Göksel’den Hashtag

#SenAnlatKaradeniz #BilinçaltıSavaşları

Bu hafta Göksel’den Hashtag köşemizde biraz yer verelim olaylı diziye dedik… Herkes değişik değişik yorumlar yaptı, kimi çok beğendi, kimi çok eleştirdi. Kimi eleştirenleri eleştirdi, kimi kendini eleştirdi. Çoğu eleştiriye bakmaya çalıştım ve işte kendi yorumum…

İstanbul’dan gelecek bir grup adam, Sürmene’yi basacak, adam kaldıracak, işkence yapacak vs. İnanılır gibi değil. İmkansıza yakın bir ihtimal. Diğer tarafta fikri savunanları eleştirenler var; onlara da katılıyorum. Sanki Trabzon ve ilçelerinin mafyacılıkla ünlü olması matah bir şeymiş gibi savunmak da çok saçma. Öte yandan dizinin gerçeklikten uzak bir senaryosu olduğu, ve zaten gerçekçi olması gerekmediği ironisini de değiştiremeyiz. Dizidir neticesinde, hayal ürünü olabilir. (Yersen)

Dizide benim özellikle eleştirdiğim bir şey var. Trabzonlular, Karadenizliler namus meselesine çok düşkündür. Aile birliği dirliği önemlidir. Kimse kimsenin karısına kızına yan gözle bakmaz. En azından eskiden, özünde böyleydi… Dizide, yalnızca ve yalnızca kadının ifadesine dayanarak, sen adamın karısını alıp dağa çıkartacaksın! Hem de Trabzonluyum, delikanlıyım diyeceksin! Haydi böyle bir b*k yedin, kadınla başbaşa duracaksın evde, fingirdeşeceksin, flörtleşeceksin! Madem kadını sözüm ona kurtarmak üzere kaçırdın (ki kocasının hiçbir beyanına bakmadan, belki kadının ruhu kaşar, kandırıyor seni), kadının başına başka bir kadın koysana. Annene, yengene emanet etsene. Ayaklarına masaj yapmalar, gülüşmeler, bakışmalar! Ümmühan ablanın dediği gibi, ‘Yüzüm kop da gel aşşağa!’…

Değerli okurlar, gerek ülkemizde gerekse dış ülkelerde bilinçaltı programlama yapılarak toplumların kültürel yapıları değiştirilmektedir. Bunu yaparken kullanılan başlıca materyal de ana akım medyadır. Bir düşünün, Hababam Sınıfı ile büyüyen bir nesil var ülkemizde. Haylazlığın, tembelliğin, saygısızlığın rol model olarak sunuluğu, sınıfta kalmanın maharet sayıldığı bir dönemden geçen bir nesil! Hababam Sınıfı 1975 yapımı bir film. O tarihlerde, özellikle 1981’de devasa okuma yazma seferberlikleri olmasına karşın, 1990 yılına geldiğimizde erkeklerin %12’si, kadınların ise %28’i okuma yazma bilmiyordu! Ortaöğretim mezunu sayılarına hiç girmeyelim bile! Çünkü insanların çoğu okumanın, mürekkep yalamanın önemli bir şey olduğunu düşünmüyordu! Ana akım medyadan uzak, aydın aileler dışında çocukların okumasına önem vermiyordu insanlar. 90lı yılların devamında durum pek de değişmedi. Tembel ve eğitimsiz gençlerin rol model olduğu, para elde etmenin tek yolunu zengin koca, zengin kadın ya da illegal işler olarak gösteren diziler, filmlerle doldu taştı ekranlar!

İşte son yıllardaki mafyacılık dizileri ve en son Sen Anlat Karadeniz de bu cici yapımların arasında yer alıyor bence!

Nasıl bir toplum hayal ediyorsanız, senaryosunu yazın, dizi ya da film yapın ve topluma sunun. En çok on yıl içerisinde meyvesini alırsınız! Bilinaçltı programlama uzmanlık alanım olduğu için çok rahat ahkam kesebiliyorum…
Dizideki oyunculuk performanslarını eleştirmek gereksiz bence. Başroldeki hanım kızımızın yeteneksiz ve estetikli yüzü hiç olmamış. Esas oğlan zaten bir tuhaf. Yani oyunculukla, mankenliği neden karıştırıyor insanlar anlamıyorum. Çok güzel, yakışıklı olabilirsin, ama herkes oyuncu olamaz ki. Zorlama oyunculuklar, zoraki şiveler, yayık yayık ağızlar. Karadeniz ağzı yaparken, Güney Doğu ağzı yapan tipler.

Zaten bu da başlı başına bir konu. Dizide temsil edilen Trabzonlu ailelerin gerçek versiyonlarına hiç bakmamış Osman Sınav. Trabzon’da bu profildeki ailelerin hepsi güzel Türkçe konuşur. Yeri gelmişken söyleyeyim, dizide kayınvalide karakteri eve hizmetçi almıyor, gelinini çalıştırıyor. Mümkün değil. Trabzon’da dizideki gibi milyon dolarlarla oynayan ailelerin anneleri sosyetiklikten ölür, evlerinde onlarca kişi çalışır. Ve asla peştemal giymezler, peştemal örtünmezler.

İzleme kardeşim, beğenmiyorsan izleme diyenlerinizi duyar gibiyim. Siz de izlemeyin, hele de çoluk çocuğa izletmeyin. Sadece bu diziyi değil, hiçbir diziyi. Gerçeklik algınızla oynatmayın, hayatınızı karartmayın… Sizin, bizim, hepimizin iyiliği için…

Sevgiler, saygılar…

Göksel AKSEL

HaftaninFilmi.com’dan Filmler

Gösterimdekiler (13. hafta):
Arap Kadri ve Tarzan (2024) Sahipsiz - Surrogate (2024) Cin Günü (2024) Riki Rhino: Kahraman Kanatlar - Riki Rhino The Bird Kingdom (2024) Lassie: Yepyeni Bir Macera - Lassie: A New Adventure (2024) Oldboy (2024) Winnie The Pooh: Kan ve Bal II - Winnie The Pooh: Blood and Honey II (2024) Güneşi Söndürmem Gerek (2024) Hayalet Avcıları: Ürperti - Ghostbusters: Frozen Empire (2024)
Arşivden Seçkiler:
Max Maceraları: Kralın Doğuşu - Max Begins (2012) Melankoli - Melancholia (2012) Lohusa (2024) Addams Ailesi 2 - The Addams Family 2 (2021) Ölüm Treni - Backtrack (2016) İki Çizgi (2009)