Alacakaranlık İtirafları
“Yamamoto, sen bir insanı öldürmenin ne kadar zor olduğunu hiç düşündün mü? Önceden planlayıp cinayet işlemek, bir şeytan olmadığın sürece yapabileceğin bir şey değil.”
Japon polisiyesinin temellerini atan yazarlardan biri olan ve Japonya’nın en ünlü polisiye yazarı Edogawa Ranpo’yu da etkileyen Şiro Hamao, Alacakaranlık İtirafları’nda tıpkı Şeytanın Çırağı’nda olduğu gibi yine heyecan ve gizem dolu üç uzun öykü anlatıyor.
İlk uzun öykü “Alacakaranlık İtirafları”nda doktor Masao Yamamoto, hastane yatağındaki arkadaşı Ryūtarō Ōkawa’ya karanlık sırlarla dolu itiraflarda bulunur. “Rüyada Cinayet”te Tōjirō cinayet işlemeye karar verir ama işlediği cinayetleri hiç hatırlamaz ve rüya ile gerçek arasında kapana kısılır.
“Yoldaki Suçlu”da ise bir tren yolculuğu rahatsız edici olayların yaşandığı
bir korku treni yolculuğuna dönüşür.
Çevirmen: Nilay Çalşimşek
İnsansız Tanrılar
Hari Kunzru, teknoloji ve popüler kültür alanlarında gazetecilik yaparak geliştirdiği bilgi birikimini, post-kolonyal edebiyat anlayışı ve insan hakları hassasiyetiyle birleştirerek siyasi boyutu eksik olmayan modern romanlar yazıyor. Granta dergisinin 2003’teki en iyi 20 genç Britanyalı yazar listesinde yer alan Kunzru, zamanında kazandığı John Llewellyn Rhys Ödülü’nü, sponsor Mail on Sunday’in göçmen karşıtı haber anlayışından dolayı reddetmişti.
Çölde bir rahip, siyanürlü bir gümüş madeni, gizemli bir yerli dili, bir Amerikan bombardıman uçağı, bir UFO kültü, kafası kıyak bir rock yıldızı, figüranlık yapan bir Irak göçmeni… Belki de hepsini birbirine bağlayan bir “çakal”… New York’ta finans algoritmaları yazan, Sih kökenli matematik dehası Jaz ile yayıncı eşi Lisa, dört yaşındaki otizmli çocukları Raj’ı Mojave Çölü’ne yaptıkları gezide kaybederler. Binbir maceradan sonra tekrar bulunduğunda Raj değişmiş, bambaşka biri olmuştur… İyi de kim?
Farklı zamanları, mekânları, hikâyeleri aynı prizmada birleştiren, rengârenk bir anlatıdan bembeyaz bir çöl aydınlanması çıkaran tersine bir elmas.
“Michael Cunningham’dan Saatler ve David Mitchell’den Bulut Atlası…
Bunlara Hari Kunzru’nun göz kamaştırıcı ve zekice İnsansız Tanrılar’ını ekleyebiliriz.” — DOUGLAS COUPLAND
“DeLillo ve Pynchon gibilerinin en iyi yapıtlarıyla karşılaştırılmayı hak eden bariz bir Amerikan romanı.” — SALON
“Bir romanın çok güzel yazılmış yankı odası.” — DAVID MITCHELL
Çevirmen: Burcu Denizci
Kaos Prensi / Amber Yıllıkları 10
Amber Yıllıkları sona eriyor.
“TÜM YOLLAR AMBER’E ÇIKAR…”
İhanetler, hileler, suikast girişimleri ve kanlı aile entrikaları Merlin’i, nam-ı diğer Merle Corey’yi Kaos Sarayları’na taşır. Kaos Kralı Swayvill’in ölümü üzerine, kendini beklenmedik bir şekilde Kara Gözlem altında bulur. Annesi Dara ve dayısı Mandor tarafından tasarlanan bir dizi geleneksel ölümcül “kaza” sayesinde tahtın üçüncü sıradaki vârisidir.
Gerçi Merlin’in bu konuda şüpheleri vardır, ancak sorularını dillendirmekten fazlasını yapamadan, Amber’deki Desen ile Kaos’taki Logrus arasındaki tüm çoklu evreni yok edebilecek mücadeleye bir kez daha kapılır.
Merlin’in nihai hükümdarlığa giden yolculuğu kolay olmayacaktır. Zira karanlık büyüler hâlâ onu beklemektedir. Amber ve Kaos arasında susturulması gereken ölümcül bir anlaşmazlık vardır. Ve uzun zamandır öldüğüne inanılan babasının, tutsak edildiği büyüden kurtarılması şarttır.
Çubuklu, Hayaletçark ve aklıyla donanmış olsa bile, Merlin’in hayatta kalması için bir mucize gerekecektir.
Amber Yıllıkları’nın onuncu kitabı Kaos Prensi, tüm zamanların en muhteşem fantastik serilerinden birine destansı bir son getiriyor!
“Tam bir Yeni Dalga yazarı, o kadar cüretkâr ki bazı köhne ikonları rahatsız etmeden hiçbir şey yazamazdı.” — David Brin
Çevirmen: Niran Elçi