Cezayirli Souad Massi, dünya müziğinin en sevilen isimlerinden biri.
Ailesinin teşvikiyle 17 yaşından itibaren gitar konserleri vermeye başlayan Massi başlangıçta flamenko tarzında müzik yapan bir grubun üyesi iken daha sonra Atakor adlı bir rock grubu kurarak AC/DC’den Metallica’ya uzanan repertuvarın dışında Kenny Rogers veya Stevie Wonder da çaldı.
Cezayir’i baştan sona dolaşan Massi ülkesinin 90’lardaki çalkantılı atmosferinden çıkarak 1999’da Paris’te gerçekleştirilen “Femmes d’Algerie” (Cezayir’den Kadınlar) Festivali’ne katıldı. Buradaki başarılı performansıyla halk, chaâbi, rock gibi farklı türleri bir araya getirdiği ilk albümü “Raoui”ye uzanan yolu açtı. Büyük bir Cezayirli nüfusuna sahip olan Fransa’ya kısa bir sürede adapte olan Massi, sabırsızlıkla ilk albümünün kaydı için stüdyoya kapandı. 2001’in ortalarına doğru on dört özgün parçadan oluşan “Raoui” (Hikâyeci) raflardaki yerini aldı. Kuzey Afrika’nın Tracy Chapman’ı olarak anılmaya başlayıp melodi, ritim ve sözleri ile geniş bir takipçi kitlesi edinen sanatçı bu albüm ile uzun süre Fransa müzik listelerinin başlarında yer aldı. “Raoui” ile 2002′de BBC Radio 3 ödülünü alan sanatçı bunu takip eden ödüllerin yanı sıra yaklaşık 200 konser ile başarısını taçlandırdı.
2003 yılında o güne kadar Kuzey Afrika’dan çıkan en başarılı albüm olarak tarihe geçecek olan “Deb” (Kalbi Kırık), 2005 sonlarına doğru yaşadığı Paris’in şanson geleneğini, Arap müziğinin ritim ve kültürü ile birleştiren “Mesk Elil” (Hanımeli) albümlerini yayımladı.
2007’de en popüler parçalarını “Live Acoustique” adlı albümde toplayıp özgürlük çığlığını 2010 tarihli “O Houria”daki Fransızca, Arapça ve İngilizce parçalarına sakladı.
Dünyanın müzikle daha yaşanılabilir hâle geleceğine inanan ve bu uğurda sesini cesaretle yükselten Souad Massi’yi birbirinden güzel üç albümüyle tekrar tekrar çok sevmenin şimdi tam zamanı…