Bioshock: Rapture Şehri
Dünyanın en çok satan bilgisayar oyunlarından Bioshock’ın başlangıç hikâyesi… Sualtı şehri Rapture’ın bilinmeyen gerçekleri… Bir ütopyanın adım adım distopyaya dönüşümü…
II. Dünya Savaşı’nın sonuydu. Franklin D. Roosevelt’in Yeni Düzen’i, Amerika siyasetinin gidişatını değiştirmişti. Vergiler hiç olmadığı kadar yüksekti. Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombaları, bütün dünyaya toplu bir ölüm korkusu saldı. Devletlerin istihbarat birimleri yükselişteydi. Amerika’nın özgürlük anlayışı yok oluyordu ve pek az insan özgürlüklerini kazanmak için savaşmaya hazırdı.
Ancak bu insanlar arasındaki bir hayalperest, zorlu yollardan geçmiş bir mülteciyken dünyanın en zengin ve en hayranlık uyandırıcı adamlarından birine dönüştü. İşte o adam: Andrew Ryan! İnsanların hep daha iyisini hak ettiğine inanan bir vizyoner. Bu yüzden dünya üzerinde bir ütopya yaratıp imkânsızı gerçekleştirmeye kararlı. Öyle bir ütopya ki devletten, sansürden, bilim üzerindeki ahlaki sınırlamalardan uzak, emeklerinizin karşılığını aldığınız bir yer. İşte Rapture, denizin altındaki o parıltılı şehir bu fikirle ortaya çıktı…
Ancak bu ütopya büyük bir trajediyle yüzleşti.
Her şey böyle başladı… her şey böyle son buldu.
Amerika
“Bu siyah-beyaz hikâyeyi süsleyen tek bir poetik metafor yoktur. Üslubunun duruluğu, fantazisinin karanlık zenginliğini öne çıkarır. Karşıtlık ve birlik, üslup ve konu, tarz ve olay örgüsü mükemmel bir biçimde bütünleşmiştir.”
– Vladimir Nabokov
Franz Kafka, ilk romanı Amerika’da karıştığı bir skandal yüzünden ailesi tarafından Amerika’ya gönderilen Karl Rossmann’ın hikâyesini anlatır. Sürgün edildiği bu “yeni dünya” görüş alanına girdiği anda çarpık görünür Rossmann’a: Özgürlük Heykeli meşale değil, kılıç tutmaktadır. Yaşama dair tanıyıp bildiği ne varsa boşa çıkar, talihi onu nereye sürüklerse sürüklesin ayak diremeden kabullense de bir türlü kendini anlatamaz, ne de diğerlerini anlayabilir. Eski dünyadan getirdiği masumiyeti bir prangaya dönüşen Karl Rossmann yeni bir dünya keşfeder fakat kendi kaybolmuştur.
Vardiya – Wool Serisi 2. Kitap
Yayımlandığı andan itibaren fenomen olan, son yılların en başarılı ve en çok satan eserlerinden bilimkurgu-distopya serisi Wool’un ikinci kitabı Vardiya, yeryüzünün neden zehirle kaplı olduğunu ve gizem dolu siloların yapılış hikâyesini anlatıyor.
Silolar neden yapıldı?
Dünyanın sonu nasıl geldi?
Yıl 2049. Amerika – İran savaşı yüzünden insanlar her zamankinden daha güvensiz hissediyor. Genç meclis üyesi ve mimar Donald Keen, Senatör Thruman’ın talimatıyla “sadece nükleer bir savaş durumunda kullanılmak üzere” olduğu söylenen devasa yeraltı silolarının planlarını hazırlamayı üstleniyor. Kendisine söylenenlerin ne kadarı doğru? Dünyayı bekleyen tehlike aslında ne kadar büyük?
Yıl 2110. Silo 1’in şefi Troy dondurucuda geçirdiği uzun uykusundan uyanıyor. Hem kendi silosunun hem de isyanların baş gösterdiği diğer siloların güvenliğini sağlaması gerekiyor. Fakat Troy unutmuş olması gereken geçmişini ve gerçek kimliğini yavaş yavaş hatırlamaya başlayınca işler kontrolden çıkmaya başlıyor.
Büyük İsyanın Yaşandığı Yıl. Silo 18’de yaşayan on yedi yaşındaki Mission Jones ve silonun diğer insanları, kendilerini bekleyen tehlikeden habersizce hayatta kalma mücadelesi veriyorlar.
Vaiz Cilt 4: Evvel Zaman
KÖTÜ. BETER. VE ÇİRKİN.
Meşhur VAİZ özel sayılarını bir araya getiren EVVEL ZAMAN, Vaiz Jesse Custer’ın hikâyesindeki acayip yardımcı oyuncuların geçmişlerine yakından bakma imkânı veriyor.
KATİLLERİN AZİZİ’nde Custer’ın en büyük düşmanının geçmişine tanık olmak için vahşi batının buz gibi düzlüklerinden Cehennem’in aşırı sıcak köşelerine yolculuk edeceksiniz.
ESKİ DOSTLAR’da bataklık kasabasının derinliklerine girme cesaretini göstererek ahlaksız taşralılar Jody ve T.C.’nin heyecan dolu, aksiyon filmlerinin taşlamalı bir parodisi olan macerasına tanık olacaksınız.
ADI LAZIM DEĞİL’İN HİKÂYESİ’nde ise banliyönün derinliklerine dalarak serinin belki de en tuhaf –ve kesinlikle en çirkin– karakterinin kökenini öğreneceksiniz.
HaftaninFilmi.com’dan Filmler
Arşivden Seçkiler:
