İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, 2010-2011 sezonunda Heather Raffo’nun yazdığı Arif Akkaya’nın yönettiği Arzunun Onda Dokuzu adlı yeni oyunla 6-17 Ekim 2010 tarihleri arasında Üsküdar Kerem Yılmazer Sahnesi’nde seyircilerle buluşuyor. Arzunun Onda Dokuzu, işgal edilen topraklarda kültürün, hayatın, bedenin, ruhun zorla ele geçirilmesi karşısında kadınların yaşadığı çıkmazları ve ölüm kalım savaşındaki dokuz kadını anlatıyor. Çevirisini Füsun Günersel’in, dramaturgluğunu Hatice Yurtduru’nun, sahne tasarımını Gamze Kuş’un, kostüm tasarımını Nihal Kaplangı’nın, ışık tasarımını Kemal Yiğitcan’ın, efekt tasarımını Metin Taşkıran’ın, hareket düzeninini Handan Ergiydiren’in, video tasarımını Cem Ulu ve Arif Akkaya’nın yaptığı oyunda; Hikmet Körmükçü, Hasibe Eren, Bensu Orhunöz, Cihan Kurtaran rol alıyor.

Arzunun Onda Dokuzu adlı oyunun broşüründen…

Yazan: Heather Raffo

Heather Raffo’nun babası Iraklı, annesi Amerikalı. Michigan Üniversitesi’ni bitirdikten sonra San Diego Üniversitesi’nde lisans-üstü çalışması yaptı. Londra Kraliyet Akademisi’nde tiyatro eğitimi gördü. Irak’a ilk kez 1974’te ailesiyle gitti. 1993’te gittikten sonra “Arzunun Onda Dokuzu” adıyla tek kişilik bir piyes yazdı. Gerek bu eser gerekse oyunculuğu ile uluslararası başarı kazandı.

Bu piyes hakkında şöyle diyor: “Amerikalı bir seyircinin ‘O Bedevî kadın tıpkı teyzem’ demesini çok isterim. Ama aynı zamanda Amerikalı seyircilerin oyundan çıkarken biraz zihin karışıklığı yaşamasını da… “Ha, anladım,” diyebilmek yerine Irak halkının ruh
durumunu anlamanın zorluğunu düşünmesini isterim. Kolay mı Amerikan desteğiyle Saddam yönetiminde 30 yıl yaşamak, İran ile savaşta 1,5 milyon kayıp vermek, 13 yıl yaptırım sıkıntısı çekmek ve Amerikan ateş gücü altında iki savaşın mağduru olmak…”

Yöneten: Arif Akkaya

1965’te İstanbul’da doğdu. 1982’de İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümü’nü kazandı. 1985’te halen oyuncu ve yönetmen olarak görev yaptığı İ.B.B. Şehir Tiyatroları’na katıldı. Aynı yıl İBBŞT oyuncusu birkaç arkadaşı ile birlikte “Tiyatro Odası”nı kurdu. İstanbul Devlet Tiyatrosu, İ.B.B. Şehir Tiyatroları, Dormen Tiyatrosu, Hadi Çaman Tiyatrosu, Duru Tiyatro gibi ödenekli ve özel tiyatrolarda oyuncu ve yönetmen olarak çalıştı. Sinema ve reklam filmlerinde, televizyon dizilerinde rol aldı.

Yönettiği Oyunlardan Bazıları

Sokağa Çıkma Yasağı (Yazan: Civan Canova), İyi Geceler Anne (Yazan: Marsha Norman – Çeviren: Yıldırım Türker), Bana Bir Picasso Gerek (Yazan: Jeffrey Hatcher – Çeviren: Şükran Yücel), İkinci Nöbetçinin Sıkıntıları (Yazan: Orhan Güner), Sürmanşet (Yazan: Sinan Tuzcu), Deri Ceket (Yazan: Stanislav Stratiev – Çeviren: Özdemir İnce)

Oynadığı Oyunlardan Bazıları

Antonius ve Cleopatra (W. Shakespeare -Yöneten: Engin Uludağ), Taziye (Murathan Mungan – Yöneten: Nurhan Karadağ), Dallar Yeşil Olmalı (Yöneten: Hakan Altıner), Aç Sınıfın Laneti (Sam Shepard – Yöneten: Tunç Yalman), (Avni Dilligil Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü), Kanlı Düğün (F. G. Lorca – Yöneten: Başar Sabuncu), Kafkas Tebeşir Dairesi (B. Brecht – Yöneten: Yücel Erten), Güz Bitiminde (Moliere – Yöneten: Mehmet Ulusoy), Kuş Operasyonu (H. Boitchev – Yöneten: Macit Koper), (Avni Dilligil En İyi Ekip Ödülü), Danton’un Ölümü (G. Büchner – Yöneten: Roberta Ciulli)

Oynadığı Sinema ve TV Filmlerinden Bazıları

Kadının Adı Yok (Yöneten: Atıf Yılmaz), Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni (Yöneten: Yavuz Turgul), Filler ve Çimen (Yöneten: Derviş Zaim), Karanlıkta Koşanlar (Yöneten: Uğur Yücel)

Savaş insanın yüreğini parçalıyor! Sizce de öyle değil mi? Arif Akkaya Aylar önce başladı serüvenimiz… Bu oyun tek kişilik bir oyundu, bir derdi olan… Savaşın içindeki kadınları, tek bir kadın olarak gördük tektik çoğaldık. Savaşın evrenselliği ile insanın evrenselliğini koşut aldık kendimize. Büyüdükçe sadeleşmeye ve kendi estetiğimizi bulmaya çabaladık. Oyunu adam ederken kendimiz de adam olduk, öldük, bombalandık, yaşamaya çalıştık. Oyunun içinde kelimelere hislerimizle dokunduk, onları dönüştürdük.
Kadının savaş karşıtı duruşunu yansıtmaya çalıştık. Doğuran öldürmez mi? Bombalamaz mı devletler kendi evlatlarını, öldürtmez mi? Kim pimi çeker, kim kazanır kim kaybeder, kim bu oyununda şah kim piyon olur bilinmez.
Nerede yaşarsanız yaşayın taşımaz mısınız kültürünüzü oturuşunuzda, kalkışınızda, konuşmalarınızda, kalbinizde, genlerinizde ve bir gün biri gelip isterse değiştirmek sizi medeniyetleşme adı altında ne yaparsınız? Kuşatsa sizi silahlarıyla, gücüyle, parasıyla…
Bağırmaz mısınız bir sesimizi duyan yok mu diye… Şahit olsanız bir kadının “açım” sözlerine kafanızı çevirseniz bir an… bir bakış… donsanız o zaman diliminde… siz de suçlu olmaz mısınız sessizliğinizle…
Biz kendimizi sorguladık, şimdi sıra sizde… Oyunumuzu savaşlarda ölen insanlara adıyor, savaşsız bir dünya diliyoruz.

HaftaninFilmi.com’dan Filmler

Gösterimdekiler (16. hafta):
Nûfer (2024) Çılgın Yolculuk - Lahazat Lazeeza (2024) Kimsesiz (2024) Bulanık (2024) Robot Düşleri - Robot Dreams (2024) Meraklı Kedinin 10 Yaşamı - 10 Lives (2024) Aşk Filmi (2024) Arap Kadri (2024) Dali'yi Beklerken (2024) Harry Potter ve Ölüm Yadigarları: Bölüm 1 (Harry Potter and the Deathly Hallows: Part 1 (2024) Demon Slayer - To the Hashira Training (2024) Harry Potter ve Ölüm Yadigarları: Bölüm 2 - Harry Potter and the Deathly Hallows: Part 2 (2024) Tutsak Abigail - Abigail (2024) İç Savaş - Civil War (2024)
Arşivden Seçkiler:
Kimsesiz (2024) Yokuş Aşağı - Downhill (2020) Hayat Işığım - The Light Between Oceans (2016) Göz - Oculus (2014) Aşka Yükseliş - 3 Metros Sobre El Cielo (2013)

Leave a comment