Cehennem Evi

“Cehennem Evi, yazılmış en korkunç lanetli ev romanı.” – Stephen King

“Richard Matheson, yirminci yüzyılın en iyi yazarlarından biri.” – Ray Bradbury

Richard Matheson korku, fantazya ve bilimkurgu türünde yazdıklarıyla yirminci yüzyıla damga vurmuş yazarlarından biri. Yalnızca Stephen King, Neil Gaiman ve Anne Rice gibi yazarları değil, George A. Romero ve Steven Spielberg gibi yönetmenleri de derinden etkileyen Matheson’ın Ben, Efsane’yle beraber en meşhur eseri olan Cehennem Evi, kâbuslara neden olacak bir lanetli ev anlatısı.

Lanetli evlerin Everest’i olarak bilinen Belasco Evi, namıdiğer Cehennem Evi, yıllar içinde iki kez ziyaret edilmişti ve iki seferde de ziyaretçilerin sonu ölüm, intihar ya da delilik olmuştu. Şimdi, bu tekinsiz yere üçüncü bir ziyaret yapılacaktı. Biliminsanı Dr. Barrett ve eşi Edith ile iki medyum, onları “heyecanla” bekleyen Cehennem Evi’nde bir hafta geçireceklerdi.
Deliliğin, sapkınlığın ve kan arzusunun hüküm sürdüğü evin sırrı bu kez çözülebilecek miydi?

Cehennem Evi’nin kapıları ardına kadar açıldı.

Çevirmen: Ömer Ezer

Yalnızlık Kalesi

Bilimkurgu, kara polisiye gibi türler arasında yaptığı geçişlerle “yüksek edebiyat” ile popüler kültürü harmanlayan, Ulusal Kitap Eleştirmenleri Ödülü sahibi ve MacArthur Dâhi Bursu’nu kazanan Jonathan Lethem neslinin en sıradışı yazarlarından. New York Times edebiyat eleştirmeni Michiko Kakutani’nin
“hem çılgınca iddialı hem de alçak sesli bir samimiyeti var,” diye tanımladığı, yetmişlerin Brooklyn’inden doksanlara uzanan Yalnızlık Kalesi ise âdeta Jonathan Lethem’ın yazmak için doğduğu destansı bir roman.

Karanlıkta çakan bir kibrit gibi. Değişen zamanlar, mahalleler. Öksüz iki çocuk. Dylan Ebdus beyaz. Mingus Rude siyah. Babaları kendi âlemlerinde. Sokağın dili zor, ritüelleri şiddetli. Çizgi romanlar sayesinde dost olan bu dertli ergenler sihirli bir yüzük bulurlarsa ne olur peki?

Jonathan Lethem, Yalnızlık Kalesi’nde Brooklyn’i, siyahla beyazı, müziğin, sanatın kudretini sadece onun yapabileceği şekilde anlatıyor. Başınızı kaldırın, gökyüzünde uçan bir adam var. Yukarıdayken burası nasıl görünüyor acaba?

“Yazılması kaçınılmazmış gibi gelen nadir kitaplardan birisi.” – Nick Hornby

“Görkemli, kaotik, sert… Lethem 1970’lerin New York’unu kavrayıp yakalıyor ve onu anlatmaya değecek bir hikâyeye taşıyor.” – Time

Çevirmen: Burç İdem Dinçel

Watchmen Başlangıç:
Gece Kuşu – Dr. Manhattan

Tüm zamanların en çok satan grafik romanının uzun süredir beklenen başlangıç hikâyeleri sonunda okurların karşısına çıkıyor: Watchmen: Başlangıç! Yirmi yılı aşkın süredir, Alan Moore ve Dave Gibbons’ın çığır açan grafik romanının ikonik karakterlerinin geçmişi tam bir gizemdi; ama artık değil. DC Comics, alandaki en yaratıcı isimleri Watchmen’in dünyasını daha ileriye götürmek için bir araya getiriyor. Bu cilt, J. Michael Straczynski’nin (SUPERMAN: EARTH ONE) yazdığı ve Andy Kubert (FLASHPOINT, BATMAN & SON), Joe Kubert (SGT. ROCK, HAWKMAN), Adam Hughes (JUSTICE LEAGUE AMERICA) ve Eduardo Risso’nun (100 KURŞUN) çizdiği GECE KUŞU, DR. MANHATTAN ve MOLOCH hikâyelerini okurların karşısına çıkarıyor.

WATCHMEN: BAŞLANGIÇ – GECE KUŞU için övgüler:
“J. Michael Straczynski’nin kalemi çok canlı ve hikâyeyi oldukça hareketlendiriyor; Moore’un orijinal hikâyesini değiştirmek yerine kendi hikâyesini onun üzerine kuruyor.” — MTV Geek

“Dan’in yeni Gece Kuşu olarak takdimi sizi eğlendirecek.” — Newsarama

WATCHMEN: BAŞLANGIÇ – DR. MANHATTAN için övgüler:
“J. Michael Straczynski, Dr. Manhattan’da okuru zamanda akıl karıştıran ama eğlenceli bir yolculuğa çıkarıyor.” — I GN

“Bu kitabı bekleyen insanlar kesinlikle hayal kırıklığına uğramayacaklar.
Yazar J. Michael Straczynski’nin keşfetmek istediği alternatif gerçeklik, orijinal WATCHMEN hayranları için eşsiz bir okuma deneyimi olacak.”
— Yahoo! Voices

WATCHMEN: BAŞLANGIÇ – MOLOCH için övgüler:
“Bu fasikül, Watchmen: Başlangıç koleksiyonuna güzel bir ekleme olmuş.
Trajik unsurlar okuru esere bağlıyor.” — Newsarama

Dan Drieberg’in kahramanı GECE KUŞU’ydu – adaletin koruyucusu ve doğruluk timsali. Sıkıntılı bir ev yaşamından kaçma isteği onu kahramanının karşısına çıkardı; Hollis Mason’ın. Yani kukuletanın altındaki adamın. Teknolojideki yeteneğiyle Mason’ı etkileyen Dan, Gece Kuşu kostümüne bürünen bir sonraki kişi olacaktı. Ama artık dünya pelerinli kahramanların eskidiği bir yer haline mi gelmişti?

Jon Osterman titiz ve tertipli bir biliminsanıyken kendi deneyi yüzünden geçirdiği korkunç bir kazanın ardından atomu parçalayabilen DR. MANHATTAN’a dönüşür. Eski biliminsanı geçmiş, şimdi ve gelecek arasında istediği gibi süzülebilmektedir. Zaman ve mekânın sınırlarından bağımsız olduğu için geçmişte olanları, olabilecekleri ve henüz olmayanları izleyebiliyordur. Neredeyse bir tanrıya yakın güçleriyle Dr. Manhattan dünyayı tamamen değiştirmek için kaybetmeye başladığı insanlığıyla ve yetenekleriyle başa çıkmaya çalışır.

Edgar Jacobi bir dışarlıklı olarak büyümüştür – sevgisiz ve istenmemiş. Çocuksu ıstırabını sihirbazlık ve zalim bir intikama dönüştürerek gizemli ve kurnaz Mistik MOLOCH olur. Dakikadamlar’ın bu acımasız daimi düşmanı daha karanlık güçlerin işleri eline aldığını öğrenmek üzeredir.

New York Times çoksatan yazarı J. Michael Straczynski (SUPERMAN: EARTH ONE) ve çizerler Andy Kubert (FLASHPOINT, BATMAN & SON), Joe Kubert (SGT. ROCK, HAWKMAN), Adam Hughes (JUSTICE LEAGUE AMERICA) ve Eduardo Risso (100 KURŞUN) WATCHMEN: BAŞLANGIÇ’ın daha önce görmediğiniz dünyasını ortaya seriyor!

Çevirmen: Alican Saygı Ortanca

Benjamin Button’ın Tuhaf Hikâyesi

“Fitzgerald, birçok eseriyle beraber, yazarlıkla doğru dürüst ilk tanışmamdı.”
– Richard Yates
F. Scott Fitzgerald’ın filme uyarlanan, müzikal olarak sahnelenen, en unutulmaz öykülerinden olan Benjamin Button’ın Tuhaf Hikâyesi, bambaşka yaşansa da tanıdık bir hayatın öyküsü.
Çevirmen: Şaziye Çıkrıkcı

Ağız

Dikine sevmeye başladın avcı – bir kâr zarar eğrisi – gibi okumaya çalışanlar seni ters tutuyordu defteri kurdeleler, dik yakalar, düşük omuzlar ve petrol ve masada lamban elektrik sızdıran ve adisyonlar dantelli dantelli dantelli çocukluk uykuların bir de artık içine kendi gözlerini koymayı unuttuğun rüyalar senden bir şeyleri çarçabuk aldılar.

Musiki İnkılabı’nın Sosyolojisi

Erken Cumhuriyet’in en önemli kültürel hamlelerinden biri Musiki İnkılabı’ydı. Ancak Musiki İnkılabı’nın sayıca nispeten az çalışmaya konu olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Elinizdeki kitap, o fırtınalı yıllarda önce eğitimi sonra da radyolarda icrası yasaklanan klasik Türk müziği geleneğinin ayakta kalmayı nasıl başardığını, Batıcı politikalar karşısında ne tip uyum ve direnç örüntüleri sergilediğini ve bunların sonucunda nasıl bir dönüşüm geçirdiğini belgeler eşliğinde incelemekte, yanı sıra, siyasi ve idari inkılapların dışında kültür ve sanat dünyasında yaşanan büyük değişimleri anlamak için de bir çerçeve sunmaktadır.

“Nesiller boyunca insanların muazzam bir mesaiyle inşa ettikleri koskoca bir müzik birikimini hoyratça bir darbeyle “ilga etmeye” niyetlenenlerin acaba aklında ne vardı? İlga etmek diyorum, ki bu benim yakıştırmam değil. Konservatuvarda Türk müziği eğitimine son verilmesi kararı gazetelerde “alaturka musiki ilga edildi” diye duyurulmuştu. Belli ki bu işe girişenler hayallerindeki ideal kültürü, bütün dertlerimizi çözeceğine inandıkları o mükemmel sihirli değneği yaratmak için ödenecek hiçbir bedelin yüksek sayılamayacağı fikrindeydiler… Isaiah Berlin’in deyişiyle, mükemmel bir omlet yapılacağına inandığımızda, kırılması gereken yumurtalara acımayız. Ne var ki kırılan bunca yumurtaya rağmen o beklenen omlet bir türlü yapılamadı. Belki de o sihirli omletin peşine düşmektense kırılan yumurtaların hesabını tutmak gerekiyordu. Çünkü ortada bir “hayali” omlet, bir de bu omlet için feda edilen “gerçek” yumurtalar vardı. Ben de ideal olanı tartışmaktansa elimizdeki somut ve elle tutulur gerçeği analiz etmeye, kırılan ve sağlam kalan yumurtaların hesabını tutmaya karar verdim.”

“Yılın Türk Müziği Yazarı ve Kitabı” dalında Itri Ödülü – 2015

Şeytan Tüyü

Kırk yaşlarında, burjuvanın aristokrat kanadında büyümüş, varlıklı, kibirli ve aslında narsist bir adam. Kendisi dışında kimseye saygısı olmayan, ruhundaki iyilik kırıntılarını yıllar önce kaybetmiş ve seks hayatında kendini şiddetle ortaya koyan şeytani ruhuna âşık olan biri, Mert Atalay.

O, yoluna çıkan herkesi alt etmek için gözünü asla kırpmayacak ve bunu yapmak için elindeki tek koz hayatı boyunca yakasını bırakmayan şeytan tüyü.

“Bugüne dek ne arkasında duramayacağım bir şey yaptım ne de yaptıktan sonra kendimi kandırmak için inançlarıma sarıldım. Sadece yaptım, yaşadım ve hissettim. Başıma kötü olaylar geldiğinde ise bunları yaptıklarıma verilen birer ceza olarak görmedim; çünkü kendime bu kadar değer vermedim, Tanrı’nın tüm dünyada olup biten kötülüklerin yanında benim ufak şeytanlıklarımı cezalandıracak kadar bana önem verdiğini hiç aklımdan geçirmedim. Kendimi ne kadar önemli birisi olarak görsem de gerçek patronun kim olduğunu gayet iyi biliyorum. Günah çıkartıp ağlayarak onun dikkatini çekmeye çalışacak kadar zayıf değilim…”

HaftaninFilmi.com’dan Filmler

Gösterimdekiler (16. hafta):
Nûfer (2024) Çılgın Yolculuk - Lahazat Lazeeza (2024) Kimsesiz (2024) Bulanık (2024) Robot Düşleri - Robot Dreams (2024) Meraklı Kedinin 10 Yaşamı - 10 Lives (2024) Aşk Filmi (2024) Arap Kadri (2024) Dali'yi Beklerken (2024) Harry Potter ve Ölüm Yadigarları: Bölüm 1 (Harry Potter and the Deathly Hallows: Part 1 (2024) Demon Slayer - To the Hashira Training (2024) Harry Potter ve Ölüm Yadigarları: Bölüm 2 - Harry Potter and the Deathly Hallows: Part 2 (2024) Tutsak Abigail - Abigail (2024) İç Savaş - Civil War (2024)
Arşivden Seçkiler:
Belfast (2022) Çarpıcı Kız - The Staggering Girl (2019) Mekanlar ve Yüzler - Faces Places (2018) Güzelliğin Portresi (2019) Chaos Walking - Kaos Yürüyüşü (2021) Son Kalan - Lone Survivor (2014)