“Rebecca” bir mit ya da rüyanın korkutucu gücüyle kültürümüzün özüne usul usul yerleşti…

Rebecca

1938 ULUSAL KİTAP EN İYİ KURGU ÖDÜLÜ

Gotik edebiyatın hak ettiği takdiri zaman içinde gören yazarlarından
Daphne du Maurier’nin Rebecca’sı örnek bir tekinsiz mekân anlatısı.
Sahne sanatlarıyla, yazarlıkla ilgilenen bir ailenin kızı olan ve derinlikli, sonunu açık etmeyen tekniğiyle pek çok eseri beyaz perdeye uyarlanan du Maurier iki dünya arasına sıkışmış, sırları ve tutkularıyla kendilerine çıkış yolu arayan karakterleriyle okura son sayfaya kadar şüphe, şaşkınlık vaat eden yazarlardan. Alfred Hitchcock’un aynı isimle sinemaya uyarladığı Rebecca ise unutulmaz bir başyapıt.

Adı anılmayan ikinci eş, sevdiği adamın peşinden gider ve cennet bahçesi gibi görünen Manderley Malikânesi’ne gelir. Ancak burası, kısa sürede hayatını esir alan bir heyulaya dönüşür. Bu evlilikteki sorunları çözmek zordur ama asıl dert, ölümüne rağmen bütün mekâna izlerini bırakan ve hayatlarına musallat olan ilk eş Rebecca’nın hatırasından kurtulmaktır.

Daphne du Maurier’den Rebecca, bazı evlerin karanlık koridorlarında gizli gizli gezinen, evlilik kurumunun saklı öznesini ortaya çıkaran o roman.

“Yirminci yüzyılın en etkileyici romanlarından, Rebecca bir mit ya da rüyanın korkutucu gücüyle kültürümüzün özüne usul usul yerleşti.” – Sarah Waters

“Fevkalade eğlenceli… du Maurier modern kadınların kendi hissettiklerini ölçebilecekleri bir tartı yarattı.” – Stephen King

Çevirmen: Levent Göktem

Natüralist

BU VAHŞİ KATİLİ YAKALAMALARINA SADECE
NATÜRALİST YARDIM EDEBİLİR

Andrew Mayne’in Natüralist’inde Profesör Theo Cray, başkalarının kaos gördüğü yerde anlamı bulabiliyor. Montana’da ormanlığın derinliklerinde parçalanmış cesetler bulunduğunda herkes bunun bir ayının işi olduğunu düşünse de Theo onların kaçırdığı bir şey görecekti. Doğal olmayan bir şey. Sadece onun durdurabileceği bir şey.

Bilişimsel bilim ve biyologluğun kesişim noktasında çalışan Theo, aslında bir cinayet soruşturmasının karanlık sanatlarından çok dijital kodlar ve mikroplara aşinaydı. Ancak onu örnek alan eski öğrencilerinden birisi Montana’da ölünce kendini katilin peşinde bulacaktı. Theo ona inanmayan polisin bir adım ötesinde hareket edip sadece bilimsel yöntemler kullanarak katili yakalamalıydı. Acaba bu yırtıcıdan daha da kurnaz olabilecek miydi?

Andrew Mayne, Natüralist’te insanla tabiatı birbirinden ayıran bıçak sırtı bir çizgide yürüyor ama endişelenmeyin, yanınızda Profesör Theo Cray var.

“Andrew Mayne’den kusursuzca yazılmış bir gerilim romanı… Aksiyon Cray ve düşmanı arasındaki heyecanlı bir yüzleşmeye doğru yükseliyor ve bilimsel ayrıntılar inandırıcılığı sağlıyor.”
– Publishers Weekly

“Natüralist, gerilimli ve tamamen eğlenceli bir hikâye… Bu ilginç yeni roman serisinin ilk kitabında Andrew Mayne’e tebrikler.”
– New York Journal of Books

Çevirmen: Gökçe Çiçek

Ölümün Sonu

Son yılların en önemli bilimkurgu serilerinden Üç Cisim Problemi,
Ölümün Sonu ile sona eriyor.

NEBULA EN İYİ BİLİMKURGU ROMANI ÖDÜLÜ

Kıyamet Savaşı’ndan yarım asır sonra, Karanlık Orman Caydırması’nın sağladığı gergin denge, işgalci Trisolar medeniyetini uzakta tutmaktadır. Dünya, Trisolar teknolojileri sayesinde daha önce görülmemiş bir refah dönemine girmiştir. İnsan biliminin günbegün gelişmesi ve Trisolarların Dünya kültürüne entegre olması, iki medeniyetin birbirini yok etmeden birlikte var olabileceğini göstermektedir.

Yirmi birinci yüzyılın ilk zamanlarından bir uzay mühendisi olan Cheng Xin, bu yeni çağda hibernasyondan uyanır. Ancak beraberinde, Trisolar Krizi’nin başlangıcından kalan unutulmuş bir programın bilgisini de getirecek ve varlığı, bu iki dünya arasındaki narin dengeyi tepetaklak edecektir. İnsanlık yıldızlara ulaşabilecek midir yoksa beşiğinde can mı verecektir?

Üç Cisim Problemi için övgüler

“Olağanüstü bir kitap! Bilimsel ve felsefi tartışmaların eşsiz bir karışımı.”
– George R. R. Martin

“Türünün en iyilerinden, alışılmış ama aynı zamanda da tuhaf.”
– Kim Stanley Robinson

Çevirmen: Burak Eren

Oğlan Çıkmazı

dünya döndükçe az, döndükçe beyaz
uyandım ve azalan sulara buladım aklımı
ey doğusu bir avuç insanın, ey avucumda büyüyen şefkat
bu uzun rüyayı kim ki taşlardan oyup yerleştirdiyse içime
bir kuzgun salınsın ve dağılsın ince bileğinde bir haber

ölmeye yatıyorum n’olur gel
kan çektim yüzüme biraz

HaftaninFilmi.com’dan Filmler

Gösterimdekiler (15. hafta):
Nuh'un Gemisi -Noah's Ark (2024) Bodrum Seferi (2024) Omen: İlk Kehanet - The First Omen (2024) Vincent Ölmeli - Vincent Must Die (2024)
Arşivden Seçkiler:
Recep İvedik 2 (2009) Çağrılan (2016) Çanakkale Çocukları (2012) Ezan (2015) Vay Başıma Gelenler (2013) Cumali Ceber 666 (2022)