THE JONESES – ÖRNEK AİLE

SİNOPSİS

Banliyödeki zengin ve özel sitelerde yeni birilerinin mahalleye taşınması her zaman ilgi çeker. Özellikle de taşınanlar Jones ailesi gibi bir aileyse! Steve ve Kate Jones mükemmel bir çifttir, çocukları Mick ve Jenn ise terbiyeli, yetenekli kısacası görünüşte ideal çocuklardır. Üstelik evlerini dolduran son moda eşyaları ve mükemmel dış görünümleriyle Jones ailesi adeta reklamlardan fırlamış gibidir… Ki aslında bunun şaşırtıcı bir yanı yoktur zira Jones ailesi gerçek bir aile değil Life Image isimli bir pazarlama şirketinin çalışanlarıdır. Görevleri ise aile kılığında zengin mahallelere taşınarak müşterilerin ürünlerine “canlı reklam” yapmaktır…

Böylece Jones’ların yeni reklam kampanyası başlar. Başta yan komşuları Larry ve Summer olmak üzere tüm mahalle Jones’larla “lüks yarışı” na girmekte gecikmez. Şirket de onlardan memnundur; eğer grubun en yeni üyesi Steve de satış rakamlarını yükseltebilirse şirketin en çok kâr getiren “ailelerinden” biri olacaklardır. Steve hem diğer “ekip arkadaşları” ile başa çıkmak hem de aslında patronu olan Kate’in de gözüne girebilmek için Larry ile ilgilenmeye başlar. Steve’i adeta takıntı haline getiren Larry sayesinde satış rakamları yükselir… Jones’ların büyük bir terfi alması işten bile görünmemektedir.

Ancak gerçek hayat hiçbir zaman senaryodakine uygun gitmez. Ve Kate’in tüm çabalarına rağmen gerçek hayat Jones’ların mükemmel dünyasına da yavaş yavaş girmeye başlar. Oyuncuların gerçek kişilikleri ile Jones’ların kişilikleri arasında önüne geçilemez çelişkiler baş göstermiştir ve bu çelişkilerin gerçekten de beklenmedik sonuçları olacaktır…

FILMNATION ENTERTAINMENT ve VISTAAR RELIGARE sunar WSG ENTERTAINMENT ve PREMIER PICTURE işbirliğiyle bir ECHO LAKE ENTERTAINMENT  yapımı bir DERRICK BORTE filmi DAVID DUCHOVNY DEMI MOORE “THE JONESES” GARY COLE GLENN HEADLY BEN HOLLINGSWORTH AMBER HEARD ve LAUREN HUTTON ile kast PAM DIXON MICKELSON, C.S.A. müzik NICK URATA müzik süpervizörü SUSAN JACOBS kostüm tasarım RENEE EHRLICH KALFUS kurgu JANICE HAMPTON, A.C.E. yapım tasarım KRISTI ZEA görüntü yönetmeni YARON ORBACH hikâye RANDY DINZLER ortak yapımcılar SCOTT LOCHMUS JESSICA STAMEN yürütücü yapımcı SHEETAL V. TALMAR TOM LUSE DAVID ROGERS ADAM BETTERIDGE PAUL YOUNG PETER PRINCIPATO yapımcı KRISTI ZEA DERRICK BORTE ANDREW SPAULDING DOUG MANKOFF senarist ve yönetmen DERRICK BORTE

YAPIM NOTLARI

Filmin yazar, yönetmen ve yapımcısı Derrick Borte, THE JONESES ile ilk uzun metrajlı film denemesini yapmış. Aslen grafik tasarımcı olan Borte, reklam filmleri ve şirketlerin tanıtım filmlerini çekerek yönetmenliğe geçiş yapmış. THE JONESES’i yazarken aslında kendi geçmişinden ilham aldığını da şöyle anlatıyor :

“Uzun zaman reklam sektöründe çalıştım. Reklamcıların insanların akıllarına ürünleri sokmak için kullandıkları yöntemlerin çeşitliliğine her zaman hayran kalmışımdır. Mesela barlarda oturup belli bir marka sigara içmek için para alan mankenler olduğunu hepimiz duymuşuzdur. Ben reklamcıların aklımıza bir ürünü sokmak için ne kadar ileri gidebileceğini merak ediyordum. Bu yüzden de bir bara bir kız yerleştirmek yerine lüks bir eve bir aile yerleştirdim ve The Joneses doğdu.”

Borte senaryoyu bitirmek için bir aile dostu olan ödüllü yapımcı, yapım tasarımcı, kostüm tasarımcı ve yönetmen olan Kristi Zea ile beraber çalışmış. Uzun uğraşlardan sonra biten senaryoyu meslekten birkaç kişiye göstermeye karar vermişler. Uyandırdığı ilgi Borte’yi bile şaşırtmış:

“Telefonlar resmen yağıyordu. Her gece ya müşterilerini pazarlamak isteyen menajerler ya da senaryoyu okuyup beğenen oyuncular arıyordu. İnanılmaz derecede hızlı yayıldı. Ve en büyük zorluk, bu filmi kiminle çekeceğimi bulmak oldu. Tıpkı Rubik küp bulmacası gibiydi; bir tarafına bakınca her şey yerine oturmuş gibi görünüyordu sonra başka bir tarafa bakınca aslında birçok sorun olduğunu görüyorduk. Sürece birçok kez baştan başladık, birçok kez tam oldu zannederken aslında olmadığını fark ettik ve ne olduğunu anlamadan çalışmaya başlamıştık.”

Tabii ki bu arama sürecinde en önemli unsurlardan biri de başrol oyuncularının seçimi olmuş. Sonuçta Kate ve Steve Jones roller için Demi Moore ve David Duchovny ile anlaşan Borte, başrol oyuncuları arasında özel bir kimya olmasını istiyormuş. Ancak Demi Moore ve David Duchovny ile karşı karşıya geldiği anda aradığı çiftin onlar olduğunu hemen anlamış :

“David ile birkaç sene önce tanışmıştım. Rol hakkında konuşmuştuk ve o da ilgilenmişti. Onu biraz yakından tanıma şansım olmuştu ve Demi ile tanışır tanışmaz aralarında bir elektrik olacağını anlamıştım. Üçümüz ilk kez oturup proje üzerinde çalışmaya başladığımızda inanılmazdı, uyumları mükemmeldi.”

Ama tabii Jones ailesinin üyeleri bununla sınırlı değil; Jenn ve Mick rolleri de en azından Kate ve Steve Jones kadar önemliydi. Borte Jenn karakteri için denemelere başladığında, birkaç yıl önce tanıştığı Amber Heard’ın ismi zaten aklındaymış. Onun bu rol için uygun olacağını düşünen Borte, bu tahmininde yanılmadığını Heard ile yaptığı toplantıdan hemen sonra anlamış. Heard ise Jenn karakterini oldukça çekici bulmuş, sebebini ise şöyle izah ediyor:

“ Her zaman ilginç ve farklı yanları olan karakterleri seçmeye çalışırım. Ve Jenn karakterinde de gerçekten tuhaf bir şeyler var.”

Heard’a göre Demi Moore ile çalışmak “ilham verici” imiş. Ünlü oyuncu ile sette büyük bir yakınlık kuran Heard’a göre Demi Moore, filmin ilerleyen safhalarında Jenn karakterini belirleyen bir takım kararları şekillendirmesine yardımcı olmuş.

Mick Jones karakterini canlandıracak oyuncuyu bulmak ise pek o kadar kolay olmamış. Ekip 100 kadar oyuncuyu denemeden geçirmelerine rağmen bir türlü istedikleri gibi bir oyuncu bulamamışlar ta ki Kanadalı oyuncu Ben Hollingsworth’ün gönderdiği videoyu izleyene kadar. Ancak Ben’i bulmak sorunlarına çözüm olmamış. Yönetmen Derrick Borte anlatıyor :

“ Ben onunla anlaşmak istiyordum ama ekip bana çekimlere bir hafta kaldığını ve Seth’in çalışma izninin hâlâ olmadığını yani bu işin olmasının zor olduğunu söyledi. Neyse ki doğru avukatları bulabildik ve durumu hallettiler. Sanırım çalışma iznini çekimlerden bir gün önce falan almıştı.”

Ben Hollingsworth’ün ise karakteri Mick hakkındaki yorumları ise şöyle :

“Bence Mick senaryonun etik merkezi. Bence bunun sebebi de bazı seçimler yapması ve insan doğasında olan gerçek sorunlarla, büyümekte olan birçok gencin karşılaştığı sorunlarla uğraşıyor olması.”

Seth, ekip arkadaşlarından David Duchovny ile çok iyi anlaştığını da belirtiyor:

“David harika biri. Oyunculara ve teknik ekibe şakalar yaparken ve beraber saçmalarken çok eğlendik. Bu herkesi tetikte tutuyordu.”

Kast’ı seçtikten sonra diğer bir önemli unsur da çekimlerin yapılacağı mekanların seçimiydi. Yapımcı Kristi Zea hem bütçelerine hem de filmin tarzına uyan bir mekan bulmakta epey zorlanmış. Üstelik herhangi bir malikâne ya da sitenin de filme uygun olmayacağı düşünülüyormuş. Zea bunu şu şekilde açıklıyor:

“İzleyicilerin ya istedikleri, ya oturmuş oldukları ya da oturmakta oldukları evler olarak bir bağ kurabilmemiz çok önemliydi ve sanırım Jones’ların evinde bunu başardık. Uygun olması için ulaşılmaz olmadığı mesajını verecek bir tasarım anlayışı izlemeliydik.”

Bahsi geçen mekan, Amerikanın Georgia eyaletinin Atlanta şehrinin banliyölerinde bulunmuş. Bulunan mekanlar ise bütün ekibi bir hayli şaşırtmış. Zea bu durumu şöyle açıklıyor:

“Atlanta’ya gelip banliyölere ulaşınca yan yana birçok site görebilirsiniz. Biz de burada mekan aramaya başladığımızda bu evlerin her yerde olduğunu fark ettik. Bir buçuk, iki milyon dolar değerinde evler bazen yarım hektarlık bazen daha ufak bir alanda, ormandaki bir grup mantar gibi üst üsteydi.”

Başrol oyuncusu David Duchovny ise şunu ekliyor :

“ Çekim yaptığımız mahalle gerçekten harika. Bu mekanı bulanlardan çok etkilendim. Hayatımda böyle her şeyi hazır evlerle dolu bir mahalle görmemiştim.”

Çekimler sırasında üzerinde durulan konulardan birisi de tüketim olmuş, çekimlerin başlamasından kısa bir süre sonra baş gösteren ekonomik kriz de bu durumun altını çizmiş. Zea, izleyicilerin şu anki ekonomik durumdan da dolayı filmde kendilerinden çok şey bulacağını düşündüğünü söylüyor ve şöyle devam ediyor :

“ İçinde yaşadığımız toplum bir kredi toplumu ve inanılmaz derecede borç altında bir toplum. Şimdi o balon patladı ve sürekli borç para alamayacağımızı öğreniyoruz. İnsanların sürekli borç para almasının sebebi ise aslında ihtiyaçları olmayan şeylere ihtiyaçları olduğunu hissetmeleri ve bence filmin asıl mesajı da bu.”

Başrol oyuncularından Demi Moore’un bu konu hakkındaki düşünceleri ise şöyle :

“ İnsanlar yeni eşya seviyor ve sürekli içimizdeki ihtiyacı tatmin etmek için yeni şeyler arıyoruz ama bunlar bizi asla tatmin etmeyecek. Her zaman yeni bir şey arıyoruz çünkü bir şeyi elde ediyoruz ve bu hoşumuza gidiyor, bir süre beğeniyoruz ama sonra yeni bir şeye ihtiyaç duyuyoruz.”

David Duchovny’e göre ise tüketim, sadece filmin değil 21. Yüzyıl Amerika’sının önemli bir teması. Duchovny şöyle devam ediyor:

“Bu, hem bu ülkede hem bütün dünyada incelenmesi çok ilginç bir konu ve bu film de bunu çok zeki bir şekilde ele alıyor.”

OYUNCULAR HAKKKINDA

DAVID DUCHOVNY

•    David Duchovny 1960 New York doğumlu
•    Aslen Princeton Üniversitesi mezunu olan Duchovny, oyunculuk eğitimine Yale Üniversitesinde master eğitimi alırken başlamış. 1987 yılında Yale’dan gelen doktora teklifini reddederek profesyonel oyunculuğa başlamış.
•    Birkaç filmde küçük rollerde yer aldıktan sonra 1991 yılında David Lynch’in ünlü dizisi İkiz Tepeler’de üç bölüm boyunca rol aldı. Burada oynadığı travesti dedektif Dennis Bryson hâlâ dizinin hatırlanan rollerinden biri.
•    Bundan sonra 1992 yılında Sir Richard Attenbrough’nun yönettiği ve Robert Downey Jr.’ın başrolünü oynadığı Chaplin ve 1993 yılında başrolünü Brad Pitt’in oynadığı başarılı bağımsız yapım Kalifornia’da yan rollerde yer alarak dikkati çekti.
•    1993 yılında Fox Tv’nin ünlü dizisi X-Files’da başrol oyuncusu oldu. Bu şüphesiz onu üne kavuşturan rolü oldu. Ajan Fox Mulder rolüyle Duchovny Dramda En İyi Erkek Oyuncu dalında Altın Küre ödülü ve Dramda En İyi Erkek Oyuncu dalında Emmy adaylığı getirdi. Duchovny, 2002 yılında dizi bitene kadar burada görevine devam etti.
•    Bu sırada Julianne Moore ile EVOLUTION, Minnie Driver ile RETURN TO ME, Timothy Hutton ve Angelina Jolie ile PLAYING GOD, Halle Berry ve Benicio Del Toro ile birlikte rol aldığı THINGS WE LOST IN THE FIRE ve Vincent Perez’in yönettiği gibi yapımlarda yer aldı.
•    2007 yılından 2009 yılına kadar Californication isimli dizide Hank Moody rolünde yer alan Duchovny, burada da büyük başarı sağladı. Bu rolüyle Bir Müzikal, Komedi ya da TV dizisinde En İyi Erkek Oyuncu dalında Altın Küre ödülü alarak hem komedi hem de dram alanında Altın Küre ödülü alan nadir oyunculardan biri oldu.

DEMI MOORE

•    1962 yılında New Mexico’da dünyaya geldi.
•    1984 yılında Michael Caine’in kızı rolünü oynadığı BLAME IT ON RIO isimli filmle ilk çıkışını yapan Moore, bundan sonra John Cusack ile rol aldığı ONE CRAZY SUMMER ve Sean Penn ve Robert De Niro ile birlikte rol aldığı WE’RE NO ANGELS gibi yapımlarla da beğeni topladı.
•    Ama asıl başarıyı 1990 yılında Patrick Swayze ile başrolü paylaştığı GHOST filmiyle yakaladı. Bundan sonra Robert Redford ve Woody Harrelson ile INDECENT PROPOSAL ve Michael Douglas ile DISCLOSURE gibi tartışmalı filmlerde rol alarak adından söz ettirdi.
•    Moore sadece başarılı bir oyuncu değil, aynı zamanda başarılı bir yapımcı. Hem rol aldığı hem de yapımcılığını üstlendiği filmler arasında Viggo Mortenson ile rol aldığı G.I. JANE, Sissy Spacek ve Cher ile rol aldığı Emmy adayı film IF THESE WALLS COULD TALK ve Bruce Willis ile rol aldığı MORTAL THOUGHTS’u saymak mümkün.
•    Moore sadece iş hayatıyla değil, özel hayatıyla da isminden epeyce söz ettirdi. Bruce Willis ile olan uzun süreli evliliği ve boşanması, hamileyken Vanity Fair dergisinin kapağında çıplak olarak yer alması ve kendisinden 16 yaş küçük oyuncu Ashton Kutcher ile evlenmesi Moore’un adını manşetlere taşıyan olaylardan sadece birkaçı.
•    Moore, şu anda ikinci eşi Kutcher ve ilk evliliğinden olan üç kızıyla beraber Los Angeles’te oturuyor.

AMBER HEARD

•    1986 Teksas doğumlu olan Heard, Hollywood’un yükselen yıldızlarından biri.
•    Amber, 2004 yılından itibaren ses getiren yapımlarda yer almaya başladı. Bunların arasında Djimon Hounsou ile rol aldığı NEVER BACK DOWN, Nick Cassavetes’in yönettiği ALPHA DOG ve Oscar Ödülü’ne aday olan NORTH COUNTRY’i saymak mümkün.
•    2008 yılında THE PINEAPPLE EXPRESS filmiyle çıkış yapan Heard bu filmdeki rolüyle Movieline Genç Hollywood Ödülleri’nde En İyi Çıkış Ödülünü aldı.
•    En yeni projelerinden olan The Rum Diaries’in çekimlerini yeni tamamlayan Heard, bu filmde Johnny Depp ve Aaron Eckhart ile başrolü paylaşıyor.

BEN HOLLINGSWORTH

•    1984 doğumlu Hollingsworth, aslen Kanada’nın Brockville kasabasında dünyaya geldi.
•    Profesyonel geçmişinde tiyatro alanına yoğunlaşmış olan Hollingsworth’ün beyaz perdeye geçişi nispeten yeni. Ancak Ashton Kutcher’ın yapımcılığını üstlendiği THE BEAUTIFUL LIFE isimli televizyon dizisinde Mischa Barton ile başrolde yer alarak adından söz ettirdi.

Resimler:

HaftaninFilmi.com’dan Filmler

Gösterimdekiler (16. hafta):
Nûfer (2024) Çılgın Yolculuk - Lahazat Lazeeza (2024) Kimsesiz (2024) Bulanık (2024) Robot Düşleri - Robot Dreams (2024) Meraklı Kedinin 10 Yaşamı - 10 Lives (2024) Aşk Filmi (2024) Arap Kadri (2024) Dali'yi Beklerken (2024) Harry Potter ve Ölüm Yadigarları: Bölüm 1 (Harry Potter and the Deathly Hallows: Part 1 (2024) Demon Slayer - To the Hashira Training (2024) Harry Potter ve Ölüm Yadigarları: Bölüm 2 - Harry Potter and the Deathly Hallows: Part 2 (2024) Tutsak Abigail - Abigail (2024) İç Savaş - Civil War (2024)
Arşivden Seçkiler:
Ay Prensesi / The Secret Of Moonacre (2009) Düşkapanı - Dreamkatcher (2021) Entrika - Arbitrage (2013) Eş Ruhumun Eş Zamanı (2012) Aşk Uykusu (2017) Ölü Nöbeti - The Vigil (2020)

Leave a comment