İthaki Bilimkurgu Ajandası 2021
“… yani tüm insanlık tarihi bilimkurgudan başka bir şey değil.”
“Hayal ettiğin her şey kurgudur, başardığın her şey ise bilim, yani tüm insanlık tarihi bilimkurgudan başka bir şey değil.” – Ray Bradbury
Yıllarca devam etmesini, gelenekselleşmesini dilediğimiz İthaki Bilimkurgu Ajandası’nın ilkiyle karşınızdayız. Bu ajandada her sene bilimkurgunun şemsiyesi altına giren, o veya bu şekilde türle dirsek teması bulunan konular seçeceğiz. Bu senenin konusu ise “bilimkurgu”nun ta kendisi.
Aslında 2020 gibi pek çok konuda bizi şaşırtan, yer yer çaresiz bırakan bir seneden sonra ajandanın konusu olarak “kıyamet”i ya da “salgın”ı seçip seçmemek konusunda ikileme düştük. Yaşadıklarımızı anlamlandırmaya çalışırken bu seneye dair bir iş ortaya koyma fikri her ne kadar cazip gelse de bu içgüdümüzü bastırdık. Büyük kısmı olumsuzluklarla geçen bir senenin anısını, artık daha bilinçli ve hazırlıklı olduğumuzu düşündüğümüz bir sonraki seneye taşımak istemedik. Bilimkurgunun kıyamet kadar umut etmekle; ama daha ziyade gelişim ve değişimle ilgili olduğunu göz önünde bulundurarak ve Galiba bir bilimkurgu filminde yaşıyoruz söylemine kulak vererek senenin konusunu belirledik. Yıllardır bizi kıyamete karşı uyaranın da, daha iyi bir gelecek hayali sunanın da bilimkurgu olduğunu düşünerek böyle bir adım attık.
Bu fikir doğrultusunda bilimkurgunun önde gelen on iki isminin doğrudan bilimkurguya dair fikirlerini belirttikleri yazılardan bazı kısımları derlerdik. Bunu yaparken de türün durumunu, gidişatını, amacının ne olduğunu ve ne olmadığını, eksiklerini ve hatta yanlışlarını işaret eden çok sesli bir seçki hazırladık.
Umuyoruz ki 2021, aklımıza kıyamet senaryolarını getiren değil, geleceğe umutla bakmayı, gelişimi, iyiye doğru değişimi getiren bir sene olur…
Döngü’den Hikâyeler
EŞSİZ BİR BİLİMKURGU. BENZERSİZ ÇİZİMLER.
1954 yılında İsveç hükümeti dünyanın en büyük parçacık hızlandırıcısının inşası için girişimlere başladı. Tesisler 1969 yılında tamamlandı. Araştırma istasyonu, kırsal bir bölge olan Mälaröarna’nın derinliklerine konuşlanmıştı. Yerel halk, bu teknolojik mucizeye Döngü diyordu.
Simon Stålenhag’ın, İsveç’in 1980’ler banliyölerini olağanüstü makineler ve sıradışı yaratıklarla süslediği çizimleri internette ilk kez görücüye çıktığı andan itibaren büyük bir ilgiyle karşılandı. Anlattığı çocukluk maceralarındaki eski model arabaların ve işçi tulumlarının oluşturduğu arka plan çizimlerine eklediği gizem dolu makineler ise hem tanıdık hem de bir o kadar farklı bir atmosfer yarattı.
Bu kitapta Stålenhag’ın olağanüstü çizimlerine, yıllardır bu makinelerin gölgesinde yaşayan yerli halkın tuhaf öyküleri de eşlik ediyor. Döngü’nün toprakları olarak bilinen bu bölge, gençliğini orada geçiren insanların anıları ve notlarıyla yeniden hayat buluyor.
“Arkadi ve Boris Strugatski’nin başyapıtı Uzayda Piknik’tekiyle mukayese edilebilir bir dünya: Teknoloji her yerde ama unutulmuş, terk edilmiş ve yeniden keşfe hazır.” – io9
“Terk edilmiş bir devlet bilim projesinden geriye kalanlar. Bu kitaptaki çoklu dünyaların savaşında dinozorlara bile yer var.”
– The Guardian, “En iyi 10 distopya listesinden”
Çevirmen: Yonca Mete Soy