İstanbul’a üniversite için geldiğim 2001 yılında sinemada izlediğim ilk film “Paramparça Aşklar ve Köpekler” idi. O dönem AKM’nin sinemasında vizyondan kalksa da sinemanın önemli başyapıtlarını izlemeniz mümkündü. Hem de çok cüzi bir paraya… AKM’ de izlediğim bu filmlerle kendi sinema çizgimi oluşturdum diyebilirim. Zaten daha sonraki yıllarda o salonlarda izlediğim filmleri ve insanları çok arayacaktım.

“Paramparça Aşklar ve Köpekler”le de tanışmam bu salonlarda oldu. Film iç içe geçmiş kesişen hayatları anlatan, insanın içine işleyen bir filmdi. Filme girerken yönetmenine şöyle bir bakmıştım: Alejandro González Inarritu… Bu başarılı yönetmeni daha sonra “21 Gram” ve “Babil” filmleriyle karşıma çıkacak, yine kendisine hayran olacaktım.

Yıl 2011 ve bu Meksikalı yönetmen şu günlerde “Biutiful” filmiyle yine gündemde. Tabi bu kez farklı bir tarzda! Kesişen tarzda hayatları anlatmayı bırakan İnarritu, düz fakat yine sarsıcı bir hikâyeyle karşımda duruyordu. Hem de son yıllarda keyifle izlediğim bir oyuncu olan Javier Bardem ile birlikte.

Barcelona’da geçen hikâyede, Oscar ödüllü aktör Javier Bardem, Uxbal adında kanuna aykırı işleri yüzünden başı polisle derde giren bir adamı canlandırıyor. Biutiful, zorunlu olarak yaptığı yasadışı işlerle para kazanmaya çalışan sorunlu ama sadık ve duyarlı bir babanın hikâyesi.

Baba olmayı, sevgiyi, ruhsallığı, suçu, pişmanlığı ve ölümlülüğü, Barcelona’nın tehlikeli yer altı dünyasında dengelemeye çalışan Uxbal’ın hikâyesini sinema perdesine taşıyan yapımda, parasını kazanmak için hiçbir kural tanımayan ve çocukları için yaptığı fedakârlıkların sınırı olmayan Uxbal’ın hikâyesi beni tam kalbimden yakalıyor.

“Biutiful”ı tercih eden seyirci sayısı öyle çoktu ki salonda yer yoktu. İlk defa bir filmi en önde boynum tutularak izledim. Fakat, maalesef filmin ikinci yarısında salon boşaldı. Ağır ilerleyen film birçoklarını tatmin etmemişti. Aksiyon ve komedi sever bir millet olarak bu film bizi sarmadı galiba… Kendi adıma film etkileyiciydi ve her saniyesinden büyük keyif aldım.

‘Yabancı Film’ kategorisinde Altın Küre ödülü alan “Biutiful”, Oscar’da da ‘En İyi Erkek Oyuncu’ ve ‘Yabancı Dilde En İyi Film’ dallarında yarışacak. Daha önce bir Oscar’ı bulan Javier Bardem, bakalım bu kez de heykelciği kucaklayabilecek mi? İspanyol aktörün filmdeki performansı çok başarılı… Her rolünün üstesinden başarılıyla kalkan Bardem yine yeteneğini konuşturmuş. Fakat aktörün bu sene zorlu rakipleri var hemen belirteyim. Filmde kötü oyunculuk sergileyen kimse yok. Ama  Uxbal’ın eşini oynayan Maricel Álvarez’in performansı da çok etkileyiciydi. Filmi geç olmadan sinemalarda izleyin derim.

İyi seyirler…

Resimler:

HaftaninFilmi.com’dan Filmler

Gösterimdekiler (16. hafta):
Nûfer (2024) Çılgın Yolculuk - Lahazat Lazeeza (2024) Kimsesiz (2024) Bulanık (2024) Robot Düşleri - Robot Dreams (2024) Meraklı Kedinin 10 Yaşamı - 10 Lives (2024) Aşk Filmi (2024) Arap Kadri (2024) Dali'yi Beklerken (2024) Harry Potter ve Ölüm Yadigarları: Bölüm 1 (Harry Potter and the Deathly Hallows: Part 1 (2024) Demon Slayer - To the Hashira Training (2024) Harry Potter ve Ölüm Yadigarları: Bölüm 2 - Harry Potter and the Deathly Hallows: Part 2 (2024) Tutsak Abigail - Abigail (2024) İç Savaş - Civil War (2024)
Arşivden Seçkiler:
Kızıl Tepe - Crimson Peak (2015) Hür Adam: Bediüzzaman Said Nursi (2011) Antep Fıstığı (2018) Muhteşem Gatsby - The Great Gatsby (2013) İki Gözüm Ahmet (2021) Prens - The Prince (2014)

Leave a comment