HAZİNE AVCILARI 21 MART’TA SİNEMALARDA!
HAZİNE AVCILARI / MONUMENTS MEN
Başarılı aktör ve yapımcı George Clooney’nin yönetmenliğini üstlendiği Hazine Avcıları, İkinci Dünya Savaşı döneminde geçiyor. Gerçek bir hikâyeden beyazperdeye uyarlanan filmde, bir grup tarihçi ve sanat uzmanın bir araya gelmesiyle oluşan ekip, Naziler tarafından ele geçirilen ve heran yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan önemli sanat eserlerini kurtarmaya çalışıyor. Filmin başrollerini ise George Clooney, Matt Damon, Bill Murray, John Goodman, Jean Dujardin, Bob Balaban, Hugh Bonneville ve Cate Blanchett paylaşıyor.
Tarihteki en muhteşem hazine avı hikâyelerinden birine dayanan Hazine Avcıları/Monuments Men dramatik öğeler de barındıran aksiyon dozu yüksek bir film. Müze yöneticileri, mimarlar ve sanat tarihçileri gibi alanlardan gelmiş askerlikle hiç alakası olmayan yedi sanat aşığı insanın Nazi hırsızlardan dünyaya mal olmuş sanatsal başyapıtları kurtarma ve asıl sahiplerine iletme hikâyelerini anlatıyor. Bu eserler düşman hattının arkasında bir yerlerde saklanırken, bu insanlar amaçlarına ulaşabilecek mi? 1000 yıllık kültürel birikiminin yok edilmesini durdurabilmek için, Hazine Avcıları zamana karşı bir yarışın içinde olduklarını anlayınca, insanoğlunun ortak mirasını korumak için canlarını tehlikeye atmaktan çekinmeyeceklerdir.
“Hazine Avcılarının asıl hikâyesini günümüzde çok az insan biliyor,” diyor bu nefes kesici macera için tekrar yönetmen koltuğuna geçen George Clooney ve ekliyor “Sanatçılar, Sanat tüccarları, mimarlar bu insanlar savaşa alınma ya da gönüllü olma gibi düşünceleri olmayan insanlardı. Bu maceraya atıldılar, çünkü kültürün yok edilebileceğini düşünüyorlardı. Eğer başarısız olurlarsa, bu 6 milyon sanat eserinin harap edileceği anlamına gelecekti. Bunun olmasına asla izin veremezlerdi ve hakikaten de izin vermediler.”
2. Dünya Savaşı filmi yapmak, Clooney ve filmin ortak yapımcısı Grant Heslov için hayli çekiciydi. “The Great Escape (Büyük Firar), The Dirty Dozen (12 Kahraman Haydut), The Guns of Navarone (Navaron’un Topları), The Bridge on the River Kwai (Kwai Köprüsü”) filmlerinde göz alıcı bir çekicilik var,” diyor Clooney ve ekliyor “Bu filmlerde, hikâyeye hayran olduğunuz kadar karakterlere ve oyunculara da hayran olursunuz. Biz de Hazine Avcıları’nı, çağdaş oyuncuları bizim tarzımızla bir araya getiren bir yapım halinde oluşturmaya çalıştık. Aslında bu filmi tam anlamıyla ‘savaş filmi’ olarak düşünmedik, bu bir soygun filmi” diyor Clooney “Sonra ilk gün sete gittik ve herkes askeri teçhizatı giydi, kasklarını taktı.” “Biz alaycı filmler yaptık, ama genelde çok da alaycı insanlar olduğumuz söylenemez,” diyor Clooney ve devam ediyor “bu sefer alaycı olmayan bir film yapmak istedik, dosdoğru, eski moda, sonuca doğru ilerleyen bir film.”
Hikâye için malzeme ararken Heslov yakın zamanda okuduğu Robert M. Edsel ve Bret Witter’in ‘The Monuments Men’ adlı kıtabını Clooney ile paylaştı. Burada kahramanlıkla bezenmiş iyimser bir hikâye fırsatı vardı tehlikelerle dolu yaşanmış bir hikâye.
“Bu hikâye diğerlerinden çok farklı bir bakış açısıyla İkinci Dünya Savaşını sunuyor.” diyor paha biçilemeyen sayısız eserin kapalı tutulduğu yerin anahtarını taşıyan Claire Simone rolündeki Cate Blanchett. “Bu adamlar savaştan daha yüksek bir ülkünün tahrikine kapılmış durumda. Dünyanın ihtişamlı müzelerinde çalışan, işlerini hafife aldığımız insanlar böyle bir ekiple ve görevle karşımıza geliyor. Bu neredeyse imkânsız bir görev. Bir yandan da mantıksız: asker olmayan birkaç adam cephede en ön sıraya giderek bir camı, duvarı ya da heykeli kurtarmak için komutanlardan bir binayı bombalamayı durdurmalarını istiyorlar. Tarihi korumak için bu yaptıkları sıra dışı, özverili bir hareket.”
Hazine Avcıları zamanla da yarışıyorlar. Müttefik güçler Berlin’e yaklaştıkça Hitler’in yenilgiyi hazmedememesi iyice belirginleşmektedir. Eğer Almanya’ya o sahip olamayacaksa kimse olamayacaktır. “Eğer ölürsem’ diyor Hitler, her şeyi yıkın! ’ Köprüler, demiryolları, iletişim araçları – bu sanatı da kapsar. Her şeyi!”
Böyle büyük oyuncuların aynı filmde beraber çalışması sancılı olur diye düşünülebilir ama Clooney tam tersi olduğunu söylüyor. “Bütün bu kadro genellikle oynadıkları filmlerde başrol oluyorlar, ama kendileriyle o kadar barışık insanlar ki oynadıkları sahneyi sahiplenme ihtiyacı hissetmiyorlar.” “Ekibin ruhuna tam bir cömertlik havası hâkimdi. Herkes çok istekliydi çünkü birbirlerinin arkadaşlıklarından keyif alıyorlardı.”
George Clooney, önde gelen sanat tarihçisi Frank Stokes rolüyle ekibe liderlik ediyor. “Başta Harvard’ın en eski müzesi olan The Fogg Museum’da sanat restorasyonu yapıyor.” diyor Clooney “Hâlihazırda 1. Dünya Savaşı’nda yer almış ve savaşın nasıl bir yıkım getireceğinin farkında olan Stokes doğuştan lider.” diye özetliyor.
Bill Murray, George Clooney’nin ona ilk defa projeyi anlatmasıyla çok heyecanlanmış. “Çekimlere başlamadan kabaca iki yıl önceydi, duyar duymaz ‘Tanrım, çok harika görünüyor. Bu filmde rol almayı çok isterim!” dedim.” diyor Murray ve ekliyor “Hikâyeye gerçekten bayıldım, 2. Dünya Savaşı’nda çalıntı sanat eserlerini kovalamak… İçinde her şey var. Bir aksiyon filmi, ama aynı zamanda iyi bir amaç uğruna çabalayan iyi adamların macerası. Muhteşem olur diye düşünmüştüm ve oldu.”
KÜNYE
Yönetmen: George Clooney
Oyuncular: GEORGE CLOONEY, MATT DAMON, BILL MURRAY, JOHN GOODMAN, JEAN DUJARDIN, BOB BALABAN, HUGH BONNEVILLE ve CATE BLANCHETT
Senaryo: George Clooney, Grant Heslov
Eser: Robert M. Edsel, Bret Witter
Süre: 118 dk
İthalat: 20th Century Fox
Dağıtım: Tiglon
[flickr-gallery mode=”photoset” photoset=”72157635074888062″]