Kent

ULUSLARARASI FANTAZİ ÖDÜLÜ

“Ateşler gürleyip rüzgâr kuzeyden estiğinde köpeklerin anlattığı öykülerdir bunlar…”
Onu diğer birçok bilimkurgu yazarından ayıran pastoral, nazik bir üsluba sahip olan Clifford D. Simak, bilimkurgunun altın çağının ürettiği ilk üstatlardan biri. Simak’ın en şöhretli kitaplarından olan ve birbirine bağlı öykülerden oluşan Kent ise yazarın fikir dünyasını en kapsamlı şekilde ortaya koyan eseri.

Milyonlarca yıl gelecekte, Köpek toplumu, İnsan denen mitolojik bir yaratık hakkındaki öykülere sahiptir. Köpekler, robot hizmetkârlarıyla beraber doğayla iç içe, barışçıl bir hayat sürmektedir. Kent ve savaş gibi şeyleri akla hayale sığmaz kavramlar olarak görürler. İnsanlar, birer masal kahramanıdır onlar için.

Ucuz atom enerjisi yaygınlaşmış, topraksız tarım geleneksel tarımın yerini almış, herkesin sahip olabileceği kişisel helikopter ve uçaklar sayesinde uzak mesafe diye bir şey kalmamıştır. İnsanların toplu halde yaşamasını gerektiren tüm unsurlar ortadan kalktığından kentler boşalmaya başlamıştır.

Önündeki engelleri bir bir yıkan İnsanlık, yeni ufuklara açılmaya hazırdır artık. Tüm bu gelişmelerin merkezinde ise insanlık tarihinde kilit bir rol oynayacak Webster ailesi bulunmaktadır. Webster ailesinin bireylerinin hikâyeleri, çok uzun bir zaman boyunca anlatılmaya devam edecektir.

Kent, geleceğin efsanelere dönüşmüş hali.

Çevirmen: Kemal Baran Özbek

Benden’iz James Joyce

Memleketin kimine göre en güzel, kimine göre en karanlık zamanları olan
Gezi Direnişi günlerinde James Joyce, Taksim’de ne yapıyor olabilir?
Edebiyat tarihinin en önemli yazarlarından biri bugünlerde karşınıza çıksa ne hissedersiniz? On yıllar evvel hayatını kaybeden tanınmış bir yazar, çevirmeniyle karşılaşırsa sohbetin konusu yalnız edebiyat mı olur dersiniz? Yahu bunlar çapulcu mu sahiden? Yani böyle bir şey olabilir mi?

Benden’iz James Joyce dünya edebiyatının en önemli yazarlarından biri olan James Joyce’u ve eserlerini daha iyi anlamak, hatta onunla arkadaş olmak isteyenler için bir imkân sunuyor okurlara. Fuat Sevimay’ın kaleminden gizemli, komik ve tanıdık bir roman.

“Şu sana İstanbul’da anlattıklarımla ilgili makaleler yaz demiştim ya. Aslında onları toparlayıp romana çevirsen. Yazarın çevirmene, çevirmenin okura, okurun kitaba dönüştüğü bir şey.

Ne dedi o? Yok canım. Beni kafakola alıyor. Hayır, hayır. Ciddi. Tüm bunları ben yapacağım. Yüzümdeki gülümseme orman yangını gibi yayılıyor

“Harbi mi baba? Yapabilir miyim?

“Eti kemiğinden sıyırmak için bıçak gerek, senin bıçağın da dilin. Türkçe.

Doğuya baktım, şafak söküyor. İstanbul oralarda bir yerlerde. Bir an önce zamanıma, evime dönüp başlasam. Zor ama içinden çıkılmaz değil. Denemeli. Peyderpey hallederim. Joyce hâlimin farkında. Bir şey söylemeli. Hissediyor.

“Merak etme. Ben sana yardımcı olurum.”

HaftaninFilmi.com’dan Filmler

Gösterimdekiler (18. hafta):
Umudunu Kaybetme - The Old Oak (2024) Grabuna (2024) Üç Günlük Dünya (2024) SOBE: Sakallı Bebek (2024) Hanna ve Minik Canavarlar - Hanna And The Monsters (2024) Çocuk Kalbi (2024) Tarot - Horrorscope (2024) Tereddüt Çizgisi (2024) Bakkal Amca: Mahmut Tuncer (2024) Sinemada İtiraz Ediyorum (2024) Şahsi Meselemiz Merkez Üssü Hatay (2024) Küçük Prens Karlar Ülkesi - The Swiss Adventure (2024) Back to Black (2024)
Arşivden Seçkiler:
“Üç Harfliler: Nazar” (2024) Son Durak - Fruitvale Station (2013) Geçmişin Laneti - Visions (2015) Hatırla - Remember (2016) Çok Uzak Fazla Yakın (2016) Sosyal Ağ - The Social Network (2010)