HAYATIM YALAN!

“Just Go With It”

Yapım Bilgileri
: Just Go With It/Hayatım Yalan!’da, kendisinden çok daha genç bir öğretmenle aşk yaşayan bir plastik cerrah, dikkatsizce söylediği bir yalanın üzerini kapatmak için sadık asistanından yakında boşanacağı karısı rolü oynamasını ister. Bu durum geri teperek daha fazla yalana neden olduğunda, asistanın çocukları işe karışır ve herkes, hayatlarını değiştirecek bir hafta sonu tatili için Hawaii’nin yolunu tutar.

Columbia Pictures bir Happy Madison yapımı olan Just Go With It/Hayatım Yalan!’ı sunar. Filmin başrollerinde Adam Sandler ve Jennifer Aniston yer alıyor. Yönetmen Dennis Dugan.  Yapımcılar Adam Sandler, Jack Giarraputo ve Heather Parry.  Filmin Allan Loeb ile Timothy Dowling’e ait olan senaryosu,  Barillet ve  Gredy’nin yazdığı bir Fransız piyesinden esinlenen ve senaryosu I.A.L. Diamond’a, sahne metni Abe Burrows’a ait olan “Cactus Flower”dan hareketle yazıldı. Yürütücü Yapımcılar Barry Bernardi, Allen Covert, Tim Herlihy ve Steve Koren. Görüntü Yönetmeni Theo Van de Sande, ASC.  Prodüksiyon Tasarımcısı Perry Andelin Blake.  Editör Tom Costain.  Kıyafet Tasarımcısı Ellen Lutter. Müzikleri Rupert Gregson-Williams’a ait olan filmin  Müzik Süpervizörlüğünü Michael Dilbeck, Brooks Arthur ve Kevin Grady üstleniyor.

FİLM HAKKINDA

Just Go With/Hayatım Yalan!’ın merkezinde, dikkatsizce söylediği bir yalanla kontrolü elinden kaçıran bir adam var. Adam Sandler, ”Filmin başında, karakterim, Danny, evlenecekken kalbi kırılıyor,” diyor. “Kalbinin kırıldığı günün gecesinde yüzük parmağında kalıyor ve bir genç kadın, evli ve zararsız olduğunu, başka erkeklerin yapmaya çalıştığı şeyleri yapmayacağını düşündüğü için ona iyi davranıyor. Danny’nin kafasında bir ampul yanıyor.”

Yüzük, Danny’nin kalbinin kırılmasını önlemek için kullandığı numarası haline gelir: kadınlar onun bağlanmayacağını düşünürler; bir bağ olmadıktan sonra, kimse –özellikle Danny— incinmeyecektir. Ama Palmer’a (Brooklyn Decker), hayallerinin kızına rastladığında, yalanları peşini bırakmaz—Palmer, Danny’nin evli olduğunu sanmaktadır. Danny her şeyi itiraf etmek yerine, daha da karmaşık bir ağ örmeye karar verir; numaradan boşanabileceği sahte bir eş icat eder –bu rolü uzun zamandır kahrını çeken asistanı Katherine (Jennifer Aniston) oynayacaktır; böylece Palmer’la arasındaki engelleri temizleyebilecektir.

Katherine gibi geçinmeye ve iki çocuğuna bakmaya çalışan bekâr bir anne, nasıl olur da Danny’nin akıl almaz planlarına dahil olur? Aniston “Adamdan yorulmuş,” diyor. “Danny’nin kendi yalanlar ağından kurtulması için yardım etmesi gerektiğini hissediyor, tüm bu olanları onaylamasa bile. İşe karıştığında, ‘Hangi akla hizmet bulaştım?’ diye düşündüğünü görebiliyorsunuz.”

Ancak yardım edecektir çünkü Danny ve Katherine eşsiz bir ilişkiye sahiptir. Aniston “Birlikte çalışıyorlar ve araları çok iyi– Katherine, Danny’yi çok komik buluyor ve onu önemsediği belli; Danny başka herkese yalan söylese de, Katherine’e daima doğruyu söylüyor. Katherine, Danny’nin gerçekte nasıl biri olduğunu bilen tek kişi,” diyor. Elinde olmadan ondan hoşlanıyor, bazen bir domuz gibi davrandığını düşünse bile.” Danny yüzük oyununu oynamaktan yorulduğu ve Palmer’la bir hayat kurmak istediği konusunda Katherine’i ikna ettiğinde, Katherine her iyi dostun yapacağını yapar ve yardıma koşar.

Ama bu sadece başlangıçtır– Danny ile Katherine bu oyunu sürdürmeye çalışırken, yalan büyüdükçe büyür. Yönetmen Dennis Dugan, “Her yalan domino etkisi yaratır,” diyor. Dugan en son Sandler’ı, 260 milyon doları aşan gişe hasılatıyla yıldızın dünya çapında şimdiye kadarki en büyük başarısı olan Grown Ups/Büyükler’ filmini yönetmişti.

Katherine daha farkına varamadan, çocukları Maggie ve Michael yalana dahil olurlar ancak ikna olmaları için biraz daha çaba sarf etmek gerekmektedir… özellikle Michael, bunu Danny’ye karşı avantaj sağlamanın bir yolu olarak gördüğünde. Ne oluyoruz demeye kalmadan, Danny sahte karısıyla, sahte çocuklarıyla, sahte karısının sahte erkek arkadaşı rolünü oynayan gerçek kuzeniyle Hawaii yolunu tutmuştur bile—hepsi, Palmer’a doğru düzgün bir erkek olduğunu kanıtlamak içindir.

Danny’nin arzularının hedefi, herkesin başını döndürecek biri—okul öğretmeni Palmer Dodge rolünü, beyazperdede ilk kez görünen Brooklyn Decker canlandırıyor. Geçen yılın Sports Illustrated bikini sayısının kapak kızı olan Palmer’a baktığınızda, Danny gibi birinin ona neden kapılacağını anlamak kolay oluyor (Tabii ki eğlenceli ve etkileyici bir kadın olduğundan). “Palmer gerçekten tatlı bir kız; saf, merhametli ve umut dolu bir matematik öğretmeni. Adam’ın karakteri Danny’ye aşık oluyor, Danny de bu kızın hayatının kadını olabileceğini düşünüyor. Böylece düzgün biri olduğu konusunda Palmer’ı ikna etmek için kendi yalanlarından oluşan karmaşık bir ağa yakalanıyor.”

Geçen yılın Bikini sayısı piyasaya çıktığında, Decker seçmelere katıldı ve Sandler’ın düşündüğü adaylar arasındaydı. “Tam bir kasırgaydı,” diye anımsıyor.  Derginin tanıtımını yaparken, “o hafta telefon edip Adam, Jen, Nicole ve Nick’le birlikte bir okuma provasına katılıp katılamayacağımı sordular—kabul ettim ve aynı akşam Adam telefon edip ‘Kızım, rolü istiyorsan senindir,’ dedi.”

Dugan, Decker’ın daha deneyimli rol arkadaşlarının yanında ezilmediğini söylüyor. “İnanılmaz derecede güzel olduğu belli ama rol yapma konusunda doğal bir yeteneğe de sahip,” diyor Dugan. “Çok tatlı biri ve iyi bir aktris.”

Decker’ın rol arkadaşı Nick Swardson, “Oyunculuk onun için çok zahmetsiz bir iş,” diyor.   “Çok komik, doğal, çekici, gerçek. Hiçbir yapay yanı yok—performansı çok içten.”

İlk filmi için böyle önemli bir rol oynamak göz korkutucu olsa da, Decker daha iyi bir set ortamı isteyemeyeceğini söylüyor. “Mahalledeki yeni çocuğum ve etrafım şahane insanlarla çevrilmiş durumda; hepsi beni teşvik ettiler ve seti neşeli bir hale getirmek için ellerinden geleni yaptılar.  Herkes çok yetenekliydi– herkes eğlenceliydi– kendimi böyle harika koşullar altında sınamak benim için gerçek bir fırsat oldu”

Elbette ki her şey ciddi çalışma saatlerinden ibaret değildi. Çocuklar birbirlerine şakalar ve espriler yapıyor, bütün gün gülüyorlardı. Çok eğlenceli bir çalışma ortamıydı.”

Decker da kendine göre bir şaka yaptı– ama pek de iyi sonuç alamadı..  “Telefonumda gaz çıkarma uygulaması vardı– düğmeye basıyorsun ve o berbat ses çıkıyor,” diyor Decker.  “Adam’la yatakta olduğumuz bir sahne çekiyorduk– ortam çok sessizdi ve kamera hareketleri çok yavaştı. Telefonu yastığın altına saklamıştım, Adam’la öpüştüm ve kamera üzerimize gelirken gaz çıkarma uygulamasını çalıştırmayı planlıyordum. Yaptım ama zar zor duydu. Karnımın guruldadığını sandı ve sadece ‘Pekâlâ, tekrar çekelim,’ dedi. Şakam böylece başarısız oldu.”

Hawaii’ye gittiklerinde, yalan yalan üstüne binmeye başla: Katherine yurt yıllarından eski bir düşmanına (Nicole Kidman) rastlayınca, kendine sahte bir yaşam uydurarak, Danny’yle evli olduğunu söyler.

Kidman canlandırdığı karakteri, Katherine’in üniversitedeki başdüşmanı, Devlin’i şöyle anlatıyor:  “Gösteriş meraklısı ve rekabetçi biri; bu da onu acımasız kılıyor. Yaptığı her şeyin ardında, kendine karşı duyduğu derin güvensizlik var.

Kidman bir komedyen olmadığını kabul ederek “o yüzden böyle bir şey yapmak benim için alışılmamış bir durumdu,” diyor. Yine de, hiçbir oyuncu telefon edip rol teklif eden Sandler’ı kolay kolay reddedemezdi. “Beni arayıp ‘Bak, çok uçuk kaçık bir karakter var; onu canlandırmak ister misin?’ diye sordu. Filmlerine hep bayılmışımdır, 20 yıl önce ‘Saturday Night Live’da onunla birlikte çalıştığımda harika biri olduğunu düşünmüştüm, o nedenle böyle bir teklif almak güzeldi. Komedilerde yer almayı seviyorum ama bu tip filmlerde rol almak için çok sık teklif gelmiyor. To Die For/Sonsuz İhtiras’ı çekeli çok uzun yıllar oldu ama o bir kara komediydi; o nedenle sinir bozucu bir rolde oynamamın teklif edilmesi harikaydı.”

Uçuk kaçık komedi, Kidman’ın çeşitli sahnelerde kendini göstermesine olanak sağladı– örneğin, Devlin’in aşırı rekabetçi doğasının ortaya çıktığı bir hula yarışması. Sonuç, Devlin için kabul edilemezdi: “Berabere bitmesinden nefret ediyor,” diyor Kidman, “o yüzden, kazananı belirlemek için ellerimizi kullanmadan bir Hindistan cevizini vücudumuzda gezdirmemiz gerekiyor. Çok salakçaydı—eğlenceli oldu.”

Ancak Kidman’a göre en büyük fark, bir Sandler filminin setindeki ılımlı atmosfer. “Setin ne kadar rahat olduğuna inanamıyorum. Herkesin çok ciddi olmaya mecbur olduğu setlerde çalışmaya alıştım. Eğlenebildiğin bir şey üzerinde çalşmak benim için inanılmaz oldu.  Bir film çekiyormuş gibi hissetmiyorsunuz; sadece arkadaşlarınızla takılıyormuş gibisiniz; hayatımın bu aşamasında, sadece eğlenmek istiyorum.”

Devlin’in kocasını, müzisyen Dave Matthews canlandırıyor.  Kidman, “Dave’le birlikte çalışmak harika; eğlenceli ve eşsiz biri” diyor.

Sandler’ın I Now Pronounce You Chuck & Larry/Damadı Öpebilirsin ve You Don’t Mess with the Zohan/Zohan’a Bulaşma gibi filmlerinde konuk oyuncu olarak yer alan Matthews, yardımcı oyunculuk mertebesine geçiyor— üstelik, Kidman’ın kocasını canlandırmayı kim istemez?

Sandler, eski dostu olan müzisyene rolü verme konusunda “Bunu hak etti,” diyor. “Adam deli gibi komik.”

Kidman’ın karşısında rol yapmak göz korkutucu olabilir ama Matthews, Kidman’ın her yanıyla bir aktris olmasına rağmen, aynı zamanda çok eğlenceli biri olduğunu söylüyor.  “Ne iyi bir kız,” diyor.  “Bariz bir güce sahip– eğlenceli bir komedide oynarken bile, baş döndürüyor.  Gelip benim, bu sırtı kıllarla kaplı hayvanın yanında durdu ve oyuna dahil oldu..  Ama galiba onu Nicole Kidman yapan şey de bu.”

Ian Maxtone-Jones karakterini canlandıran Matthews, rolünü şöyle anlatıyor: “Muhteşem biri olduğunu düşünüyor. Korkunç bir zekâsı var ve bunu kullanmaktan korkmuyor. Kendisinden daha az kalifiye insanlarla iletişim kurmak zorunda kalmak biraz canını sıkıyor.”

Matthews, oyunculuğun alışkın olmadığı bir şey olduğunu kabul ediyor ama sorun yok, müzik de öyle. “Yaptığım pek çok şey konusunda kendime güvenmiyorum. Kendinizi rahat hissetmediğiniz şeyler yapmak iyi bir şey. Müzikte bile o kadar rahat değilim, bu konuda hâlâ iyi miyim diye düşünüyorum ama bu sağlıklı bir şey, değil mi? Kendimi bir şeylerle sınamayı hep sevmişimdir. Müzik ve oyunculuk bana çok da farklı gelmiyor.” Müzik Matthews için iyi sonuç verdi; ismini verdiği grup, son on yıldır Kuzey Amerika’nın en popüler canlı müzik gösterisini sunuyor.

Dugan, “Bir stadyum dolusu kalabalığa konser veren bu adam sahnesini çekerken ‘Çok heyecanlıyım!’ dedi” diye hatırlıyor. “Ben de ‘Dave, süpersin. Bir stadı hınca hınç dolduracak güçtesin. Onun yanında bu bir şey değil, oyunculara bak ve konuş’ dedim. Daha normal, uçuk bir karakter yerine düzgün bir insanı oynuyor; o yüzden daha öncekinden daha savunmasız olması gerekiyordu.ama harika iş çıkardı. Çok komik ve eğlenceli biri– sahnesi olmadığında bile sette takılıyor.”

Bailee Madison ve Griffin Gluck, Katherine’’in gerçek (ve Danny’nin sahte) çocuklarını oynuyor. “Karakterim bir aktris olmak istiyor– ana hedefi bu– o yüzden sürekli aksanlı konuşmaya çalışıyor,” diyor Madison.  Doğal olarak, Danny’nin çocuğu rolünü oynamayı bir oyunculuk fırsatı olarak görüyor–  böylece Danny sahte bir çocuk istediğinde, Maggie Kiki oluveriyor.  “Kiki’yi canlandıracağı için çok heyecanlı– Cockney aksanı kullanmaya başlıyor.  Bu bir oyuncunun canlandırabileceği en sıkı rollerden biri; çünkü aynı filmde iki farklı insan oluyorsunuz.”

Hawaii bırakın çocukları, yetişkinler için de kesinlikle bir oyun alanı oluşturdu. “Seti aslında iş gibi görmedik,” diyor Madison.  “Bir gün, bir sahne için yüzme havuzunda üç saat geçirdik– buna çalışmak denmez.  Üstelik, Hawaii’deydik. Bu film için kanoya ve ata binmeyi öğrendik. Çok eğlenceliydi.”

Sanatın taklit ettiği anlardan birinde, Madison filmdeki Michael gibi şunu itiraf ediyor: “Anneme küçüklüğümden beri beni Hawaii’ye, yunuslarla yüzmeye götürmesini istiyordum. Senaryoyu okuduğumda yunusları, Hawaii’yi gördüm ve çok heyecanlandım. O kadar eğlenceliydi ki…”

Maggie’nin kardeşi Michael/Bart’ı is Griffin Gluck canlandırıyor.  “Karakterim çok utangaç. Kendi kabuğuna çekilmiş. Fazla konuşmuyor ama oyunbaz biri ve film ilerlerken kabuğundan çıkıyor.”

Sette saatler geçiren Madison ve Gluck, doğal olarak iki kardeş gibi oldu. Madison “Griffin harika.  Her günümüzü su kaydıraklarında ve at sırtında geçirdik. Sürekli birlikteydik,” diyor. “Onu küçük kardeşim gibi gördüm, çok iyi bir çocuk. Sürekli şakalaşıp durduk.”

Gluck, “Birlikte su kaydırağından kaydık, ata bindik, kanoyla yüzdük, dalış yaptık. Yunuslar, kano, şelaleler…”

Jennifer Aniston annenizmiş ve Adam Sandler babanızmış gibi davranmak nasıl bir şey?  “Sete gidip çok şey öğrenebildiğiniz bu inanılmaz ve nazik aktrisi örnek almak harika bir şey. Bir anne gibi. Her şeyin yolunda olduğundan emin oluyor, komik biri ve çok iyi bir oyuncu. Onunla birlikte çalışmak büyük zevkti.”

“Adam çok komik biri,” dyor Gluck.  “Onunla çalışmak çok güzel. Birbirimize şaka yapıp durduk.”

Tüm aileye hitap edecek bir film yapmak için, sette de bu havanın ve ruhun oluşması gerekiyordu– dizginleri ele alan Madison ve Gluck, “Küfür Kovası”nı devreye soktular. Gluck, “Dekor birimindenTim Wiles – bizim taktığımız adıyla Ayıcık, harika biri– bizim için bir küfür kovası yaptı” diye açıklıyor.

Madison devam ediyor: “Etrafta dolaşıp pekâlâ, küfür ettin, beş dolar borçlusun demek çok eğlenceliydi. Sürekli çizelgeler hazırlayıp tüm hesapların doğru olmasını sağlarken küçük işadamlarına benzedik.”

Gluck şunları ekliyor: “Nick Swardson yarım saat içinde bize 145 dolar borçlandı. En büyük “altı harfli”olan küfrün cezası 10 dolar.”

Madison devam ediyor, “Geri kalan küfürler 5 dolar.  Elde ettiğimiz 1780 dolar hayır işlerine bağışlanacak.”

Nick Swardson, yalanların ortasında kalan ve kısa sürede Katherine’in sahte sevgilisi Dolph Lundgren (o Dolph Lundgren değil) rolüne bürünen, Danny’nin kuzeni Eddie rolünde kadroyu tamamlıyor.

Swardson “Bu işin içine bedava Hawaii tatili için ve belki de Jennifer’ın karakteriyle bir şansı olur diye çıkıyor,” diyor. “Alternatif bir kişilik benimsiyor ama işler plana uygun gitmiyor– Hawaii’ye geldiğinde Avusturya’daki geçmişi ve yaptığı iş hakkında bir sürü soruyla karşılaşıyor. Uydurabildiği tek şey, internetten koyun alım satımı yaptığı.”

Swardson birkaç filmde Sandler’la birlikte çalıştı.  Sandler “O eğlenceli biri. Perdede kendini koyveriyor, biz de onu kontrol altında tutmaya çalışıyoruz. “Aniston bunu başardı. O güzel mavi gözleriyle baktığında, Swardson ‘Sakin olmam gerek’ diyor. Aniston da başını sallayıp ‘Yeter’ diyor.”

Aniston gülerek, “Tam Godfather/Baba gibiydi” diye ekliyor. Ama elbette, Aniston da bir Nick Swardson hayranı.  “O artık en sevdiğim kişi– prova okumasında, kahkahalarımı tutamadım.”

HAWAII’DE ÇEKİM YAPMAK

Prodüksiyonu denetleyen yönetmen Dennis Dugan’ın filmleri, dünya çapında bir milyar dolardan fazla hasılat elde etti. Just Go With It /Hayatım Yalan! Dugan’ın Sandler’la birlikte yaptığı altıncı çalışma (ikili, yakın zamanda yedinci filmleri olan Jack and Jill adlı komedinin çekimlerini tamamladı). Yönetmen, Sandler’la olan on beş yıllık işbirliğinden keyif aldığını söylüyor. “Birlikte harika bir şekilde çalışıyoruz,” diyor. “Onun ne görmek istediğini, ne istediğini, kafasında ne canlandırdığını anlamaya, sonra da kendi yorumumu katıp ne kadar muhteşem bir hale sokacağımızı görmeye çalışıyorum.”

Dugan, herkesi ortak paydada tutma rolünü üstlenirken, aynı anda dizginleri gevşek tutmakla yükümlü olduğunu söylüyor. “Aklınız varsa onları kısıtlamaz, serbest bırakırsınız,” diyor.  “İşin püf noktalarından biri, oyuncuları mümkün olduğunca rahat ettirmek– gülünç olabileceklerini, başarısız olurlarsa yargılanmayacaklarını veya egolarını zarar görmeyeceğini hissedebiliyorlar. Komedi filmi yönetiyorsanız, ekibinizdeki oyuncuların zaten komik olması nedeniyle alışılmamış bir role sahipsiniz. Harika bir performans almanın yolu, herkesin rahat ve cesur davranmasını sağlamaktan geçiyor.”

Dugan’ın –dijital görüntüler sayesinde mümkün olan—numaralarından biri, kimi zaman 45 dakikayı bulan ve doğaçlama komedi gösterilerine dönüşen uzun çekimler. “Komik olması için ne gerekiyorsa yapmalıyız,” diyen yönetmen, bu uzun çekimlerin bir zorluk oluşturduğunu, örneğin en iyi tepkinin kamera oyuncu üzerinde değilken gelebileceğini, bu yüzden de hazırlık sürecini tersine çevirip görüntü aldığını söylüyor. Ancak filmin son halini oluşturacak tüm parçaları toplamak teknik açıdan zor olsa da, Dugan bunun, çalışmanın doğal bir gereği olduğunu ifade ediyor. “Komik olmasını sağlamak için ne gerekiyorsa yapmalı, sürekli tekrar bakmalısınız.”

Dugan “Birlikte çalışmamızın özel bir tarzı var,” diyor.  “Adam’la komediye yaklaşımımız benzerlik gösteriyor. Ne kadar çılgınca olursa olsun, gerçekçi bir temele oturtmaya çalışıyoruz. Bizimle çalışan tüm oyunculara istedikleri kadar delirebileceklerini söylüyoruz ama hepsini aynı tarzda tutmaya çalışıyoruz.”

Los Angeles’ta başlayan çekimler Maui and Kauai’ye taşındı. Prodüksiyon tasarımcısı Andelin Blake “Maui bizim tatil noktamız,” diye açıklıyor. “Çekimlere başlamadan üç ay kadar önce, Dennis Dugan’la adaları görmeye gittik. Oahu’dan başladık ve oradaki birkaç orele baktık – çılgıncasına büyk, güzel bir otel arıyorduk ama aradığımız şey orada yoktu. Sonra Kona’ya gittik – oradaki birkaç otelde kalmıştım, aralarında çok güzel mekânlar var. Nihayet Maui’deki Grand Wailea’ya geldiğimizde, aklımız başımızdan gitti. Kusursuz bir oteldi..”

Dugan, oteli film için uygun kılan pek çok özellikten söz ediyor: “Yöredeki en büyük otel olabilir; gayet geniş. Devasa yüzme havuzları var ve kaydıraklarıyla, şelaleleriyle çocuklar için çok uygun bir yer ama aynı zamanda romantik– yüzme havuzunun bir kısmını kapattık ve insanların tatilini zehir etmeden işimizi tamamladık. Ayrıca otelde pek çok farklı tarz görülebiliyor. Lobi muhteşem, otelin cephesi harika, odalar çok güzel, Hawaii’ye özgü yemekleri şahane ve enfes bir kumsala sahip. Otel kusursuz bir film seti oldu.”

Görüntü Yönetmeni Theo Van de Sande, dünyanın en güzel üç kadınını –Jennifer Aniston, Nicole Kidman ve Brooklyn Decker’ı –tüm güzellikleriyle göstermek gibi kıskanılacak bir işi üstlenmişti. Bu üç kadının çok güzel olduğuna şüphe yok ama son tahlilde, bu güzelliği yansıtmak, görüntü yönetmeninin göreviydi; Hawaii’nin yakıcı güneşi altında, bunu yapmak gerçekten zorlu bir sınavdı. “Daha önce böyle bir şey yapmamıştım; dünyanın en güzel üç kadını aynı karedeydi ve bu güzelliği olduğu gibi yansıtmam için ışık koşullarıyla etkili şekilde başetmem gerekiyordu. Üç kadın da kendi başlarına inanılmaz derecede güzeller ama birbirlerinden tamamen farklılar. Birinin bile diğerlerinin yanında kötü görünmesine izin veremezdim.”

Dahası, filmin karakter gereksinimleri, Van de Sande’nin öyküyü ön plana çıkarmasını şart koşuyordu. Filmin başında, Aniston’ın karakteri çok iddiasız ve hiçbir açıdan çekici değil; ancak Aniston, Katherine’in iki çocuklu bekâr bir anne olduğu ve sekreter maaşıyla geçinmeye çalıştığı fikrinin önemli olduğunu söylüyor. Van de Sande’nin ışık ve kamera çalışması, karakterin film ilerledikçe yaşadığı inanılmaz değişimi vurguluyor. “Sade bir kadından görkemli bir kadına dönüşüyor– Nicole’ün karakterinden intikam almaya çalışırken inanılmaz güzelliğe sahip oluyor,” diyor görüntü yönetmeni.

Maui’de geçen dört haftadan sonra, prodüksiyon Kauai’ye taşındı.  Van de Sande için, Maui’nin zor yanı adanın parlak ışığını dengede tutmakken, Kauai’nin zorluğu ise adanın nemli ve yağmurlu havasının aynı filme aitmiş gibi görünmesini sağlamaktı. “Maui’de yaptığımız her şey, daha renkli ve daha kararlı bir görüntüye yol alma çabasıydı,” diyor. “Kauai’de ise doğaya açılıyorlar; o nedenle biraz daha farklı görünebilirdi. Ancak adanın, geldiğimiz yere göre çok daha nemli ve yağmurlu olduğunu aklımızda tutmamız gerekiyordu. Yine de, Hawaii bir cennet– orada bulunmaktan büyük keyif aldım.”

Kauai, şelalesi nedeniyle seçildi. Blake, “Orada çekim yapacağımızı bildiğimizden, önce Maui’deki her yere baktık,” diyor. “Hawaii’ye baktık.  Oahu’ya baktık.  Nihayet aradığımız şeyi Kauai’de bulduk.  Köşeden döndük ve inanılmaz bir şelale gördük. Şelalelerin kutsal kadehini bulmuştuk. Ormanda üç mil kadar yürüdük—rehberimiz yarım millik yolda olduğunu söylemişti ve üç mil sonra, ormanda böceklerin arasından geçerek şelaleye geldik; görmeye değerdi. Birçok farklı şelale gördükten sonra, bunu bu kadar farklı kılan şey, sinematik oluşuydu– yüksek, heybetli ve görkemli bir sürü şelale var ama biz beyazperde formatında yayılacak, daha geniş bir şelale istiyorduk. Küçük bir havuza akan, ufak bir şey değildi– büyük, güzel bir havuza akan muazzam bir su duvarıydı. Harikaydı.”

Dugan, Sandler’ın kafasında canlandırdığı şelaleyi eksiksiz şekilde bulduklarını söylüyor. “Adam’ın şelale deyince düşlediği şey buydu işte. Aslında, ona gösterdiğimizde “işte bu,” dedi.

Şelale kusursuzdu kusursuz olmasına ama yine de set tasarımına ve dekorasyona ihtiyacı vardı. Mekândaki orman atmosferine rağmen, Blake “Gerçek anlamda yeşil ve güzel değildi; o nedenle bitkiler ve çiçekler getirdik,” diyor. “Getirdiğimiz her şey, o ortamda var olabilecek bitkilerdi—ama bir lokasyonda aradığınız her şeyi bulamıyorsunuz. O nedenle ormanı daha bir ormana benzettik; ama film dünyasında işler böyle yürüyor.”

Senaryoya göre, karakterlerin havuza yaklaşıp atlamaları gerekiyordu. “Ama su çok sığdı,” diyor Blake. Bunun çözümü ise sahte kayalarla havuzun daha derin bir kısmını süslemekten geçiyordu. Brooklyn Decker’ın karakteri de havuza girdikten sonra köpükten kayaların üzerinde güneşleniyor.

Senaryo ayrıca karakterlerin bir ip köprüden geçmelerini gerektiriyordu. Yapımcılar aradıklarını bulamadıkları için, bir köprü inşa edilmesi gerekti. Blak şöyle açıklıyor: “En iyi çözüm bu gibi göründü– tam istediğimiz yükseklikte yapabilir, köhne görünmesini ama güvenli olmasını sağlayabilirdik. Bu işe çok uygun, dev bir mango ağacı bulduk ve köprünün diğer ucunu kayalara bağladık. Uzun zamandır oradaymış gibi görünmesini istedik; o nedenle inşa ettikten sonra eskittik ve üzerine bitkiler yerleştirdik. Harap halde, tehlikeli ve korkutucu görünüyor ama tamamen güvenli.”

HaftaninFilmi.com’dan Filmler

Gösterimdekiler (17. hafta):
Zah-Har 'Cin Ahalisi' (2024) Oyun Gecesi - Katala (2024) Arınma - Immaculate (2024) Küçük Don Kişot'un Maceraları - Giants of la Mancha (2024) Boy Kills World (2024) Cadı (2024) Rekabet - Challengers (2024) Siyah Çay - Black Tea (2024) Dublör Filmi (2024)
Arşivden Seçkiler:
Zafere Hücum - Rush (2013) Çatışma - Reprisal (2018) Koğuş Akademisi (2013) Kutsal Damacana: Dracoola (2011) Müşteri - Cliente (2010) Adı Aşk Bu Eziyetin (2010)

Leave a comment