Canlanan – Lenin’den Öpücükler
Hiciv romanlarıyla modern Çin edebiyatında özel bir yeri olan, 2014 Franz Kafka Ödülü’ne layık görülmüş Yan Lianke’nin, memleketi Balou Sıradağları hakkında yazdığı kitaplarından en ünlüsü, Lao She Edebiyat Ödüllü Canlanan: Lenin’den Öpücükler.
Ahalisi körler, sağırlar, çolaklar, topallardan oluşan Canlanan köyünde, harman vaktinde yağan sıcak kar nedeniyle mahsulünü kaybeden köylüler, ilçe idarecisi Liu’nun cin fikriyle dertlerinden kurtulacaklarına inanırlar: Rusya’dan Lenin’in naaşını satın alıp köydeki Ruh Dağı’na yapacakları anıt mezara koyabilirlerse, herkesin kaderi yeni palazlanan turizmle değişecektir. Liu’nun planına göre, engellerinin üstesinden gelerek eşsiz melekeler geliştirmiş köylüler, gösteri toplulukları oluşturup tüm Çin’de turneye çıkacaklardır, tabii köyün sorumlusu Mao Zhi Nine’yi ve bıdıkız torunlarını ikna edebilirlerse.
Saramago’nun yapıtlarını andıran bir toplum alegorisi, Çin tarihinin ve toplumunun düşündürücü bir hicvi, Lianke’ye özgü mitik-gerçekçi
muazzam bir roman.
“Komünist rüyanın çığırından çıkmış kapitalizme dönüşmesine dair Yan’ın postmodern karikatürü şeytani ölçüde zekice.”
– NEW YORK TIMES BOOK REVIEW
“Canlanan büyük bir mizah romanı, çılgın bir ruhu ve yaratıcı bir tekniği var. Hayali olanı gerçekle kaynaştıran, absürtle doğru olan arasında salınan, kahkahalara ve gözyaşlarına ilham veren bir rapsodi.”
- HA JIN
Çevirmen: Erdem Kurtuldu
Ölüm Çiçekleri
“Edgar Wallace’ın romanları hem çok yaratıcı hem de çok sürükleyici.”
– G. K. CHESTERTON
Edgar Wallace, klasik cinayet romanlarının formülünün ve yapısının belirlenmesinde ve türün popülerleşmesinde önemli rol oynayan yazarlardan biri. Suat Derviş’in Türkçeye çevirdiği Ölüm Çiçekleri dedektif Jack Tarling ve Çinli asistanı Ling Chu’nun arzıendam ettiği, polisiye edebiyatın en önemli eserlerinden.
Ünlü̈ işadamı Thornton Lyne parkta ölü bulunmuştur. Tek bir kurşunla öldüğü anlaşılan Lyne’ın yarasının üzerine sarılmış kanlı bir gecelik vardır ve bu gecelik yakın zamanda kovduğu çalışanı Odette Rider’a aittir.
Tüm oklar Odette’i göstermesine rağmen Çin’den henüz dönen dedektif Jack Tarling bu hoş kadının suçlu olduğuna inanmaz ve Odette’i aklamak için katili bulmaya karar verir. Ona sunulan kanıtları göz ardı eden Tarling gerçekten düşüncelerinde haklı mıdır? Eğer haklıysa bile bu kadar az ipucuyla gerçek suçluyu bulabilecek midir?
Çevirmen: Suat Derviş
Esrarengiz Ev
“Edgar Wallace’ın her romanı belli bir kalitenin üzerinde. Yazarlık yeteneği de takdire şayan.” – AGATHA CHRISTIE
Edgar Wallace, klasik cinayet romanlarının formülünün ve yapısının belirlenmesinde ve türün popülerleşmesinde önemli rol oynayan yazarlardan biri. Suat Derviş’in Türkçeye çevirdiği Esrarengiz Ev şantaj, ihanet ve cinayet dolu bir dedektif romanı.
Londra Emniyet Müdürlüğü’nden Müfettiş T. B. Smith’in işi başından aşkındır. Bunların üstüne iki adam, Smith’in komşusu olan bir milyonerin kapısının önünde vurularak öldürülmüş hâlde bulunur.
Çıkardığı tuhaf dedikodu gazetesinde şantajlar yapan gizemli bir editörün peşindeki Smith sonunda esrarengiz bir eve ulaşır. Ölen adamların bu editörle bağlantılarını da keşfedince Smith kendini her yeni ipucuyla daha da karmaşıklaşan bir labirentin içinde bulacaktır.
Çevirmen: Suat Derviş
Ve Sinem – 4
Hızlı ve kalburüstü̈ yaşam tarzının yanı sıra yüksek bir özgüvene sahip Sinem, vücut geliştirme takıntılı sevgilisi Alper, evlilik hayalleriyle yaşayan ablası Ebru, ayrılık hayalleriyle yaşayan eniştesi Engin, Engin’in işe yaramaz kardeşi Utku ve onun daha da işe yaramaz arkadaşları…
Bir yanda kahramanlarımızın alışageldikleri hayatın ellerinden kayıp gidişi, diğer yanda köklerine tutunarak ayakta kalma gayretleri… Hepsi ve daha fazlası Ve Sinem çizgi öykülerinin 4. cildinde.
Bir Aşkın Tarihi
“Evet, anlatacağım, dedi ve sen dinleyeceksin, sen bu büyük aşk hikâyesini dinleyerek kararını vereceksin, bak Güzin nasıl kadınmış… Bütün o rivayetler ne kadar adiymiş, iftiradan başka bir şey değilmiş… Onu hiçbiri benim kadar tanımaz. Güzin, kendini hediye edecek kadar kendine layık bir erkek bulamamaktan benim gibi şaşırmış, harap bir varlıktır… Şimdiye kadar kimseyi sevememiş, kalbi titremek için hazır fakat daha onu titretecek kadar mesut bir adam çıkmadı… İşte Güzin, bir genç kız ki aşk için doğmuş fakat daha sevememiş… Tanıdığı, gördüğü erkeklerin titretemediği kalbini soğuk bularak aşkı suçlamış ve aşkı inkâr etmiş bir kız…”
Servet-i Fünun dergisinde 1912’de tefrika edilen Bir Aşkın Tarihi, kitap olarak 1915’te altı kısa hikâyeyle yayımlanmıştır. Türk edebiyatının ilk psikolojik romanı Eylül’de Fransız romanında meşhur olan aşk üçgenini derin tahlillerle ele alan Mehmet Rauf, bu kitaba adını veren Bir Aşkın Tarihi adlı uzun hikâyede yine aşkı merkeze koyar. Macit ve Güzin’in Büyükada’da başlayan gönül serüvenini, Macit’in gözünden okura aktarır. Diğer hikâyelerinde de eleştirel ve incelikli bir üslupla evliliğe, namus ve ahlaka dönemin hâkim bakış açısıyla temas eder.