SPANGLISH

‘Bizim aramızda mesafe olamaz!’

Bazen ağlamanız gerekir. Durup durup kafanızı kurcalayan bazı şeylerden sonra TV’ye boş gözlerle bakarken bir filme rastlarsınız ve sonuna kadar seyrederken çok derin anlamlar çıkarırsınız. Sonunda da cast listesi ekranda akarken gözyaşlarınız da gözlerinizden akar. İşte öyle bir gece oldu benim için. Belki de film başarısız bir filmdir ama ben şu anda ailemi özlediğim için duygusal davranıyorumdur bilmiyorum… Bu hafta sizlerle bir vizyon filmiyle ilgili fikirlerimi yayınlamayı planlamıştım ki, Spanglish isimli filmle karşılaştım. Daha önce de seyretmiştim fakat ciddiye almamışım ki sonunu hatırlamıyordum. Bu gece tesadüfen görünce durdum ve seyrettim. İyi ki de seyretmişim. Etkilendim, deşarj oldum…

Bizlere ne kadar uzun gibi görünse de gerçekten kısa ömre sahip canlılarız. Yaşadığımız hayatlarda çoğumuzun beklentisi, arayışı farklı. Pek çoğumuzun da aynı olan arayışı ise bir aşk… Mutlu bir beraberlik için üç temel basamağın doğru olması gerekir, insane, zaman, mekan. Bu bir sac ayağına benzer, içlerinden biri yanlış olduğunda aşk ayakta duramaz, düşer. Olasılıkların içinde en üzücüsü, doğru insanla yanlış zaman ve mekanda karşılaşmaktır bence… Bir de aile olmak var Spanglish’de. Anne-kız ilişkisinin önemini vurguluyor. Tabii ki bu sadece kız çocukları için geçerli değil bence, tüm çocukların anneleriyle kopmaz bir bağı vardır. Filmde beni en çok etkileyen sahne, anne Flor’un kızına, ‘bizim aramızda mesafe olamaz!’ diye haykırışıydı. Evet, anne-çocuk arasında mesafe olamaz. Fiziki mesafe ne kadar uzun olursa olsun, sevgi bağı onları hep yanyana tutar…

Spanglish, 2004 vizyon tarihli bir ABD yapımı. Yapımcısı, yönetmeni ve senaristi de James L. Brooks. 131 dakikalık filmin başrollerinde Adam Sandler ve Paz Vega’yı görüyoruz. Performanslar güzel. Senaryoyu etkileyici bulduğumu tekrar söylememe bile gerek yok. Aslında çok orta derece bir film olmasına karşın insanın ruhuna dokunuyor. IMDB puanı 6.5’te kalmış, bence az olmuş… Filmin kısa özeti şöyle; Flor Meksika’dan Los Angeles’a daha iyi şartlar için göç etmiştir bir kız çocuk annesidir. Burada John ve Deborah Clansky çifti tarafından evlerine bakıcı olarak işe alınır. Önünde koskoca bir yabancı dil sorunu vardır. Bu yetmezmil gibi Clansky ailesinin kendi içindeki bazı sorunları da Flor’u etkiler. Üstüne üstük bir de aşk kokusu hissedilmeye başlanınca Flor’un işi iyice zorlaşır… Film komedi barındırmayan bir romantik dram bence. Doğru kişiyi yanlış yer ve zamanda bulanların muhakkak seyretmesi gerek. Öte yandan film, anne-kız ilişkilerini, sosyo-ekonomik açıdan iki farklı boyutta inceliyor… Henüz seyretmediyseniz bence seyredin. Vizyon yılında seyrettiyseniz de şimdi tekrar seyredin derim. Ayırdığınız vakte değiyor…

Tüm ilişkilerinizdeki mesafelerin sıfırlandığı, sevdiğiniz tüm insanlarla aranızda kuvvetli bağların oluştuğu, huzur dolu günler diliyorum…

Sevgi ve Saygılarımla…

Göksel Aksel

HaftaninFilmi.com’dan Filmler

Gösterimdekiler (19. hafta):
MAKKA: Cinn-i Azap (2024) Gece Avı - Bloodline Killer (2024) Süper Ajan Bernard: Görev Mars - Bei Ken xiong 2: Jinpai tegong (2024) Süper Köpekler - The Barkers Pursuit of Adventure (2024) Görücü (2024) Çingene Kızı Zeugma (2024) Beyaz Eşya (2024) Kırmızı Pabuçlar - The Red Shoes: Next Step (2024) Maymunlar Cehennemi: Yeni Krallık - Kingdom of the Planet of the Apes (2024) Düşmanların En İyisi - Best of Enemies (2024)
Arşivden Seçkiler:
New York'ta Yağmurlu Bir Gün - A Rainy Day In New  York (2019) İz - Reç (2011) Korkunç Gece Hikayeleri - A Night of Horror: Nightmare Radio (2021) Mel-Un (2016) Veda (2010) Kuyu - The Hole in the Ground (2019)

Leave a comment