Galaktik Trenyolu’nda Gece Vakti
“Turnayı gözünden vurdun, bu bilet o kadar değerli ki… Bununla göklerin ötesine bile seyahat edebilirsin! Göklerin ötesini de geçtim, gönlünden geçen her yere gidebilirsin! Hatta bu bilet sayesinde, Galaktik Trenyolu seni bu kusurlu dördüncü boyutun herhangi bir yerinde bırakabilir. Hem de istediğin zaman! Demek ki sen bayağı önemli bir çocuksun. Ne güzel!”
Duygusal ve sembolizm yüklü çocuk öyküleriyle tanınan Kenci Miyazava, Japonya’nın en sevilen yazar ve şairlerinden biri. Birçok öyküsünde galaksiyi, uzayı ve yıldızları metafor olarak kullanmayı seçen Miyazava’nın en önemli eseri Galaktik Trenyolu’nda Gece Vakti hem sevimli hem de hüzünlü bir yolculuğu anlatıyor.
Arkadaşları tarafından dışlanan Giovanni, Yıldız Festivali gecesinde bir tepede yalnız başına gökyüzünü izlerken gizemli bir tren tepeye yaklaşır. Galaksiyi dolaşan bu trene binen Giovanni orada ona iyi davranan tek arkadaşı Campanella’yı görür. Birlikte bir takımyıldızdan diğerine yolculuk ederlerken tuhaf insanlarla karşılaşırlar ve dostluğun, mutluluğun ayrıca ölümün ne olduğunu öğrenirler.
Çevirmen: Ceren Ürkmeztürk
Yürüyen Adam
Bugünlerde kim bir çocuğun oyuncağını kurtarmak için çıplak ayakla bir ağaca tırmanmaya zaman ayırıyor?
Ya da durup kuşları gözlemlemeye? Bir fırtınadan sonra su birikintilerinde oynamaya? Bir deniz kabuğunu yerine koymak için sahile gitmeye? Yürüyen Adam genellikle sessiz ve genellikle yalnız başına, belirli bir yere gitme amacı olmadan dolaşırken bunları yapıyor.
Çevirmen: Nilay Çalşimşek
Garp’a Göre Dünya
Ulusal Kitap Ödülü Kazananı
Her romanını nasıl sona ereceğini tamamen bilerek yazdığını pek çok röportajında belirten John Irving aynı zamanda bir güreşçi ve Akademi Ödülü kazanmış bir senarist. Otuzdan fazla dilde, kırktan fazla ülkede yayımlanan eserlerinin satış rakamları milyonları aşan Irving yazdıklarında kendi hayatından öğeleri kullanmasıyla da biliniyor. 1980 yılı Ulusal Kitap Ödülü’nü kazanan Garp’a Göre Dünya ise Irving’i sadece ülkesine değil, dünyaya tanıtan o roman.
Hemşire Jenny Fields evlenmemeye karar verir ama bu, anne olmasının önünde bir engel değildir elbette. Jenny yıllar içinde kadın hakları hareketinin bir simgesine dönüşür, eğitiminin her yönüyle ilgilendiği oğlu Garp ise önce güreşçiliği dener, sonra da âşık olduğu kadını etkilemek için yazar olmayı aklına koyar. Bu anne ile oğlu sıradan bir hayat yaşamayacaklardır.
John Irving’den Garp’a Göre Dünya macerası, komedisi ve feminizmiyle önemli bir klasik, ince ince örülmüş hikâyesiyle “deli ve kederli” bir roman.
“Öyle sürükleyici bir toplumsal trajikomedi ki Madde 22’nin aileye dair bir devam kitabı sanki.” – The Observer
“Irving eveleyip gevelemiyor, lafın etrafından dolanmıyor; doğrudan karşısına çıkıyor kutsalın ve onu hemen yerle bir ediyor.” – Stephen King
Çevirmen: Özge Onan
Çay Ustası ile Dedektif
Nebula En İyi Novella Ödülü Kazananı
BFA En İyi Novella Ödülü Kazananı
De Bodard Vietnam kültüründen esinlenen inandırıcı, cesur bir dünya kuruyor, zorlayıcı motivasyonları ve kışkırtıcı geçmişleriyle karakterleri ise Sör Arthur Conan Doyle’un karakterlerini akla getiriyor: Holmes eksantrik bir akademisyen, Watson ise huysuz bir gemizihin.
Xuya Evreni’nde, sürgündeki âlimler ve güçlü aileler tarafından yönetilen galaktik bir imparatorlukta insan ve yük taşıyan canlı gemizihinler, Saçılmış İnciler Kuşağı’ndaki habitatları birbirine bağlayan yegâne bağdır. İnsan ve gemizihin avatarlarının birbirine karıştığı, fiziksel ve sanal gerçekliklerin üst üste bindiği akışkan bir toplumdur karşımıza çıkan.
Travmatik bir kazanın ardından terhis edilen nakliye gemisi Gölgenin Çocuğu, uzay yolcularının rahatı için zihin değiştirici çaylar demleyerek geçimini sağlamaya çalışır. Eksantrik Long Chau ise bilimsel araştırması için uzay boşluğunda bir ceset bulmak ister. Long Chau ofisine girdiğinde, Gölgenin Çocuğu’nu tatsız ama kolay bir görev bekler ta ki buldukları cesedin cinayete kurban gittiği ortaya çıkana kadar. Olayın derinliklerine indikçe, Gölgenin Çocuğu soruşturmanın Long Chau’nun karanlık geçmişine ve yıldızların arasında yatan dayanılmaz boşluğa işaret ettiğini görecektir.
Çay Ustası ile Dedektif, bilimkurgu ve polisiyenin harika bir birleşimi.
“Çin ve Vietnam kültürlerine odaklanan, uzay operasının anlamını genişletecek denli iyi kurgulanmış bir dünya.” – Amal El-Mohtar
“Okuru yıldızlar arasındaki karanlık ve soğuk uzayda, insanların yanı sıra gemilerin de fiziksel ve duygusal anlamda çuvalladığı bir yere götürüyor.”
– Library Journal
“Holmes’ün bir kadın, Watson’ınsa bir uzay gemisi olduğu muhteşem bir polisiye.” – Mary Robinette Kowal
Çevirmen: Kerem Sevinçli
Güvercinciler
“Yirmi birinci yüzyıl edebiyatının mühim kitaplarından.” – Toni Morrison
“Alice Hoffman’ın gözler önüne serdiği tarihle olsun, kaleminin kuvvetiyle olsun, Güvercinciler’in etkisini hâlâ üzerimden atamadım.” – Jodi Picoult
Kudüs’ün düşmesinin ardından Romalılara teslim olmak istemeyen
Yahudiler Masada Kalesi’ne sığınmıştır. Romalıların kuşattığı Masada Kalesi, çok farklı yollardan geçerek aynı yere varan dört kadının unutulmaz hikâyesine sahne olacaktır.
Doğumu sırasında annesini kaybeden, suikastçı babası tarafından bu ölümden sorumlu tutulan Yael. Kızının Romalılar tarafından katledilişine tanık olan, köyün fırıncısının eşi Revka. Bir oğlan çocuğu gibi yetiştirilen, en yakınlarının bile bihaber olduğu gizli bir yaşam süren Aziza. İskenderiye doğumlu, sadık olduğu kadar da tehlikeli olan, Moab Cadısı güzeller güzeli Shirah.
Kuşatmanın giderek zorlaşan şartlarında hayatta kalmaya çalışan bu dört kadının yolları hiç beklenmedik şekilde kesişecektir.
Çevirmen: Burcu Denizci
Yakınlıklar
On bir şiir kitabının sahibi, Kaşgar dergisinin kurucularından ve şiir üzerine kaleme aldığı eleştiri metinleriyle çağdaş edebiyatımızın güçlü isimlerinden Ömer Erdem’in deneme yazıları, Yakınlıklar’da bir araya geliyor. Yalnızca kültür-sanata değil, insana ve yaşama dair 41 yazıda, güneşle konuşmalardan kar sevincine, Tanpınar’ın şiirinden Ara Güler’in Süleymaniye’sine varana, bütünün içinde yer alan ince ayrıntıların peşine düşüyor Ömer Erdem – şairin görünmeyeni fark eden bakışıyla.
“Elimde solgun toz rengi dört erik. Tozu alınınca parlamaya hazır. ‘Kuşyüreği’ ismi beni ağına düşürüyor. Aklım başımdan gitmiş. Ne yaratıcı bir isimlendirme. Kuş yumurtası iriliğinde dört erik. Elim terliyor. Ayaktaki adama, ‘Cebinizdeki radyo mu, yoksa cep telefonu mu?’ diye soruyorum. ‘Cep,’ diyor gülümseyerek. Vücudundan türkü yükseliyor adamın. Elimde dört kuş. Dört kuşyüreği. Oturan adam, erikleri bitirinceye kadar bekleyecek. Erken vakitte yoldan geçenlere ‘kuşyüreği’ verecek