“1930: Yalancı Bahar”
Tarih romanı yazarı Zekeriya Yıldız’dan yine gündem yaratacak, ses getirecek bir eser: “1930: Yalancı Bahar.”
Hasbahçede Sonbahar ve Sürgün Sultan romanları büyük ilgi gören Yıldız, bu eserinde, Türkiye’nin çok partili sisteme geçişinde acı bir hatıra olarak kendisini hissettiren Serbest Fırka olayını bilinmeyen yönleriyle kaleme alıyor. Romanda, demokrasi için umutlanan bir milletin nasıl bir oyuna getirildiğinin hikayesine de tanık oluyoruz. Nesil Yayınları’ndan çıkan 1930: Yalancı Bahar’da bugüne kadar hiç duymadığımız ve bilmediğimiz acı gerçeklerle karşılaşıyoruz…
Yıl 1930…
Adı cumhuriyet olan Türkiye, fiilen hâlâ cumhuriyet idaresine dönüşebilmiş değil. Muhalefet yok. Muhalif basın yok. Eleştiri yok. Ekonomi darboğazda. Yolsuzluk ve rüşvet iddiaları kavuruyor her bir yanı.İnsanlar devlet dairelerinden umut değil, umutsuzluk devşiriyorlar. Jandarma korkusundan adeta nefes alamıyorlar. Kendi aralarında bile Halk Fırkasının tasarruflarını eleştirmeye korkuyorlar.
Ve bu ortamda Fransa büyükelçiliği görevinden tatil için yurda dönen Fethi Bey’e, Mustafa Kemal tarafından çok önemli bir teklifte bulunuluyor:
“Bir muhalif fırka teşkil et!”
Fethi Bey, geçmiş tecrübelerden korkarak önceleri çekingen davransa da, sonraları Mustafa Kemal’in de açık desteğiyle iyice havaya giriyor. Fakat ülkede oluşan bahar havasından rahatsız olan bir isim, kafasındaki endişelerden kurtulmak için puslu havaların gelmesini bekliyor:
İsmet Paşa… O bir muhalif parti fikrine asla sıcak bakmıyor.
Çünkü Genç Cumhuriyet ve Halk Fırkası, kurulmasından itibaren kendisini sürekli tehlikede hissediyor. Öyle ki, bu tehlike algısı yüzünden Kurtuluş Savaşını beraber kazandığı insanları bile inkılaplara düşmanlıkla suçlayabiliyor. Ve insanlar, bu korku imparatorluğunda eleştirilerini dile getirmekten korkuyorlar. İnsanlar tek partinin baskısı üzerlerinden kalksın istiyorlar. Fakat hiçbirisinin gücü eleştiri yapabilecek seviyeye gelmiyor.
Ve bir gün Mustafa Kemal, adı cumhuriyet olan rejimin gerçekten cumhuriyet olabilmesi için yeni bir parti kurulması gerektiğini söyleyerek Fethi Bey’e destek veriyor. Serbest Fırka kuruluyor. Tüm Türkiye bu yeni partinin heyecanıyla bahara dönüyor, ağlayan yüzler gülmeye başlıyor, insanlar umutlanıyor. Tek parti zulmünün son bulacağını umarak çılgınca bir coşkuyla Serbest Fırkanın ve Fethi Bey’in arkasından koşuyorlar.
Bu düş, çok kısa sürüyor. Karanlık odalarda yapılan planlar, sergilenen entrikalar Serbest Fırkanın kurulması olayının arkasında demokrasi arayışından çok daha başka şeyler olduğunu ortaya koyuyor. Ve yıllardır beklenen bahar, garip halkın elinde bir yalancı teselli bırakarak, yalan oluyor.