Alçakgönüllü, eğlenceli ve naif bir geçmişten görkemli bir geleceğe doğru yol alan; kuruluşu, dramatik bir biçimde “Ayastefanos Rus Zafer Abidesi”nin yıkılışı imgesiyle temsil edilen Türk Sineması’nın sadece bir seyircisi ve eleştiricisi değil, -basamakları yavaş yavaş çıkarak- bir parçası olmak istedim…
Bunun için iyi bir şey yapmam gerekiyordu…
Sinema tarihinin önemli ikonografik birikimlerinden olan pek çok afiş ve fotoğraf sergisi gördüm. Bunlar titiz koleksiyonculuğun ürünü olarak sergilendiği gibi, sahaflardan kilo ile satın alınan afiş ve fotoğraflardan derleme de olabiliyordu. Bu yüzden biraz daha farklı ve emek isteyen bir etkinliğe imza atmaya karar verdim.
Bir gazeteci olarak sinema tarihine ilişkin yapabileceğim ilk şey elbette gazete sayfalarında yer alan haberleri derlemeyi düşünmek oldu. Sinema tarihi kitabı yapmak niyetini de içeren bu düşüncenin ilk aşaması, insanları doğrudan gazete sayfalarıyla yüz yüze getirmek oldu. Gazetelerde yer almış ama o günden sonra muhtemelen bir daha hiç kimse tarafından görülmemiş haberlere yeniden hayat vermeye karar verdim. Bunun ilk örneğini 47. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde gerçekleştirdim. Takdir ve ilgi gören serginin yaygınlaşarak bilhassa sinema araştırıcıları ve sinema okulu öğrencileri için bir örnek teşkil etmesini de umarak yeni bir sergi planladım.
Kütüphanede tozlu gazete sayfalarını çevirmeye başladığımda, Türk Sineması’nın 96 yıllık tarihini yansıtan gölgede kalmış haberlerle karşılaşacağımı umuyordum ama yanılmışım. Gazetelerimiz 1960’lı yıllara kadar daha çok Hollywood için sayfalar ayırmış. Türk sineması için yapılan bazı haberler ise çok yıpranmış sayfalarda asla iyi görüntü alamayacağım kadar silikleşmişlerdi. Üstelik bu sayfalar, görselliği ön planda olması gereken bir sergi için çok düşük standartlı ve yetersiz kalıyorlardı. Bir ara ümitsizliğe kapıldım. Sonra bu tür sayfaların içeriğini, bir kitapta toplayabileceğim fikrimi hatırlamam bana güç verdi. Sayfaları yeniden çevirmeye başlayacak gücü buldum. Bulabildiğim haberler, sinemamızın unutulmuş ve hatırlandıkça insana hüzün veya heyecan veren yanlarını yansıtıyordu. Derin bir nostalji duygusu doğuruyordu. Kimi zaman da insanı hayrete düşürüyordu!
Çeşitli sebeplerden dolayı, 1960-1980 yılları arasını kapsayan seçimlerim için genellikle siyah-beyaz tipo, tifdruk ve web ofset baskıların arasında sinema haberleri aramak evet, pek keyifli değildi ama kayda alabildiğim nostaljik görüntülerin yarattığı dramatik etki fevkaladeydi.

15 Aralık 2010 Çarşamba günü açılan sergi,26 Aralık 2011 gününe kadar Profilo AVM Kültür Merkezinde sinema severlerin akınına uğradı.

Resimler:

HaftaninFilmi.com’dan Filmler

Gösterimdekiler (16. hafta):
Nûfer (2024) Çılgın Yolculuk - Lahazat Lazeeza (2024) Kimsesiz (2024) Bulanık (2024) Robot Düşleri - Robot Dreams (2024) Meraklı Kedinin 10 Yaşamı - 10 Lives (2024) Aşk Filmi (2024) Arap Kadri (2024) Dali'yi Beklerken (2024) Harry Potter ve Ölüm Yadigarları: Bölüm 1 (Harry Potter and the Deathly Hallows: Part 1 (2024) Demon Slayer - To the Hashira Training (2024) Harry Potter ve Ölüm Yadigarları: Bölüm 2 - Harry Potter and the Deathly Hallows: Part 2 (2024) Tutsak Abigail - Abigail (2024) İç Savaş - Civil War (2024)
Arşivden Seçkiler:
Kara Noel - Black Christmas (2019) 11'e 10 Kala (2009) İçimdeki Balık (2015) Merkezi İstihbarat - Central Intelligence (2016) Saplantı - The Lullaby (2018) Mutluluk - Glück - Bliss (2013)

Leave a comment