Cadının Yüreği
“Madeline Miller’ın Ben, Kirke’sini sevenler için birebir.” – Library Journal
“Neil Gaiman’ın İskandinav Mitolojisi’ni ve Joanne M. Harris’in Loki romanlarını seven okurlar için eşsiz bir yeniden anlatım.” – Booklist
“Kadim İskandinav tanrılarının puslu diyarına uzanan benzersiz bir yolculuk. Kitabın merkezinde ise sevdiklerini korumak için çağlar boyunca fedakârlıklar yapan bir cadı duruyor.” – Margaret George
Derler ki, yaşlı bir cadı yaşarmış doğuda…
Bu cadı güneş ve ayı kovalayan kurtlar getirmiş dünyaya.
Derler ki, Asgard’a gitmiş ve üç kez ateşe verilmiş, üç kez yeniden doğmuş kaçmadan önce. Derler ki, eşsizmiş büyüsü, kâbusuymuş tanrılar tanrısı Odin’in bile. Derler ki, yaralı dudakları ve sivri dili olan bir adamı sevmiş,
Loki derlermiş adına. Derler ki, doğurduğu çocuklar tanrıların alacakaranlığını, Ragnarök’ü getirmiş. Ve yine derler ki, kendisi direnmiş Ragnarök’ün alevlerine sonuna kadar, kalbi dışında her şey bir kez daha küle dönene kadar.
Ancak kimisi onun hâlâ yaşadığını söyler.
İnsanlar ölür, tanrılar ölür ama o yaşamaya devam eder…
Cadının Yüreği’nde Genevieve Gornichec, İskandinav mitolojisinin göz ardı edilen ancak kıyametin gelmesinde doğrudan rol oynayan buz devi cadı Angrboda’nın hikâyesini anlatıyor. Loki’nin Asgard tanrılarından gizlediği eşi; Fenrir, Hel ve Jormungundr’un annesi; Odin’in alt edemediği rakibi Angrboda, bu kibirli tanrılar dünyasında kendi destanını yazma fırsatına ilk kez kavuşuyor.
Çevirmen: Ceren Gürein
Şafağın Robotları /
Robot Serisi 3. Kitap
İlk olarak 1953 yılında, Galaxy Magazine’de tefrika edilen Çelik Mağaralar’ı yazarken Isaac Asimov’un aklında bilimkurgunun tek başına sınırlı bir tür olmadığı, edebiyatın her türüne uygulanabileceği fikri vardı. Dönemin popüler türlerinden olan dedektif öyküleri ile bilimkurguyu başarıyla birleştirerek türe farklı kapıları açtı. Vakıf Serisi’nden birkaç yıl sonra yayımlanan ve Galaktik İmparatorluk’un yükselişi, çöküşü ve onu izleyen iki Vakıf’ın kurulmasıyla sonuçlanan uzak geleceğin binlerce yıl öncesini anlatan, Asimov’un kompleks evreninin diğer parçası Robot Serisi böylece şekillenmeye başladı.
Dedektif Elijah Baley, “tuhaf” bir cinayeti çözmesi için bir Uzaycı gezegeni olan Aurora’ya çağrılmıştı. Öldürülen, yani zihni bloke edilen ise bir robottu. Genel kanı ise bunu yapabilecek tek kişinin Baley’nin daha önce yardım ettiği Han Fastolfe olduğuydu. Baley’nin ve robot ortağı R. Daneel Olivaw’ın Dünya’nın uzaya açılmasında en büyük umudu olarak görünen ve cinayeti işlemediğini söyleyen Fastolfe’un masum olduğunu kanıtlaması gerekiyordu. Aksi hâlde hem Dünya hem de Elijah Baley için tehlike çanları çalmaya başlayacaktı.
Çevirmen: Cihan Karamancı
Firefly: Basbayağı Kahraman
Özlenen uzay westerni Firefly evreninde geçen, dizinin yaratıcısı Joss Whedon’ın danışman editörü olduğu bir roman!
Tehlikeli bir kargo. Kayıp bir kaptan. İntikamcı bir ordu.
Rutin bir iş gibi görünüyordu, Persephone gezegeninden alınan beş kasa onu bekleyen alıcıya ulaştırılacaktı. Ve Tanrı biliyordu ki Kaptan Reynolds eğer Serenity’yi uçurmaya devam etmek istiyorsa para kazanmalıydı.
Ama müşteri Badger’dı ve Badger’ın olduğu hiçbir iş sorunsuz olmuyordu. Kasalar, en ufak sarsıntıda infilak edebilecek patlayıcılarla doluydu.
Kalkıştan hemen önce Mal kaybolmuştu. Kargonun her geçen dakika patlama riski artarken ve Birlik gemilerinin ilgisi inatçı kaçakçı gemisine kayarken ikinci kaptan Zoe, kaptanı kurtarmak ile tayfayı korumak arasında karar vermek zorunda kalacaktı.
Bu arada, Persephone’de bir grup Kahverengiceketli isyankâr gazinin, rezil yenilgilerinden sorumlu olan herkesten intikam almak için her şeyi yapmaya hazır olduğu dedikoduları yayılıyordu. Mal’in savaşla ilgili sakladığı karanlık bir sırrı mı vardı? Ve Serenity tayfası onu çok geç olmadan bulabilecek miydi?
“Yine dokuzumuz da gemideyiz. İş bakımından ne bulabiliriz diye Siyahlık’a çıkıyoruz. Her zamanki gibi: Ne iş olursa, paralıysa alacağız. Durumlar iç açıcı olmasa da yapacak bir şey yok. Bu evren iyicil yahut adil değil ve kimseye bir rızık borcu yok.”
Çevirmen: Derviş Sağırgürgen
Yayan Yapıldak
Yol, başladığı gibi bitmeyi de bilen ama bitmeyen, daralıp genişleyen, yapan, onaran, yeniden var eden yegâne şey. İnsandan başlayıp insanla bitmenin başka adı. Doğaya, şiire, geçmişe ve geleceğe uzanan bir el.
Haydar Ergülen, Yayan Yapıldak’taki denemeleriyle dünden bugüne, bugünden yarına uzanan bir yol alfabesi kazandırıyor bize. Bazen nesnelere, bazen kavramlara, bazen de hayvanlara yepyeni anlamlar katıyor.
Göğ’e ve Su’ya götürmek için evvela yola çıkarıyor bizi.
“Merakımız var, hevesimiz var, yaşama aşkımız var, kalbin göğüne mi desek göğün kalbine mi, ikisi de gönülden geçer, bakasımız var, öyleyse kanatlarımız da var demektir! Ne duruyoruz? Kanatlarımızı açalım, onlar dünden hevesli. Sorun diyorlar, sora sora, bakın diyorlar, baka baka, düşleyin diyorlar, düşe kalka, uçun diyorlar, heves denizinde, merak göğünde, bata çıka, özgürlük ancak o zaman kuşlar gibi ve kuşlarla aynı hizada.”
Suret Sayı: 12 – Psikokültürel Analiz – Kara Ayna
DOSYA: KARA AYNA İLGİNÇ ZAMANLAR
“İçinde yaşadığımız internet uygarlığı gitgide her şeyi yansıtıcı bir yüzeye dönüştürüyor. Ekranlarda her gün insan olmanın bin bir yüzüyle karşılaşıyoruz. Hem bizi bir araya getiriyor hem de gitgide daha çok ayırıyor; tüm dürtülerimizin oyun alanı oluyorlar. Kapatma tuşuna bastığımız anda ise karşımızdaki cıvıl cıvıl evrenler yok oluyor ve kapkara bir camla karşılaşıyoruz.
Edebiyatta, sinemada, sosyal bilimlerde bu ‘kara ayna’lar uygarlığı, gelecekte toplumların ve bireylerin ruhsallığı konusunda hem ütopik hem de distopik öngörülerde bulunuyor. Covid-19 dünyası da bu distopik ‘kara ayna’ öykülerini anımsatıyor: Karantinaların, tekinsiz bir iç/dış nesne olan virüsün, “sosyal” mesafelerin ve maskelerin dünyası… Bu cesur yeni dünyanın ve içinden geçtiğimiz ‘ilginç zamanların’ toplumsal ve bireysel düzeyde ne gibi değişim
ve dönüşümlere yol açtığını hep beraber izlerken bizler de bu döneme ayna tutarak onu hem ruhsal hem de toplumsal açıdan yazmak istedik,
umarız keyifle okursunuz.” – Editör’den
• Barış Özgen Şensoy • Burçak Erdal
• Didem Danış • Gülru Hotinli
• Hakan Kızıltan • M. Işıl Ertüzün
• Mehmet Ekinci • Meral Erten
• Ozan Erözden • Özgür Öğütcen
• Reşit Canbeyli • Sanem Tayman Eksin
• Sinan Tınar • Tuba Tokgöz
• Yavuz Erten • Yusuf Atabay • Joy A. Dryer & Ruth M. Lijtmaer