Göçebeler Diyarı:
Yirmi Birinci Yüzyılda Amerika’da Hayatta Kalmak

En İyi Film, En İyi Yönetmen ve En İyi Kadın Oyuncu Oscar Ödülleri’ni kazanan, Chloé Zhao’nun yönettiği ve Frances McDormand’ın oynadığı Nomadland filminin ilham kaynağı.

Amerikan Ekonomisinin Karanlık Yüzünün Göçebe Kurbanları

Hem Kuzey Dakota’nın şekerpancarı tarlalarında hasada katılan hem de Amazon.com’un Teksas’taki işçi kamplarında ürünlerin barkodlarını tarayan yeni bir emekçi türü var artık – işverenlerin hoşuna gidecek kadar düşük masraflı, çoğunluğu eski beyaz yakalı, göçebe ihtiyar Amerikalılardan oluşan bir işçi kabilesi. Büyük Durgunluk’un görünmez kurbanları olan bu insanların emeklilik güvenceleri yeterli değil, çoğu ipotek borcuna sahip. On binlercesi, karavanlarıyla, kamyonetleriyle, günbegün büyüyen bir göçebe topluluğunu oluşturuyorlar.

Bu kitabın yazımı süresince aylarca kamplarda yaşayan ve odağına aldığı asıl kahramanıyla, eskiden kamyon şoförlüğü, kokteyl garsonluğu, müteahhitlik, sigortacılık, köpek kulübesi temizlikçiliği yapan Linda May’le tanışan Jessica Bruder sezonluk işlerde çalışanların arasında, kapitalist bir kıyamette hayatta kalmaya çabalayanları anlatıyor. Nomadland’e ilham veren Göçebeler Diyarı, “evsiz” değil, “evi olmayanların” gerçek hikâyesi.

“2008 finansal çöküşünün üzerinden uzun zaman geçtiğini düşünenler, Jessica Bruder’ın bu yakıcı, zarafetle yazılmış, capcanlı, can acıtıcı (yer yer de acı bir mizaha sahip) kitabının yazımı sırasında tanıma fırsatı bulduğu kişilerle karşılaşmalılar.” – Rebecca Solnit

“Çok önemli bir kitap. Hem dingince anlatılan bir çöküş öyküsü hem de nevi şahsına münhasır –saygıyı ve düzgün bir hayatı hak eden ilginç, cesur– insanlar hakkında sürükleyici bir hikâyeler koleksiyonu.” – Louise Erdrich

Çevirmen: Burcu Denizci

Kızıllar: İspanyol Futbolunun Dünyayı Fethi

İspanya… Futbol kültüründen daha fazlası…

İspanyol futbolu her zaman saygıdeğer bir kültüre sahipti. Ama milenyum sonrasında hem başta Barcelona, Real Madrid, Atletico Madrid ve Sevilla olmak üzere kulüplerin hem de milli takımın geldiği nokta, onları bir süreliğine sahanın tek hâkimi yaptı.

Spor gazetecisi Jimmy Burns Kızıllar’la futbolun İspanya’yı nasıl bir araya getirdiğini ve İspanyol oyun tarzının dünyanın dört bir yanındaki taraftarların kalbini nasıl kazandığını göstermek için futbol tarihini araştırıyor.
Kitap boyunca Franco yıllarından günümüze kadar ilginç anekdotlar; Cruyff, Guardiola, Aragonés, del Bosque, Messi gibi figürler; Barcelona ve Real Madrid arasındaki destansı mücadelenin ülke futbolunu ve günlük hayatı nasıl etkilediğine dair detaylar titizlikle inceleniyor.

Yaklaşık 150 yıllık İspanyol futbolunun tarihini, köklerini, siyasetini, boğa güreşiyle bağlantılarını ve hatta Don Quijote’yle ortak kültürel mirasını eşsizce bir araya getiren Burns, konu üzerine şimdiye dek yazılmış en kapsamlı
kitaba imza atıyor.

“Tüm hayatını İspanyol tarihi ve futboluna adamış biri olarak bu kitabı Burns’ten daha iyi kimse yazamazdı.” – Simon Kuper

Çevirmen: Bora İşyar

Kesik Baş

“Bu kesik başın çehresi, kulaklarına kadar bir ressam paleti gibi türlü renge, teşhis edilemez bir hâle getirilmişti. Lakin onun bütün kimliği gözlerine toplanmıştı. O esrarengiz, o muammalı, o korkunç bakışıyla, ölümün sessiz, donuk, derin süzüşüyle sanki, ‘İşte beni kestiler. Bu kuyuya attılar. Katillerimi bulunuz. Adalet isterim. İnsan kardeşlerim!’ demek istiyordu…”

Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın 1921 yılında Heybeliada’da tamamladığı, daha sonra İkdam gazetesinde tefrika edilen ve 1942’de tam hâliyle ilk defa yayımlanan Kesik Baş romanı, mizahtan, yaşadığı şehrin sokaklarında konuşulan dili yansıtmaktan ve zevkli bir okuma tecrübesi yaşatmaktan asla vazgeçmeyen yazardan gerilim dozu yüksek bir cinayet hikâyesi.

Bir kuyunun dibinde bezlere sarılmış vaziyette kesik bir baş bulunur.
Bu korkunç cinayetin üzerindeki sır perdesini aralamak üzere açılan tahkikatla görevli zabıta Remzi ve yardımcısı Seyit maceralı mı maceralı, karışık mı karışık, bir acayip gizemin tam göbeğine düşerler.

Hüseyin Rahmi Gürpınar’dan Kesik Baş, deneyimli dedektif ve çaylak yardımcısı, mantık yoluyla çözülen cinayet gibi öğeleriyle Türk edebiyatının
ilk polisiye romanlarından biri.

Kağnı

“Üç sene evvel bizim ağa, dere boyundaki ufak tarlamıza sahip çıkar oldu. Bağırdık çağırdık, fayda etmedi. Oğlan sakat, bende de derman yok, hakkımızı kendimiz arayamadık. Mecbur olduk hükümet kapısına düşmeye. İki sene mahkememiz sürdü. Bizim tapumuz filan yoktu ama bütün köylü o tarlanın bize dededen kaldığını bilirdi. Bunu soran olmadı, ağa yalancı şahit dinletti, mahkemeyi kazandı…”

Sabahattin Ali’nin 1935 ve 1936 arasında yayımladığı on üç öyküyü içeren Kağnı, daha öncesinde Değirmen adlı öykü kitabında olduğu gibi toplum gerçeklerini, hayatın alt katlarından insanlar, mahpuslar, düşmüşler üzerinden birkaç sayfalık öykülerde birkaç ciltlik etkiyle ve vuruculukla ama sade bir biçimde anlatıyor.

Yazar Kağnı’da bir köyde işlenen cinayete arabuluculuk yapan bir imamın, hapishaneye düşmüş bir ihtiyarın, ücra bir taşraya gelen tiyatroculara katılan bir boyacının, biri başarılı biri başarısız iki firarın, emekli olduktan sonra pazarcılık yapan bir yüzbaşının ve daha birçok “gerçek” hayatın kısa ama çarpıcı kesitlerini sunuyor.

Sabahattin Ali Kağnı’yla, sekiz sene sonra yayımlanacak olan ilk romanı Kuyucaklı Yusuf’a varacak yolda ilk adımları atıyor.

Fırtına Toplanıyor / Zaman Çarkı 12

“Zaman Çarkı döner, Çağlar gelip geçer, efsaneleşen anılar bırakır ardında. Efsaneler solarak mit olur ve onları doğuran Çağ yeniden geldiğinde
mitler bile unutulur.”

Fantastik edebiyatın devi Robert Jordan’ın kaleminden çıkan Zaman Çarkı destanı dünya çapında milyonların hayal gücünde yer etti. Ayrıntılı dünyası, en ince detayına kadar düşünülmüş büyü sistemi, gönüllere taht kuran karakterleri Zaman Çarkı’nın okurlar tarafından bu kadar sevilmesinin sadece birkaç sebebi. Zaman Çarkı’nın etkileri, Patrick Rothfuss, Brandon Sanderson, Brent Weeks gibi günümüzün en büyük fantastik yazarlarının eserlerinde görülebilir.

Tarmon Gai’don kapıdaydı ama insanlık bu savaşa hazır değildi. Rand, krallıkları ve birlikleri nihai savaşa karşı bir araya getirmeye çabalıyordu. Bu sırada Rand’ın çevresindekiler Yenidendoğan Ejder’in yüreğinde yayılmakta olan tehlikeli karanlığın farkındaydı.

Seanchan saldırısının eli kulağında olduğunu bilen Egwene, bir yandan
Aes Sedailerin parçalara ayrılmış fraksiyonlarını bir araya getirmeye, diğer yandansa artan umutsuzluğu ve güvensizliği bastırmak için liderliğini kanıtlamaya uğraşıyordu. Vereceği mücadele Beyaz Kule’nin geleceğini belirleyecekti – ve belki de, dünyanın geleceğini…

Ejderha, bir kez daha zamanın rüzgârlarında havalanacak.

“Zaman Çarkı, fantastik edebiyatın yeniden tanımlanmasını sağladı.”
– George R. R. Martin

“Robert Jordan öyle büyük bir romancı ki ben dahil bir jenerasyonu kökünden etkiledi. Ona ne kadar teşekkür etsem az.” – Peter V. Brett

Çevirmen: Niran Elçi

Geceyarısı Kuleleri / Zaman Çarkı 13

“Zaman Çarkı döner, Çağlar gelip geçer, efsaneleşen anılar bırakır ardında. Efsaneler solarak mit olur ve onları doğuran Çağ yeniden geldiğinde
mitler bile unutulur.”

Fantastik edebiyatın devi Robert Jordan’ın kaleminden çıkan Zaman Çarkı destanı dünya çapında milyonların hayal gücünde yer etti. Ayrıntılı dünyası, en ince detayına kadar düşünülmüş büyü sistemi, gönüllere taht kuran karakterleri Zaman Çarkı’nın okurlar tarafından bu kadar sevilmesinin sadece birkaç sebebi. Zaman Çarkı’nın etkileri, Patrick Rothfuss, Brandon Sanderson,Brent Weeks gibi günümüzün en büyük fantastik yazarlarının eserlerinde görülebilir.

Son çok yakındı. Gölge’nin orduları Afet’ten çıkmaya başlamıştı. Rand al’Thor’un Karanlık Varlık’la vereceği nihai savaşta iki çocukluk arkadaşının yardımına ihtiyacı vardı, yoksa savaşı kaybedeceği kesindi.

Geçmişin hayaletleri Perrin’in peşindeydi. Perrin’in bunlardan kurtulması için gereken ipuçlarını kurt hakkında gördüğü düşte araması ve içindeki kurda hâkim olması gerekiyordu.

Bu sırada Mat kendini hayatının en zor mücadelesine hazırlıyordu. Aelfinn ile Eelfinn onun aklını karıştırmış ve zihnine başka insanların anılarından parçalar koymuştu. Mat yaratıklarla olan bu son yüzleşmesinde her şeyin biteceğini umuyordu fakat Çark’ın ne dokuyacağını bilmek imkânsızdı.

Ejderha, bir kez daha zamanın rüzgârlarında havalanacak.

“Dünyası geniş, detayları yoğun, karakterleri ikna edici muazzam bir kahramanlık fantazyası.” – L. Sprague de Camp

“Zaman Çarkı kitapları hayatımda bir dönüm noktası.” – Robin Hobb

Çevirmen: Niran Elçi

HaftaninFilmi.com’dan Filmler

Gösterimdekiler (17. hafta):
Zah-Har 'Cin Ahalisi' (2024) Oyun Gecesi - Katala (2024) Arınma - Immaculate (2024) Küçük Don Kişot'un Maceraları - Giants of la Mancha (2024) Boy Kills World (2024) Cadı (2024) Rekabet - Challengers (2024) Siyah Çay - Black Tea (2024) Dublör Filmi (2024)
Arşivden Seçkiler:
Hızlı ve Öfkeli 7 - Furious 7 (2015) Çakallarla Dans 5 (2018) Sürü - La jauría (2023) 1. Dünya Savaşı Destanı 1917 Beyazperdede (2020) Film (2012) Suretler - Surrogates (2009)