. SULLIVAN’IN DESTANLAR ÇAĞI İLE BAŞLAYAN EPİK SERİSİ ÖLÜMLER ÇAĞI’YLA DEVAM EDİYOR.

Bütün topraklar kış mevsiminin pençesine düşmüş ve umutlar çoktan tükenmişti. Batı ordusu, Avempartha’nın aşılmaz engeli yüzünden Fhrey topraklarına giremiyordu. Fane ejderhalarının sırrına ulaşmak için önce Nidwalden Nehri’ni geçmenin bir yolunu bulmak zorundaydılar. Hem insanlık hem de Suri için zaman daralırken, yaşayanların tek umudu ölülerdi. Kaderlerini mühürleyen bir seçim yapan bir avuç dışlanmış… İmkânsızı başarıp kurtuluşu getirebilecekler mi, yoksa hepsi kaçınılmaz sona mı mahkûm? Çünkü en büyük destanlar, yaşayanların dünyasının sınırlarını aşar.

YAŞAM VE ÖLÜM ARASINDAKİ ÇİZGİDE, KAHRAMANLAR DOĞUYOR.

Çevirmen: Cihan Karamancı

HaftaninFilmi.com’dan Filmler

Gösterimdekiler (26. hafta):

Arşivden Seçkiler:
Genç Victoria - The Young Victoria (2010) Kubilay (2010) Son Kahraman - John Rabe (2010) Kehanet / Knowing (2009) Vesnan (2023) Bobi: Dikenlerin Gücü Adına - Bobby The Hedgehog (2018)