Callahan Günlükleri

“Kimse mükemmel değildir, doğru ama Spider Robinson mükemmel olmaya epey yakın.” – Ben Bova

“Heinlein, Sturgeon ve Asimov’un en iyi yanlarını bünyesinde barındıran bir yazar Spider Robinson.” – David Gerrold

“DERTLER PAYLAŞTIKÇA AZALIR, MUTLULUK PAYLAŞTIKÇA ÇOĞALIR, DOLAYISIYLA ENTROPİYİ İNKÂR EDİYORUZ.”

Spider Robinson, 20. yüzyılın son çeyreğindeki bilimkurgu camiasının en yaratıcı ve güçlü seslerinden biri, yeri de Douglas Adams ve Terry Pratchett gibi yazarların yanı. Callahan öykülerini bir araya getiren Callahan Günlükleri ise absürt, sarsıcı, heyecanlı ve oyunbaz bir eser.

Callahan’ın Yeri, her zamandan insana ve her galaksiden uzaylıya kapısı açık bir mekân; müdavimleri ise normalin tam zıddı kimseler: zaman yolcuları, konuşan köpekler, alkolik vampirler, sibernetik uzaylılar ve birbirlerini önemseyen bir grup insan. Burası kötü kelime oyunlarının da iyi sohbetler kadar takdir edildiği nadir yerlerden biri.

Bir zaman polisi zaman suçlusunun peşine düşüyor, uzak gezegenden bir uzaylı içini dökmek istiyor, aynanın içinde hapis kalan bir adam yardım arıyor, intiharın eşiğindeki bir telepat özel gücünden kurtulmaya çalışıyor ve her birinin yolu Callahan’ın Yeri’ne düşüyor.

Tüm bunlar olurken Callahan’ın Yeri’nin müdavimlerini çok daha büyük bir görev bekliyor: Dünya gezegeninin sonunu getirecek komploya engel olmak.

Callahan Günlükleri, kitabın empat hâli.

Ben Bova’nın sunuşuyla
Çevirmen: Doğa Özışık

Ölüm Yapayalnız Bir İştir

“Bu romanın kahramanı olan genç yazar ve amatör dedektif, aslında Bradbury’nin ta kendisi.” – Publishers Weekly

1949. Venice, Kaliforniya. Sevgilisinden uzakta, daktilosunun başında, öyküleriyle bezediği bir dünyada ayakta kalmaya uğraşan, üstünde çalıştığı romanında tıkandığını düşünen genç yazar, kendisini aniden gizemli bir cesedin karşısında bulur. Esrarengiz birinin gelip kulağına, “Ölüm yapayalnız bir iştir,” diye fısıldamasıyla başlayan tuhaf olaylar silsilesinin sırrını amatör bir dedektif gibi çözmeye çalışan yazarın en büyük yardımcısı ise amatör bir yazar olan Dedektif Elmo Crumley’dir.

Ölüm Yapayalnız Bir İştir, sadece belalı ve kederli başlığından bile tahmin edilebileceği üzere, Bradbury’nin şiirsel üslubundan nasibini alan bir noir örneği.
Çevirmen: Algan Sezgintüredi

Dünyayı Ardında Bırak

Birbirine yabancı iki aile ve beklenmedik olayların girdabında giderek bilinmezliğe ve dehşete savrulan bir hafta sonu…

Amanda ve Clay, Long Island’ın ücra bir köşesine tatile gittiklerinde akıllarında sadece New York’un keşmekeşinden uzaklaşmak, oğulları ve kızlarıyla keyifli zaman geçirmek ve bir haftalığına kiraladıkları lüks evde sahip olamadıkları bir hayatın tadını çıkarmak vardı. Ancak gecenin geç saatlerinde kapı çalındığında tüm büyü bozulacaktı.

Ev sahibi yaşlı ve siyah çift panik içinde geldiklerinde ani bir elektrik kesintisinin şehri kasıp kavurduğu haberini de beraberlerinde getirmişlerdi. İnternet kesilmiş, televizyon yayını durmuş, cep telefonları da çekmezken neye inanacaklardı? Amanda ve Clay bu çifte güvenmeli miydi?

Rumaan Alam’ın gerilim dolu romanı, ebeveynliğin, ırkın ve toplumsal sınıfların karmaşıklığını keskin bir dille ele alıyor. Dünyayı Ardında Bırak, kriz anlarında en yakın bağların nasıl yeniden şekillendiğini ve beklenmedik bağların nasıl kurulduğunu irdeleyen istisnai bir eser.

“İnsanlığın müşterek kıyametine odaklanan bir roman.”
– Carmen Maria Machado

“Işıkları söndürmeden yatmaya hazırlanın.” – Popsugar

“Tıpkı Stephen King’in Sis’i gibi, Dünyayı Ardında Bırak da bilinmeyenin dehşetini yansıtıyor.” – Rolling Stone
Çevirmen: Cumhur Özkaya

Köpük

“Bu anlattıklarımın ışığında size, kadın sahibimden ve beni evine aldığı günden bu yana geçen müşterek yaşamımızdan kim benden iyi söz edebilir?”

5 Mart 1997’de, Pendik’te bir çiftlikte İngiliz bir anne babadan doğmuştu.
Adı Maks’tı; yeni ailesine katılınca Köpük olarak değiştirildi. Köpük’le çoğu zaman “O” diye söz ettiği kadın sahibi arasında yaşanan saf, katıksız, hesapsız bir sevginin hikâyesidir okuyacağınız. Duygusal bir köpek onu anlatmaya koyulursa, hikâye aynı zamanda bir evin, bir ailenin, geçen mevsimlerin, yılların, günlerin, tekrarlanan gündelik hareketlerin ve sevgi dolu bir vedanın hikâyesi de olur. “Hayvanların bakışında derin ve biraz hüzünlü tatlı bir ışık vardır,” der bir ozan. Bu kitap, o bakışı ve o bakışın bize insanlarla ilgili gösterdiklerini de yansıtmayı amaçlıyor.

“Diğerlerini bilmem ama ben bu izlediğim görüntülerden şu iki önemli dersi çıkardım: İnsan her zaman insandır; cennet gibi ülkelerde bile ve kâh kendi türüne kâh biz hayvanlara, hatta bitkilere her türlü kötülüğü yapabilir. Bu biir! Bundan dolayı ona sıkı sıkıya uymak zorunda kalacağı kanunlar konması lazımdır, bu da iki. O kadar!”

Onuncu Ay

Istaka sesleri, çeperi yosunlu kuyular, gül kokusuyla günahları dökülen mevtalar, senfonisini kafasında taşıyanlar, hasretle çalınan klarnetler, yük hâline gelen emanetler, bitmeyen öyküler ve beklenmedik sonlar.

İlk öykü kitabı Onuncu Ay ile okura merhaba diyen Ayla Burçin Kahraman, insanı anlamayı en az anlatmak kadar ciddiye alıyor. Perdeleri aralayan, gizleri didikleyen, hakikatlere uzanan öykülerini titiz bir dille okura sunuyor. Onuncu Ay sadece harekete değil, bedenin hafızasına da kıymet veren bir anlatıcının izini sürmek isteyenler için önemli bir imkân.

“Rahmetli annesi geliyor aklına sonra. Bu kasılıp kalmış bedenin bir gün muhakkak düzeleceğine inanışı. Bıkmadan usanmadan, iyi gelir umuduyla dağda bayırda topladığı çeşit çeşit otlar. Aslanpençesi, çobançantası, biberiye. Gölgede kurumalı. Sararmadan. Kavrulmadan demlenmeli. Kısık ateşte, on dakika kadar. Fazlası safrayı bozar, yalnız iki tutam. Yemeklerden sonra bir su bardağı, ılık ılık.”

HaftaninFilmi.com’dan Filmler

Gösterimdekiler (15. hafta):
Nuh'un Gemisi -Noah's Ark (2024) Bodrum Seferi (2024) Omen: İlk Kehanet - The First Omen (2024) Vincent Ölmeli - Vincent Must Die (2024)
Arşivden Seçkiler:
Aşk Treni - Chennai Express (2014) Zalo (2021) Mutlu Oyuncak Dükkanı (2022) İncir Reçeli 2 (2014) Sezar Ölmeli - Caesar Must Die (2012) Cin Perdesi (2022)